SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD Hakkında Herşey
GÜVEN"Emniyetsizlik, insan için her an ölümdür."
II. Abdülhamid Han'ın yazdığı ve askerin, meclisin ve milletin bilmesini talep ettiği açık mektubunda özetle şöyle demektedir: "...İyi ve kötü, fakat temizniyetle otuzüç sene, vallahi ve billahi geceli gündüzlü devlet ve millete hizmet ettim. Şeyhülislam Efendi vasıtasıyla ettiğim yemine muhalif hal ve harekette bulunmadım. Meşrutiyet aleyhine nüfuzumu kullanmadım. İstanbul'daki asker (31 Mart Vakası) hadisesinden vallahi malumatım yoktur. İşte bunları, yeminle temin ederim...Hayatta emniyetsizlik, insan için her an ölümdür. Hayat ise mukaddestir.Hayattan emin olmamak gibi felaket olamaz...Cenab-ı hakka kasem ederim ki, bu fani dünyada yegane maksadım yalnız devlet ve millete duacı olarak son nefesimi vermektir. Kat'iyyen başka fikrim yoktur..." (319)
Ölüm
Millete hizmet için mücadele içinde geçen bir ömrün artık sonu yaklaşıyordu. O güçlü, çevik vücut artık yorulmuş, iştahsızlık başlamış, ağrılar kendisini hissetirmişti. Ölümünden üç gün önce yorgunluktan bahsettiği halde adeti üzere giyinmiş, istirahat etmeyerek dolaşmış, 9 Şubat 1918 günü akşamı yine adeti üzerine ha-nımlarıyla birlikte sofraya oturmuştu. İştahsızlıktan bahsederek çok az yemek yiyebilmiş ve yemekten kalkınca göğsünün sol tarafından sağa doğru bir sancıyı hissettiğini belirtmiştir. Bu hasta haliyle sabah kalkarak banyo yapmayı istemiş. Hastalığı dolayısıyla bundan vazgeçirmeye çalışmışlarsa da "Beni banyodan mahrum ederseniz hakkımı helal etmem" diyerek banyosunu yapmış ve banyodan sonra hastalığı ağırlaşmış. II. Abdülhamid han, oturduğu yerde, kolu-190 nün altına yastık koydurarak iki rekat sabah namazını kılmış. Son-• ra sütünü istemiş ve adeti üzere yarım bardak madensuyuna karıştırılmış sütünü içerek, "Hamdolsun Yarabbi! Daha iyiyim" diyerek yine istirahat odasına çekilmiş. Bu sırada doktorların geldiği kendisine haber verilince ; Hayır, ben doktor istemem, iyiyim" ısrarı üzerine hanımı "Aman efendiciğim! Biraderiniz gücenir, müsaade edin de bir kere gelsinler" deyince "Doğru! Belki biraderimin gücüne gider, gelsinler" demiş. Doktorlar muayene etmişler. Rahatlamak için kan aldırmalarım söylemiş, kan aldırmışlar. Bunun üzerine "Evet, kendimi iyi hissediyorum" demiş. Doktorlar giderken Rasim Bey, yanına giderek elini öpmüş ve gözleri dolarak "Hakanım! Hakkını helal et" sözlerine padişah hayretle yüzüne bakarak bir şey söylememiş. Rasim Bey gittikten sonra "Rasim Bey bizden ümidini kesmiş olacak ki elimi öptü, bana hakkını helal et dedi." Ve Bir ah çekerek "Bütün hizmetime bir kara çarşaf çektiler. Benim kimseden talep edecek hakkım yok" diyerek gözleri dolmuş.
Sulu bir kahve istemiş. Bu sırada odada bulunanlarla adeta ve-dalaşarak hepsinden helallik dilemiş. Kahvesinden bir yudum içmiş, fakat ikinci yudumu içemeden "Allah" diyerek ruhunu teslim etmiş.
|