|
====BESİNLERİN SAĞLIĞIMIZDAKİ YERİ====
E
Elma ve Özellikleri
Sonbahar başından ilkbahar başlarına değin elma adı verilen, bedene çok yararlı ve lezzetli taze meyvelerini severek yediğimiz Elma ağaçları, Gülgiller'dendir. Dünyada en çok tüketilen meyve türü olan elmanın 25 türü ve 6.000 kadar çeşidi vardır. Anayurdu, ülkemizi de içermek üzere Asya olan elma, Türkiye'de iklimi uygun olan pek çok yörede üretilmektedir.
Boyu 7-8 m'ye kadar çıkan elma ağaçlarının, türe göre, koyu griden çok pembe renge kadar değişen silindirik muntazam gövdesi vardır. Dalları, odun ve meyve dalı ile obur dallar olmak üzere üç gruba ayrılır. Elma ağacının yaprakları geniş, kenarları dişli olur. Üst yüzü koyu yeşil renkli ve belirgin damarlı, alt yüzü gri tüylüdür.
İlkbaharda açan açık pembe renkli çiçekleri yabani gülünkileri andırır. Bu çiçekler yaz boyunca olgunlaşıp eylülden başlayarak elmanın meyvesini verir. Meyve küresel, silindirik ve basık biçimlidir. Kabuğu türlerine göre kalın ya da ince ve farklı renklerdedir. Meyve türlerinin ayırt edilmesini sağlayan en belirgin özellik, kabuğun rengidir. Elmanın çekirdek evinde 5-10 adet yumuşak çekirdek bulunur. Eti tatlı, ekşi ya da mayhoş tatlı ve sulu olup tazeyken yenildiği gibi reçeli, kompostosu, marmeladı, meyve suyu, tatlıları, alkollü ya da alkolsüz içkileri yapılarak da tüketilir.
BESİN DEĞERLERİ
Dilimlere bölünmüş 100 gr. taze elmanın içerdiği besin değerleri şöyle sıralanır: 58 kalori; 0,2 gr. protein; 14.5 gr. karbonhidrat: 0 kolesterol; 0,6 gr. yağ; 1.8 gr. lif: 10 mgr. fosfor; 7 mgr. kalsiyum; 0,3 mgr. demir; l mgr. sodyum; 110 mgr. potasyum: 8 mgr. magnezyum; 90 IU A vitamini; 0,03 mgr. B1 vitamini; 0,02 mgr. B2 vitamini; 0,1 mgr. B3 vitamini; 0,3 mgr. B6 vitamini; 0,5 mcgr. folik asit; 10 mgr. C vitamini ve 0,7 mgr. E vitamini...
Ama, türlere göre büyük değişkenlik gösteren elmanın besin değerlerinin bu listedekilerden az ya da çok farklı olması doğaldır. Sözgelişi, yeşil ya da sarı renkli elmalarda C vitamini oranı, kırmızı elmadakinden fazladır.
SAĞLIĞIMIZA YARARLARI
Yukarıda sayılan önemli besin değerlerinin yanı sıra;
o Elma, kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürür: Yapılan araştırmalar, günde 2-3 elma yiyen kişilerde, elma lifinde bulunan pektin adlı maddenin bu etkiyi yaptığını göstermekte, ama söz konusu etki yalnızca pektin adlı maddeyi yapay olarak almakla değil, elmayı bütün olarak yemekle sağlanmaktadır.
o Elmanın içerdiği lifler ve meyve asitleri, hafif kabızlığı geçirmektedir.
o İçerdiği sıvı jel halindeki pektin adlı madde ile elma asitlerinin antivirüs özellikleri diyareye de iyi gelmektedir.
o Elma, içerdiği maddelerle yüksek tansiyonu düşürür ve kan şekeri düzeyini kontrol altında tutar.
o Araştırmalarda, elma tüketmenin hayvanlarda kansere yakalanma rizikosunu azalttığı saptanmıştır: Aynı etki insanlar üzerinde de araştırılmaktadır.
o Elma, aşırı iştahı normal düzeye indiren bir özelliğe de sahiptir.
o Elma, romatizma ve gut hastalığına da iyi gelir.
o Elma, bedenin hastalıklara karşı direncini de artırmaktadır.
