Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-01-2008, 22:34   #6
Kullanıcı Adı
mavera
Standart Bahçeli, partinin imamını niye kovdu?
Kardes bak sorularin aslinda bütün cevaplari nazli ilicak hanimin o zaman yazdigi soruda var ;)
MHP, Kur'an kursu ve gerçekler
Geçtiğimiz hafta, yaz Kuran kurslarıyla ilgili bir düzenleme yapıldı. Aslında, müspet bir adım atılmak istenirken, tam tersine, daha olumsuz bir sonuca ulaşıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kur'an kursları yönetmeliğinin, 8 - 9 - 15 ve 16'ncı maddeleri, geçtiğimiz yıl, Danıştay tarafından iptal edilmişti. Bu iptal dolayısıyla, hukuki bir boşluk doğmuştu. Ama, anne ve babalar, alıştıkları gibi -Anayasa'nın 24'üncü maddesinden doğan bir hak olarak- yaşı ufak çocuklarını Kuran öğrenmeleri amacıyla, camilere göndermeğe devam ediyordu. Çünkü bir yasak mevcut değildi.

İptal edilen maddeler

Yönetmeliğin iptal edilen 15 ve 16'ncı maddeleri, ilk öğretimin 5'inci sınıfını tamamlayanların, Kur'an kurslarına gidebileceğini hükme bağlamıştı.

8'inci madde, hafta sonunda ve yaz aylarındaki Kur'an kurslarıyla ilgiliydi; bu madde, 5'inci sınıfı tamamlayan öğrencilerin, Kuran-ı Kerim'i ve mealini öğrenebilmek, dini bilgilerini geliştirebilmek amacıyla, tatil aylarında veyahut hafta sonlarında kurslara gidebileceklerini belirtiyordu.

9'uncu madde ise camilerdeki Kur'an öğretimini düzenlemekteydi. "Camilerdeki Kur'an eğitimine katılanlarda yaş sınırı aranmaz" deniliyordu.

Danıştay söz konusu maddeleri iptal etmişti, ama doğan boşluk din eğitiminin lehine çalışıyordu. Hem camilerdeki eğitimde yaş sınırı aranmıyordu, hem de Kur'an kursuna devamda ilköğretimi bitirme (8 yıl tamamlama) mecburiyeti bulunmuyordu.

Oysa, hükûmet "boşluğu dolduralım, yaz Kur'an kurslarına yasal dayanak sağlayalım" derken, yasaklayıcı bir zihniyeti egemen kılmıştır. Artık küçük çocuklar camilerde dinini öğrenemeyecek. Ancak 8 yıl kesintisiz eğitimi tamamlayanlar Kur'an kursuna gidebilecek.

Yaz Kur'an kurslarındaki yaş ise, 12 olarak belirlendi. (5'inci sınıfı bitirme şartı getirildi)

MHP'nin durumu

Bence MHP'li milletvekilleri oyuna geldi. Onlar, hiç değilse, bir nebze iyiye doğru gidiliyor diye düşündüler.

Eğer Anasol-M Hükûmeti tasarısı, sonunda bir önerge ile değiştirilmeseydi, belki bu ölçüde olumsuzluktan söz etmeyebilirdik. Çünkü hükûmet tasarısında (yaz ayları hariç) Kur'an kursları için yaş sınırlaması bulunmuyordu. Ama, son anda verilen önerge, Kur'an kurslarına devam için ilköğretimi bitirme şartını getirdi.

Koalisyon ortaklarının hazırladığı önerge, İLK ÖĞRETİMİ TAMAMLAYANLAR İÇİN Kur'an kursu açılacağını belirtiyordu. MHP, Anap ve DSP oylarıyla kabul edilen bu önerge yüzünden, Kur'an kursu yasağı Danıştay'ın yorumu ile sınırlı kalmadı; kanuni bir dayanak kazandı.

FP'ye öfke

MHP'lilerin Kurultay adlı gazetesi, FP'lilere ateş püskürüyor. Yasakları RP'nin getirdiği, kendilerinin düzeltmeye çalıştığı iddia ediliyor.

