SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD Hakkında Herşey
MEMLEKET MENFAATI
Mithat Paşa ve taraftarlarının Avrupalılara yaranmak için hazırladıkları ve Sultan İkinci Abdülhamid Han'a kabul ettirdikleri Kanuni-i Esasi 23 Aralık 1876'da ilan edildi. Kanuni esasi, Batılılara şirin gözükmek ve Gayri Müslimlerin haklarının Müslümanlarla eşit hale getirilmesi maksadına matuftu. Nitekim Kanuni Esasi ilan edildiğini bildiren top sesleri duyulunca o sırada Batılı devletlerin Osmanlı'daki gayri Müslim tebaayla ilgili yeni düzenlemeleri zorla yaptırmak üzere toplandıkları İstanbul Konferansı, Haliç Tersanesinde devam ediyordu. Hariciye Nazırı Saffet Paşa;
"Bu işittiğimiz top sesleri Kanun-i esasinin ilanını müjdelemektedir. Gayri Müslimlerin haklarının Müslümanlarla eşit hale ge-
tirildiğini belirtmektedir. Artık toplantımız lüzumsuz olur" dediyse de Avrupalı devletler Kanu-i esasi çocuk oyuncağıdır diyerek karşılık verdiler. (199)
Cahil, şöhret, Mevki ve makam peşinde koşan yöneticiler büyük felaketlere sebep olurlar.
Halk o zaman Mithat Paşa'yı bir kurtarıcı gibi görmekte idi. II. Abdülhamid Han, Kanuni Esasi hakkında
"Madem ki millet, kendi mukadderatını bir de kendisi idare etmek tecrümesinde bulunmak istiyor, milletin istediği olsun dedim ve eldeki layihalar arasında Mithat Paşa'nm küçük bir düzeltme ile onaylayarak bilinen Hatt-ı Hümayunu çıkardım. Mithat Paşa'nm layihasını öncelikle kabul etmek zorundaydım. Çünkü Mithat adının ebced hesabıyla "Deva-i Devlet" olduğunu keşf ve ilan etmiş olan hasta bir halka, yine onun hazırladığı devayı vermek zorundaydım...Başka türlü susturamazdım." (200)
II. Abdülhamid Han, milletin menfaatine olacak herşeyi yapmaya hazır idi. Nitekim bir keresinde Tahsin Paşa'ya : "Bir hükümdar için lazım olan şey memleketin menfaatidir. Eğer bu menfaat Kanun-u Esasinin ilanında ise, o yapılır; fakat iyi tatbik olunur mu, Türkün menfaati mahfuz kalır mı. burasını kestiremiyorum." Diyordu.
Kanuni Esasinin ilanını Hıristiyanlar ve diğer azınlıklar sevinçle karşıladı. Mithat Paşa, Ermeni ve Patrikleri ziyaret etti. Ve Kanuni esasinin uygulanması için onlardan destek istedi. Böylece Osmanlı tarihinde ilk defa bir Sadrazam Ermeni ve Rum patriklerini ziyaret ediyordu. (201)
O dönemle ilgili Abdurrahman Şerefin tespitleri ilginçtir;
"Kanuni esasi ilam bir dahili ihtiyacı tatmin ettikten başka, ortaya çıkmış olan siyasi pürüzü hafifletmeye ve dindirmeye yardımcı olması için bir parmağa sürülen bal gibi ortaya konmuştu. İçte tesiri gençler ve safdillerce hasıl oldu ama dışta ihtiyat ile karşılandı. Rusya başbakanı Gorcakof ise; maymun taklitçiliği tabirini kullan-
mıştı. İngiliz basını, tatbikattaki problemlere dair uzun makaleler ve neşriyat yapıyordu. Aklımız bir karış yukarıda gezen bizler de onları bilgisizlikle suçluyorduk. Bir gün Mektebri Sultam Müdürü Sani-si (İkinci Müdürü) mösyö Grane ile görüştüm. Tarih öğretmenliğinden yetişmiş bu ihtiyar bana "geçirdiğiniz şekil değiştirmede yeni usûlden doğabilecek sarsıntılara memleketinizin hayırlısıyla mukavemet etmesi temennimdir. Zira bu çeşit inkılaplara alışkın olmayan milletlerde dayanılmaz sarsıntılar meydana gelir" demişti. Ben ise ihtiyar öğretmenin sözlerine kulak bile asmadım. Çünkü Kanuni Esasinin ilanıyla memleketimizin, tarihinde okuduğumuz ingiltere gibi olduğu zannı içinde idim."(202)
İşte bir ilacın her bünyeye uygun olacağını zanneden bir gençliğin, Yeni Osmanlı gençliğinin durumu. Aşağı Yukarı Mithat Paşa ve arkadaşlarını destekleyen gençliğin,kişilerin durumu bundan ibaretti.
Mithat Paşa ve arkadaşaları Sultan Abdülhamid Han'ın hiçbir işe karışmamasını bir kukla olarak kalmasının taraftarı idi ve bu şe- 129 kilde kendisini tahta çıkarttıklarım ima ediyordu. Ama Sultan Ab- • dülhamid, bunu kabul etmiyor, mücadelesine devam ediyordu.
Tersane (İstanbul) Konferansı, Balkan Krizine bir çözüm yolu bulmak amacıyla 23 Aralık 1876'da altı Avrupa devleti delegesinin katılmasıyla toplandı. Konferans'in Osmanlı Devleti aleyhine olan kararlarını atıl bırakmak gereçekçesiyle Meşrutiyet'in (Kanun-i Esasi'nin) ilanı da bu güne denk getirilmişti.
İstanbul Konferansı'nda Büyük Devletlerin delegelerinin Osmanlı devletine kabul ettirmek istedikleri yenilik şartları çok ağırdı. Adeta Balkanlar için Bir sevr andlaşması özelliğindeydi. Sırbistan ve Karadağ'da harpten önceki statüko korunacak, yalnız ileride bir ihtilaf çıkmasını önlemek için adı geçen iki prensliğe bir miktar toprak bırakılacaktı. Bosna-Hersek ve Tuna vilayeti dışında Bulgaristan'a muhtariyet verilecekti. Osmanlı askeri buralarda yalnız kalelerde kalabilecek, ahalinin elindeki silahlar toplanacak. Müslümanlar ve Hıristiyanlar'dan meclisler kurulacak, mahalli gelirlerin bir kısmı hazineye aktarılacak, iş bu teşkilatın icrasına uluslararası bir komisyon nezaret edecekti. (203)
Bilhassa İngiliz delegesi, Ruslara karşı üstünlük elde etmek gayesiyle İstanbul Konferansı şartlarının kabulünü istiyor ve bu hususta Padişah ile Mithat Paşa ile görüşüyordu. Mithat Paşa ülkenin felaketine sebebiyet verecek bu kararlara karşı göğüs gereceğini Kanuni Esasi'nin çıkması ile buna gerek kalmadığını belirtiyor ve kabul etmiyordu.
|