Bütün bu etkilerden yararlanmak için günde 2-3 elmanın, üzerinde tarım koruma ilacı artıkları kalmış olabileceği düşünülerek çok çok iyi yıkamak koşuluyla kabuğunun soyulmadan yenilmesi yeterli olacaktır.
Enginar ve Özellikleri
İlkbaharda piyasaya çıkan, yazın müjdecisi olan ve besleyici, sağlıklı ve çok lezzetli yemekleriyle sofralarımızı şenlendiren enginar adlı sebzeyi veren Enginar bitkisi, Bileşikgiller'dendir. Anayurdu Akdeniz havzası olan enginar bitkisi, en çok bu bölgenin ülkelerinde ve gösterişsiz miktarda olsa da Türkiye'de yetiştirilmektedir. 50-150 cm. kadar boylanabilen bu çokyıllık otsu bitkinin kısa, kalın bir gövdesi ve bu gövdeden uzayan sürgünleri (çiçek sapları) vardır.
Bitkinin rozet biçiminde gelişen almaşık dizili iri yaprakları, düz ya da çok parçalı, sapsız, gri-yeşil renkli ve yumuşak dikenlidir. Her çiçek sapının ucunda, sayısı 3-10 arasında değişen kömeçleri (baş, kelle) yer alır. 10-13 cm. çapa kadar erişebilen her başın çevresi kiremit gibi birbirinin üzerine binmiş morumsu yeşil renkli, sert burgu yaprakçıklarıyla sıkıca sarılıdır. Bu yaprakçıklar koparılıp açılınca, dipte yeralan çiçek tablasının üzerinde bulunan mavi renkli yüzlerce çiçek görülür.
Çiçeklerin çevresi de iplikçik biçiminde ot gibi yapılı pek çok burgu yaprakçığıyla dolu olur. İşte enginarın sebze olarak yenen kısmı, bu çiçeklerin altındaki etli çiçek tablasıdır. Çiçek tablası taze olarak yenilmeli, kartlaşmaya bırakılmamalıdır. Bitkinin sürgünleri yani çiçek sapları da körpeyken soyularak yenilebilir. İlkbahar mevsiminde baş bağlayan enginarın Türk mutfağındaki önemli yemekleri; dolması ve bezelye ya da bakla ile birlikte hazırlanan nefis zeytinyağlılardır.
BESİN DEĞERLERİ
100 gr. taze ve çiğ (pişirilmemiş) sebze olarak enginarın içerdiği önemli besin değerleri şunlardır: 80 kalori; 3 gr. protein; 7,8 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,2 gr. yağ; 1.5 gr. lif; 70 mgr. fosfor; 55 mgr. kalsiyum; 0,8 mgr. demir; 45 mgr. sodyum; 330 mgr. potasyum; 30 mgr. magnezyum; 0,5 mgr. çinko; 280 IU A vitamini: 0,15 mgr. B1 vitamini; 0,05 mgr. B2 vitamini; 0,7 mgr. B6 vitamini ve 10 mgr. C vitamini.
SAĞLIĞIMIZA YARARLARI
Yukarıdaki değerler incelendiğinde enginarın bedenimiz için ne denli yararlı ve vazgeçilmez bir besin olduğu ortaya çıkar. Bunun yanı sıra;
o Enginar, içerdiği ciarin adlı etkili madde ile karaciğer ve safra kesemizi destekleyen bir besin olarak uzun zamanlardan beri Batı ülkelerinde büyük kabul görmekte ve bolca tüketilmektedir: Diğer hafif acı-tatlı sebzeler gibi enginar da, safra salgılarını artırmakta ve sindirimi kolaylaştırmaktadır.
o Enginar, kandaki yağ ve kolesterol düzeylerini düşürmektedir.
o Enginar, güçlü bir idrar söktürücüdür: Böbreklerin çalışmasını düzenlemekte ve bedendeki istenmeyen sıvıların atılmasını kolaylaştırmaktadır.
o Enginar ayrıca, içerdiği inülin adlı maddeyle, geleneksel olarak seker hastalarına tavsiye edilen bir besindir: Bu tür nişasta olan bu madde, sindirilmeye dirençlidir. Ve kandaki şeker düzeyini düşürür.
o Enginarın körpe yaprak ve çiçek saplarının kaynatılarak suyunun içilmesinin dahi, yukarıda sözü edilen etkileri kısmen de olsa sağlayacağı uzmanlarca savunulmaktadır.
