62. Şüphesiz bu (İsa hakkında söylenenler), doğru haberlerdir. Allah'tan başka ilâh yoktur. Muhakkak ki Allah, evet O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
63. Eğer yine yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir.
64. (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.
65. Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?
66. İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.
Yahudiler ile hıristiyanlar aralarında tartıştılar; birinciler, Hz.İbrahim’in bir yahudi olduğunu, diğerleri de hıristiyan olduğunu savundular; her iki taraf da, iddialarını isbat için deliller getirmeye çalışıyorlardı. Halbuki, yukarıdaki ayette de belirtildiği gibi Hz.İbrahim ne yahudi ne de hıristiyan olabilirdi. Çünkü her iki din Hz.İbrahim’den sonra gelmişti.
67. İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.
68. İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur.
69. Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.
70. Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın âyetlerini inkâr edersiniz?
71. Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?
Rivayete göre Hayber yahudilerinden 12 kişilik bir hahamlar topluluğu günün ilk saatlerinde güya İslam’a girecekler, fakat akşama doğru, kendi kitaplarına baktıklarını, Hz.Muhammed’in risaletine dair bir işarete rastlamadıklarını öne sürerek İslam’dan döndüklerini söyleyecekler, böylece müslümanların kendi dinlerinden dönmelerine önayak olacaklardı. İşte aşağıda meali verilen ayette onların bu planına işaret edilmektedir.
72. Ehl-i kitaptan bir gurup şöyle dedi: "Müminlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp akşamleyin inkâr edin. Belki onlar (böylece dinlerinden) dönerler.
73. Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler

"Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
Müfessir Razi’nin Kur’an’da anlaşılması en müşkül ayetlerden biri olduğunu belirttiği bu ayetin “en yü’ta...” ile başlayan kısmı şöyle de anlaşılmıştır: “(Ey ehl-i kitap!) Bir kimseye (Hz.Muhammed’e) size verilenin benzeri veriliyor diye mi(böyle karşı çıkıyorsunuz)? Yahut onlar(müslümanlar) Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getirecek diye mi (böyle davranıyorsunuz)?”
74. Rahmetini dilediğine ayırır. Allah üstün lütuf sahibidir.
75. Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize vebal yoktur" demelerindendir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar.
Ayette geçen “ümmiler”den maksat, ehl-i kitaptan olmayan Araplardır.
76. Hayır! (Gerçek onların dediği değil.) Her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki Allah sakınanları sever.
77. Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır.
78. Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar.
79. Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz.
Hıristiyanlar, Hz.İsa’nın tanrı olduğunu iddia etmişlerdir ki, Hz.İsa’nın gerçek dininde bulunmayan ve Allah’ın birliği ile asla bağdaşmayan bu iddia, İslam inancına göre tamamen batıldır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in muhtelif ayetlerinde bildirildiğine göre Hz.İsa, kendisinin Allah’ın kulu olduğunu, Allah’ın kendisine kitap gönderdiğini ve Peygamber kıldığını söylemiş (Meryem 19/30-36), kendisinin ve annesinin tanrı olduğu iddialarını şiddetle reddederek, Allah’ı şirkten tenzih etmiştir. (Maide 3/116-117)
80. Ve size: Melekleri ve peygamberleri ilâhlar edinin, diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra hiç size kâfirliği emreder mi?