Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-27-2007, 18:42   #10
Kullanıcı Adı
aksavaşçı
Standart SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD Hakkında Herşey
YUNANLI YAZARIN TESPITLERI
Yunanlı meşhur yazar Michel de Grece ile Sultan Abdülhamid Han'ı anlatan " Le Dernier Sultan" (Son sultan) isimli eseri hakkında "Poin de Vue" dergisinin yaptığı röportajda ilginç tespitlerde bulunuyor;"Osmanlı sanatı ve medeniyetine büyük bir hayranlık dumaktayım. Ama sanırım Türkiye'de başka zenginlikler de var. Şovenizmi sevmem. Bugün olması gereken bir şey bu. Hınç, öfke yaşatılmamalı.

"Osmanlı Devletinin yıkılmasına üzülüyorum."

Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından esef duyuyorum. Çünkü Osmanlı imparatorluğu, dünyanın bu kesimini dengede tutan bir güç olmuştu. Ve sevilsin ya da sevilmesin, Osmanlı'nın çöküşünden beri, Ortadoğu'daki çalkantılar durmak bilmiyor. Bu, biraz da Avusturya-Macaristan Impatratorluğu'nun yok olmasının Avrupa'da yol açtığı meseleye benziyor. Yıkılış, Avrupa'da İmparatorluğu dahil bölgeler ve kıtanın geri kalan kısmı için bir sıkıntı kaynağı oldu.

Abdülhamid'in kaderinde yüreğimi sızlatan bir şey var. Onun hayatı, bir umutsuzluk hikayesidir. Genç adam tahta çıktığı zaman, oyunun kaybedildiğini ve imparatorluğun yıkılacağım anlar. Fakat müthiş bir mücadele örneği verir. O kadar ki, Avrupalı güçler, o tahtta kaldığı sürece imparatorluğu yok edemeyeceklerini düşünürler. Bu sebepledir ki onu devirmeye çabalamışlardır. İmparatorluğun yıkılmasından hemen sonra İngiltere petrol kuyularına el atmıştır. Bu yüzyılın başında petrol, emperyalizm için en önemli konulardan biriydi. 'Le Dernier Sultan'da sürükleyici olan, Sultan Abdülhamid'in şu veya bu yolla başardığı meseleler. Onun tahttan indiril-mesiyle, "Pandora'nın kutusu' açılmışçasına felaketler yağıyor.

Sultan Abdülhamid'in katliam olaylarından (Ermeni) sorumlu olmadığına kesinlikle inanıyorum. Kendisi mutlak hakim olmakla birlikte, Merkez dışındaki bölgelerde düzeni sağlamakla görevlendirdiği kişiler onu dinlemediler. Osmanlı İmparatorluğu'nda, çeşitli ırk ve dinlere mensup insanlar huzur içinde birarada yaşıyorlardı. Yahudi düşmanlığı yoktu. Yunanlılar'in, yani benim soydaşlarımın evleri vardı. Ermeniler rahattı ve çoğu da en güzel yerlerde ve sarayda yaşıyorlardı.

Ermeni olaylarından yabancı güçler de sorumludur. Bağımsızlık vaad ederek Ermenileri kışkırttılar. Bu, planlanmış bir umuttu.

Önce kışkırtmak, sonra yalnız bırakıp, katliama terketmek...Bu hoş-görülemez. Ayırca Sultan Abdülhamid döneminde Ermenistan'da olanlar, onun döneminden sonraki olaylarla kıyaslandığında hiç mesabesinde kalır.

Ailemin Sultanla olan ilişkileri sıkıydı. Sultan, büyükbabam Kral I. George ve Kraliçe Olga'nın düğünü vesilesiyle hediyeler göndermişti. Her yıl Rusya'ya giderken istanbul'da duraklar ve Sul-tan'la görüşürlerdi. Bir gün Sultan, o sırada 20 yaşlarında olan büyükbabam Girit Valisi Prens George de Grece'den İstanbul'a geldiğini bildiren telgraf alır. Saray muhafızları eşliğinde bir saltanat arabası, büyükbabamı karşılamaya gider. Gemiden inenler arasında üç yaşında bir çocuk da vardır. Bu çocuk valinin en genç erkek kardeşi bababm Christophe'dur. Babam Yıldız Sarayı'na götürülmüş ve orada Sultan Abdülhamid ile çay içmiş.

Abdülhamid'in gerçek hayatı, hayali yendi. Herşeyden önce
Abdülhamid bize çok yakın bir şahsiyet. Çok sayıda delilimiz var.
198 Hiçbir roman yazarı bir tek kişinin etrafında dönen bunca cinayet,
• inkılab, devlet darbesi ve drama uyduramaz. Abdülhamid'in hayatı
gerçekten de romaneks unsurlarla dolu.

Kendimi bildim bileli gezerim. Bu gezilerimde çok ilginç bulduğum şahsiyetlerle karşılaşınca, onlar hakkında düşünme, yazma isteği uyanır içimde. Bana Sultan Abdülhamid'den bahseden ilk kişi bir Türk dostumdu. Daha sonra Yıldız Sarayı'nı gezdim. Burası öyle biryerdi ki, Sultan hakkında söylenen her şeyin yanlış olduğuna beni inandırdı. Bu sarayda yaşamış büyük bir insan bu şekilde tanınmamalıydı. Saray dediğim her büyük bir park ve içinde irili ufaklı villalar mevcut. Abdülhamid han, adeta evlerle alay ediyordu. Gerçek tutkuları çiçekler ve kuşlardı.

İki yıldır eser üzerinde çalışıyorum. İşe zemin açısından çok zengin olan ABD'de başladım. Burada Osmanlı İmparatorluğu'nun fertleriyle tanıştım. Ardından Türkiye'de araştırmalar yaptım. Bütün bu şeyler, Abdülhamid'in bozulmuş, yapay ve propaganda amaçlı imajında gerçeği görmeme yardım ettiler.

Çok uzun süre Türk tarihçiler ekolü, Sultan Abdülhamid'i aşa-ğılamaya çabaladı...Gözden düşürdüğü insanlar, intikam alanlar, inkılab yanlıları vesaire...Ama hiç olmazsa, ona itibarını iade edecek yeni bir eğilim ortaya çıkıyor. "
aksavaşçı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla