2.Hafta Maçı = ehl i münazara---FİKİR AKIMI
Öncelikle herkese yeniden selamlarımızı sunuyoruz. Kısa bir aradan sonra tekrar beraberiz arkadaşlar. Paylaşımlarımızın yararlı olacağını umut ediyoruz.
Sayın jüri ekibimize de selamlarımızı sunduktan ve muhalefet ekibimize başarılar diledikten sonra paylaşımlarımıza başlıyoruz…
Konumuz “Özgürlüklerin sınırları olmamalımıdır?” Biz şahsi özgürlüklerin sınırlarının olmamasından yanayız. Özgürlüğün tanımını yaparak başlayalım istedik…
Özgürlük nedir?
Özgürlük Türk dil kurumunun hazırladığı sözlüğe göre;
*Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestlik.
*Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.
Şekillerinde tanımlanıyor.
Kişilere göre ise özgürlük farklılık gösterebilir. Mesela biri özgürlüğü, ekonomik olarak istediği tercihi yapabilmek olarak görürken, diğeri hayallerini gerçekleştirebilmek olarak görebilir. Yine biri düşüncelerine istediği doğrultuda yön vermek, beyan etmek olarak görürken, bir diğeri içinden geldiği gibi davranmak olarak görebilir. Bazıları nefes almayı özgürlük olarak görürken, bazıları yaşamak olarak görebilir…
Bu görüşlere bakarsak, özgürlüklerin temelini düşünce sisteminin oluşturduğunu rahatlıkla görebiliriz ki herkesin ortak özgürlüğü düşüncedir. Kişiler özgürce düşünebilir.
Bizde düşünce, inanç ve ifade özgürlüğünden başlamak istedik…
Genel tanımıyla düşünce özgürlüğü kişinin hiç bir engele maruz kalmadan bilgi edinmesi, edindiği bilgiler ışığında bir kanaate varmasıdır. Kişi düşünceleri sebebiyle toplum hukuk vs tarafından kınanmamalıdır. İfade özgürlüğü de kişinin düşüncelerini özgürce yayabilmesi, beyan edebilmesi olarak nitelendirilebilir.
İnanç özgürlüğü ise; bireylerin istedikleri dini seçmesi, inanması dinin gerektirdiği vazifeleri yerine getirmesi ya da getirmemesidir. Ayrıca inanç özgürlüğü ibadet yapma hakkını da kapsamaktadır. Bireyler dini inançlarını tek başına veya toplu olarak açıkça veya özel olarak ibadet, öğretme, uygulama veya ayin yolu ile açıklama hakkına sahiptirler. Bu hak aynı zamanda başkalarını kendi dini inancı yönünde ikna etme hakkını da içermektedir
Avrupa insan hakları sözleşmesinin, Avrupa İnsan Hakları Mevzuatının ve Türk Mevzuatının ortak düşüncesi şudur:
Herkes, düşünce, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. İbadetlerini özgürce yapabilir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Yine diğer hususlarda özgürlükleri ele alırsak kişilerin sınırsız eğitim özgürlükleri vardır. Bu hiçbir şekilde sınırlandırılamaz. Kılık kıyafet konusunda insanlar sınırlandırılmamalıdır. İstedikleri gibi, özgürce giyinme hakkına sahiplerdir. Sonra şahıslar sağlık konusunda sınırsız yardım alma özgürlüğüne sahiplerdir. Bu özgürlükler kesinlikle sınırlandırılamaz.
İfade, hareket özgürlüklerine gelirsek;
İnsanlar başkalarının özgürlüklerini sınırlamamak kaydıyla sınırsız özgür olabilirler. Zaten savunduğumuz konuda bu ölçüdedir bir diğer insanın özgürlüğünü sınırlandırmayacak özgürlükler. Çünkü eğer bir diğer şahsı kısıtlayacaksa bu özgürlük sınırsız özgürlük olmaktan çıkar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi şahsi özgürlükler kesinlikle sınırsız olmalıdır.
Tabi kişilerin haklarına, devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı olmayacak ölçüde sınırsız olmalıdır.
Zaten insan yaradılış itibariyle, Yaradan tarafından sınırlı yaratılmıştır. Vicdan olarak nefis olarak ki birde buna dini inancınız eklenince kendinizi istediğiniz ölçüde sınırlandırmış oluruz. Vicdanınız tamamen özgürdür bir bakıma sınırlandırılmamıştır. Biz ancak yüce yaratıcının müsaade ettiği ölçülerde sınırsız özgür olabiliriz tam olarak ta savunduğumuz bu aslında…
Teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz…
Sözü muhalefet ekibimize bırakıyoruz…
AKZEİNEBU&AĞA
|