Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-23-2007, 22:13   #7
Kullanıcı Adı
akzeinebu
Standart 1. Hafta Maçı..A TAKIMI( ak_saliha-ak_mavish) -- FİKİR AKIMI (AKzeinebu - Aga
Öncelikle böyle gecikmeli ekliyoruz yazılarımızı kusurumuza bakmayın çalışıyoruz ve inanın çok yoğunlumuz var yarım saat içinde hazırlamaya çalışıyoruz yazılarımızı affınıza sığınıyoruz…

Şimdi öncelikle “Bunu özel yaşamımızda tabii ki kullanabiliriz..hepimiz de kullanmışızdır …Fakat devlet meseleleri hassastır don kişotluk kaldırmaz…” demişsiniz don kişot olarak gördüğünüz için teşekkür ederiz … ayrıcada don kişotluk yapmak nasıl oluyormuş birde onu açıklarsanız çok seviniriz…
Eğer bu düşüncelerimiz don kişotluk yapmaksa meclisten bununla ilgili bir karar çıktı. Demekki Türkiye de başbakanımızda dahil olmak üzere sınır ötesi operasyona olumlu bakan herkes don kişotluk yapmış oluyor…oda güzel…
Şimdi pkk nın oluşum yeri olarak Türkiye yi görmenizi anlayamıyorum. Pkk nın oluşum yeri yani yaşama alanı, lojistik kaynağı kuzey ıraktır. Siz bu terör örgütünü bitirmek istiyorsanız kökten çözüm yapmalısınız bu konuda hemfikiriz. Ya kendiniz söylemişsiniz ABD kuklasıdır diye…Kukla olan birilerinin sözüne güvenilmeyeceğinide bilmeniz gerekir bu insanlarla tabirinizle kuklalarla hiçbir siyasi diplomasi yapılmaz…Adamlar önce tamam diyorlar, iki gün sonra vazgeçiyorlar kedimizi bile vermeyiz diyorlar…Bu insanlarla anlaşma yapılamaz, yapılsa bile sağlam olmaz, ne yapacakları belli olmayan kişiler, kendi çıkarları doğrultusunda anlaşma yapan insanlar. Bu yüzden güvenmek ne derece doğrudur takdir sizlerin…
Avrupa ülkeleriyle diplomasi tabiî ki yapılsın bunun hiçbir sakıncası yok. Çünkü Avrupa pkknın siyasal kazanım yaptığı yerlerdir bir nevi siyasi destek gördüğü yerdir. Siyasi desteklerini kesmek için Avrupa ülkeleri ile anlaşmaya varılabilir.Fakat dediğim gibi peki ya pkknın yaşam alanı, eğitim alanı, lojistik sağladığı alan ne olacak Yani kuzey ırak…
Sınırı geçtiğiniz zaman köylerde kentlerde pkk örgütüne ait bayraklarla karşılaşıyorsunuz.Kendi paralarını kullanıyorlar.Her fırsatta Türkiye de bölücülüğü savunuyorlar…Kuzey ırakta büyük bir serbestlik içindeler ve gün geçtikçe büyüyorlar genişliyorlar…Maddi açıdan kaynakları gitgide büyüyor…SYN Büyük anıt ın dediği gibi; Eskiden katırla gittikleri yere şimdilerle arabayla gidiyorlar.
Bunların önüne diplomasiyle geçilmez Pkk ile yani eli hala silah tutan bir terör örgütüyle anlaşma koltuğuna oturulmaz…Dediğiniz gibi siyasi desteklerini kesebiliriz diplomasiyle ama yaşam alanlarını, lojistik desteklerini değil.
Bizce yapılması gereken bir şey yok… Birkaç şey var. Yani hem sınır ötesi operasyon yapılır, yaşam alanlarını bitirmek için, hem AB ile anlaşmalar, görüşmeler yapılır, siyasi desteğin bitmesi için, hemde ülke sınırları içerisinde bütünlük, eşitlik sağlanır bunların hepsi birleştiğinde bizim kanaatimizce bu sorun ortadan kalkar.
Halkın bilinçlendirilmesi tek başına hiçbir zaman çözüm olamaz…Doğu bölgelerinde halk bilinçlendirilmeye başlandı ama Töre denilen illetin bile önüne geçilemiyor.Törenin bile önüne geçilemezken terörün önüne nasıl geçilecek? Kaldıki insanlar bilinçsiz gibi görünselerde bu lanet oluşumun zararlarını yaşayarak öğreniyorlar…Şehit aileleri arasında kürt vatandaşlar var.
Gelelim Barzani ile ilgili söylediklerinize…Size küçük bir bilgi vereceğiz hükümet ekibi ve sayın jüri;
Herkesin bildiği üzere Türk ordusu bundan önce 24 defa Kuzey Irak'a girdi, her defasında 20-35 km derinliğe kadar girip operasyon yapıyor, sonra dönüyordu. En etkili iki operasyon 1996 ve 1998 yıllarında yapıldı. İlkinde Barzani (KDP)'ye, ikincisinde Talabani (KYP)'ye bağlı kuvvetler Türkiye'ye destek verdi, peşmergeler Mehmetçikle omuz omuza savaştı. Elimizde kesin rakam yoksa da, bazı gözlemcilere göre iki operasyonda toplam 3 bin peşmerge hayatını kaybetti -bu rakamı 6 bine çıkaranlar da var

Sizin yukarıdaki bilgileri alıntı yaptığınız yazının bir alt paragrafındaki yazıyı bizde alıntı yaptık keşke bunlarıda yazsaymışsınız…
“”1996 ve 98 operasyonlarında iki önemli husus vardı: a) Hem KDP hem KYP, PKK'yı istemiyorlardı; b) İki Kürt grubu kendi aralarında çatışıyorlardı. 1996'da KDP öylesine sıkıştırıldı ki, Barzani neredeyse esir düşüyordu. Dolayısıyla konjonktür Türkiye'nin lehineydi. Bugün ise her iki Kürt grubu kendi aralarında anlaşmış bulunuyorlar. Irak'ın en önemli iki makamını (Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile değer önemli bürokratik mevkileri) ellerinde bulunduruyorlar. PKK'dan korkmuyorlar, çünkü PKK onlar için sınırsız düzeyde değil, ama sınırlı ölçeklerde "işlevsel bir değer" taşımaktadır. Bir başka önemli husus, Kuzey Irak'ın iki büyük Kürt grubunu destekleyen ABD ile PKK arasındaki ilişkiler iyidir. Yani her üç Kürt oluşumunun destekçisi aynıdır. ”” Yani günümüzdeki ilişkilerine bakarsak aralarından su sızmıyor böyle bir gruplaşmanın ortasında diplomasi aranmaz!
Sonuç olarak dediğim gibi sınır ötesi operasyon kuzey ırak kaynaklarını bitirmek için kesinlikle gereklidir. Bu operasyonun kalıcılığı sağlamak içinde, yani siyasi desteği kesmek içinde AB ile diplomasi şarttır…
Diyoruz ve sözü mulalefet ekibimize bırakıyoruz…
Saygılarımızı sunuyoruz…
akzeinebu isimli Üye şimdilik offline konumundadır