Bu doğru değil.

Evet, 28 Şubat'a biraz da RP'nin hataları yüzünden gelindi ama, Refahyol Hükûmeti 8 yıl kesintisiz eğitim de dahil olmak üzere, dindarı rahatsız edecek hiçbir menfi düzenleme yapmadı.

28 Şubat tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararlarının altında Başbakan Erbakan'ın imzası var. Fakat bu imza, kararların tatbik edilmesi değil, öncelikle hükûmete bildirilmesi anlamını taşıyor. Daha sonra Erbakan, bakanlıklara bir tâmim göndererek, bu kararların mümkün olanlarının uygulanmasını istemiştir. Mesela, Kur'an kurslarında Diyanet denetimi sıkılaştırılmıştır. Mesela kılık kıyafet kanununa uymayan bazı sarıklı ve cüppeli kişiler gözaltına alınmıştır.

Göstermelik birkaç tedbirle yetinilmiş, bir anlamda ipe un serilmiştir.

Hiçbir yasal düzenlemeye gidilmemiştir.

Anasol-D Hükûmeti

İmam Hatip okullarının orta kısmını kapatan, bu okulların mezunlarının sınav puanını eksi değerlendirmeye tâbi tutarak İlahiyat Fakültesi dışındaki fakültelere girmesini yasaklayan, Anasol-D Hükûmeti'dir.

Bir yandan orta kısımları kapatıldığı, bir yandan da, üniversiteye giriş imkânları daraltıldığı için, İmam Hatipler'in kökü kurutulmuştur.

Temel eğitim ve din

Eğer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde olmasına rağmen, bu okulların -tevhid-i tedrisat kanunun amacına aykırı bir şekilde- Türkiye'de iki farklı tür insanın yetişmesine yol açtığı iddia ediliyorsa, din eğitimini -isteğe bağlı olarak- temel eğitimin içine taşımak mümkündü.

Nitekim MHP'li İsmail Köse'nin, geçtiğimiz dönem Meclis'e vermiş olduğu, bu istikamette bir önergesi vardı.

Anap'ın da aynı düşünceyi paylaştığını, Mesut Yılmaz'ın açıklamalarından biliyoruz. İmam Hatipler'in orta kısmı kapatılacağı zaman, Yılmaz, Kur'an-ı Kerim ve meali derslerinin Arapça ile birlikte, beşinci sınıftan sonra okutulmasını savunmuştu, böylece, İmam Hatipler'in orta kısımlarının kapatılmasından bir zarar görülmeyeceğini belirtmişti.

Fazilet Partisi ve DYP de, Kur'an'ın, isteğe bağlı olarak, temel eğitimin içine alınmasını elbette destekliyorlar.

Ama Meclis, laiklik ruhuna uygun böyle bir düzenlemenin yerine 28 Şubat yasakçılığını tercih etti.

MHP ve Anap milletvekilleri, yüzlerini, DSP yerine DYP ve FP'ye çevirselerdi, dünyanın hiç- bir yerinde eşine rastlanmayan bu şekildeki bir uygulamaya, imza atmak zorunda kalmazlardı.

Konjonktür

"Konjonktür" müsait değil diye mazeret beyan edenlere soruyoruz: "Öyleyse '4 yıldızlı irade' deyince neden öfke belirtileri gösteriyorsunuz?"

Kur'an kursları müzakereleri sırasında baştan sona, "Bu dönemde ancak bu kadar yapılır" şeklinde bir acz ifade edilmiştir.

Erbakan, 28 Şubat'ı aşmak için, koşup Meclis'e geldiğinde, muhalefeti yanında değil, aksine karşısında buldu.

Oysa bugün Anap ve MHP, yüzlerini FP ve DYP'den yana çevirseler, 4 yıldızlı irade yerine, milletin iradesi ile buluşabileceklerdir. Bu yüzden RP'yi öne sürerek mazeret üreteceklerine, bir an önce 28 Şubat taşeronluğundan kurtulmaya çalışsınlar.

Nazli Ilicak