|
DİL SINAVLARI İÇİN EN ÖNEMLİ 1000 KELİME
854. shuffle = karıştırmak ( iskambil kağıtlarını); ayak sürüyerek yürüme
855. sigh = iç çekmek *** a sigh of relief = derin/rahat bir nefes
856. significant = (1) önemli, kayda değer (2) manalı, anlamlı
857. silent = sessiz, sakin
858. simply = (1) basit bir şekilde (2) sadece, yalnızca (= only, solely, merely)
859. simulate = taklit etmek *** simulation = taklit
860. sink = (1) batmak (2) lavabo, musluk taşı
861. situate = konuşlandırmak, yerleşmek, yerleştirmek (= locate)
862. size = (1) (insan için) kıyafet bedeni (2) ebat, boyut
863. skill = beceri, yeti, istidat (= talent, ability)
864. slaughter = (1) kurban etmek, kesmek (2) öldürmek, cinayet işlemek (= murder)
865. slavery = kölelik
866. sleeve = gömlek, gömlek kolu *** buy on the sleeve = veresiye satın almak
867. slight = hafif, az
868. slip = kaymak *** slip of the tongue = dil sürçmesi
869. smash = (cam, kapı vb) paramparça etmek, kırıp parçalamak
870. smother (smadır) = (1) (yastık vb ile) boğmak (2) üzerini örtmek, kamufle etmek
871. snap = (fotoğrafçılıkta) poz
872. soap = sabun ****soap opera = pembe dizi
873. sociable = sıcak kanlı, insanlarla çabuk kaynaşan
874. solely = yalnızca, sadece
875. soothing = yatıştırıcı (= comforting, calming)
876. spectacular = görkemli, harikulade
877. spectacular = görkemli, muhteşem (= impressive, stunning)
878. spend = harcamak ( para vb)
879. spillage = (yere vb) dökülen şey, döküntü (su vb)
880. spin = (1) fırıl fırıl dönmek (2) (ip için) eğirmek
881. spine = omurga, belkemiği
882. spiritual = manevi, ruhani
883. spoiled = şımarık (= mischievous (=misçivıs)
884. spouse = eş (karı veya koca)
885. spread = yaymak, yayılmak ***widespread = geniş çaplı, yaygın
886. spring = (1) bahar mevsimi (2) su kaynağı
887. stability = istikrar, denge
888. staff = personel
889. stage = (1) sahne (tiyatro) (2) aşama, merhale
890. stage = sahne, derece
891. startle = (1) korkutmak, ürkütmek (2) şaşırtmak, affalatmak
892. statement = (1) söz, ifade (2) demeç *** give statement = ifade vermek
893. statue (steyçu) = heykel
894. steadily = sabit bir şekilde, istikrarla (= constantly)
895. steal = çalmak, hırsızlık yapmak
896. stealthily (steltili) = hırsız gibi, sinsi bir şekilde (= sneakily (snikili)
897. stem = ağaç gövdesi *** stem from = --- den kaynaklanmak
898. stimulate = (1) teşvik etmek, motive etmek (= encourage) (2) (beyni) uyarmak
899. stir = (1) karışıklık, kargaşa (2) karıştırmak ( çorba vb) ***Stir up = Kızıştırmak
900. store = depo, depolamak
901. storm = fırtına ***blizzard = kar fırtınası
902. stranger = yabancı, ecnebi
903. stray = (1) başıboş aylak kimse (2) sokakta yaşayan kedi, köpek vb
904. stress = (1) buhran, bunalım, stres (2) vurgulamak (= emphasize)
905. stretch = (1) uzamak, uzanmak (2) germek
906. strike = (1) grev *** on strike = grevde (2) darbe, vuruş
907. stroll = ağır ağır dolaşmak (= go for a stroll = dolaşmaya çıkmak)
908. subject to = (1) (ölüme, yalnız kalmaya vb) maruz kalmış (2) olası, muhtemel
909. substantial = çok önemli, önemli ölçüde
910. sue = dava açmak
911. sufficiently = yeterli miktarda
912. suffrage = oy kullanma hakkı
913. suggestion = öneri, tavsiye
914. suggestive of = manalı, imalı, insanın aklına bir şey getiren
915. suit = yakışmak (kıyafetin vb.)
916. supply = (1) tedarik etmek,sağlamak (2) kaynak *** supply of water= su kaynağı
917. support = desteklemek
918. supportive = (1) destek veren, anlayış gösteren (2) yardımsever, şefkatli
919. suppress = (duygularını, bağışıklık sistemini vb) baskılamak
920. surpass = üstün olmak, geride bırakmak, üstün olmak
921. surrender = teslim olmak X surround
922. suspend = askıda , muallakta bırakmak, okuldan uzaklaştırma
923. suspicion = şüphe
924. symptom = semptom, belirti (hastalık vb için)
925. take off = (1) havalanmak (2) taklit emek
926. take on = (sorumluluk vb) üstlenmek
927. tame = evcil hayvan (= docile, domesticated)
928. tapestry = duvar halısı
929. tasteful = (1) zevkli, zevkine düşkün kişi (2) zevkle yapılan/hazırlanan (desen vb)
930. tasty = lezzetli
931. temple (tempıl) = tapınak, mabet (= shrine, sanctuary)
932. tenderness = şefkat, merhamet, anlayış (= affection)
933. terminal = (1) ölümcül (hastalık) (= perishing) (2) uçta/sonda bulunan, son, nihai
934. terminate = (1) (sözleşme, kontrat vb) sonlandırmak, bitirmek (2) yok etmek
935. territory = bölge, arazi
936. the rest of… = --- nın geri kalanı
937. thoughtless = düşüncesiz, patavatsız, kaba (= tactless, rude)
938. throughout = boyunca
939. throw = atmak, fırlatmak
940. throw out = (çöp vb) dışarı atmak
941. thunderstorm = yıldırımlı fırtına
942. tomb = mezar, kabir, türbe (= grave)
943. tough = (1) sert, katı, dayanıklı madde (2) (yiyecek vb) çiğnenmez, iyi pişmemiş (3) (insan için) çetin, dayanıklı, çok hayat tecrübesiyle yoğrulmuş
944. trace = iz, izini sürmek
945. trade = (1) ticaret yapmak, alım satım yapmak (2) ticaret
946. traditional = geleneksel
|