Padişahların, Peygamber Efendimiz’e (sas), Ehl-i Beyt’e ve mukaddes beldelere duydukları derin saygıyı ve bu saygının gereğini yerine getirmek için neler yaptıklarını bir hatırlayalım. Kanuni’nin Mescid-i Haram’ın minarelerini yenilettiğini ve oğlu Selim’e Cidde’ye su getirmeyi vasiyet ettiğini hatırlatmak yeterlidir. Yüzyıllar boyu Mekke ve Medine halkına Sürre alayları ile birlikte her yıl hiç aksatmadan son derece değerli hediyeler yolladıklarını biliyoruz; yine her yıl “iskât-ı hac” için kendi yerlerine birilerini mutlaka hacca gönderdiklerini de. Bu saygıyla yetişmiş insanların hac gibi bir farzı ifa etmek istemediklerini düşünmek anlamlı olmaz.
ozellikle bu kismi okurken aklima arablarin yikmadik osmanli eseri birakmamasi geldi
guzel bir paylasim olmus tesekkurler ahmet abi