Bütün bu etkileri sağlamak üzere enginarın tazesinin ya da konserve edilmişinin bol bol yenilmesi öğütlenmektedir. Ne yazıktır ülkemizde, ekolojik koşullar yani bitkinin istekleri birçok yerde tam olarak karşılandığı halde enginar pek sınırlı miktarda yetiştirilmekte ve bu nedenle yüksek fiyatlarla satışa sunulmaktadır. Enginar üretimimizin artırılıp bu yararlı sebzenin artık zenginlerin besini olmaktan çıkarılması en içten dileğimizdir.
Erik ve Özellikleri
Çağlasını ilkbaharda, olmuşunu ilkbahardan sonbahara kadarki dönemde ve Kurutulmuşunu yıl boyunca severek yediğimiz erik meyvesini veren Erik ağacı, Gülgiller'dendir. Dünyanın pek çok bölgesinde yetiştirilen çeşitli erik ağaçları, ülkemizin hemen hemen her yerinde de yetiştirilmektedir.
Meyvesinin olgunlaşma dönemleri göz önüne alınarak erikler; erkenci caneriği (P. cerasifera), yaz ortalarında olgunlaşan Japon ya da italyan eriği (P. salicina) ve ağustosta olgunlaşmaya başlayan Avrupa eriği (P. domestica) ana gruplarına ayrılır. Bu gruplarda yer alan türlerdeki ağaçlar, 4-12 m. kadar boylanabilir. Erik ağaçları, türlerine göre sık ya da seyrek dallı; kimi türlerde dallar dikenli kimilerinde de dikensizdir.
Erik ağacının yaprakları da türlere göre, küçük ya da büyük, çeşitli biçimlerde, yaprak kenarları dişli ve renkleri yeşilin çeşitli tonlarında olur. Yapraklarından önce açan çiçeklerinin çanak yaprakları yeşil ve taç yaprakları beyaz renklidir. Yukarıda açıkladığımız gibi farklı dönemlerde olgunlaşan erik meyvesinin farklı biçim ve büyüklükteki meyvelerinin ince kabuğu, türlere göre yeşil, sarı, kırmızı ya da mor renklerdedir.
Meyvenin gene çeşitli renklerde olan eti, sulu, mayhoş ya da tatlı, meyvenin ortasındaki tek çekirdeği serttir. Erik ilkbaharda çok erken döneminde çağla, sonraları taze meyve olarak yenilir. Bazı erik türleri kurutularak kuru yemiş olarak ya da hoşafı ve kompostosu yapılarak yıl boyunca tüketilir. Ayrıca erik, meyve suyu, şurubu, pekmezi, reçeli ve içkileri yapılarak tüketilmektedir.
BESİN DEĞERLERİ
100 gr. taze eriğin içerdiği besin değerleri şunlardır: 66 kalori; 0,5 gr. protein; 17,8 gr. karbonhidrat: 0 kolesterol; eser miktarda yağ; 0,4 gr. lif; 17 mgr. fosfor; 18 mgr. kalsiyum; 0,5 mgr. demir; 2 mgr. sodyum; 299 mgr. potasyum: 9 mgr. magnezyum; 300 IU A vitamini; 0,08 mgr. B1 vitamini; 0,03 mgr. B2 vitamini; 0,5 mgr. B3 vitamini; 0,05 mgr. B6 vitamini; 0.6-0.9 mcgr. folik asit; 4-6 mgr. C vitamini ve 0,7 mgr. E vitamini.
Kuru eriğin besin değerleri tazesine göre daha fazladır. Ayrıca pişirilmeden yenmesi daha yararlıdır; kompostosu ya da hoşafı yapıldığında vitamin değerleri düşer, ama içine şeker katıldığından kalori ve karbonhidratı artmaktadır.
SAĞLIĞIMIZA YARARLARI
Yukarıda sayılan önemli besin değerlerinin yanı sıra;
o Eriğin tazesi ya da kurutulmuşu halk hekimliğinde hafif müşkil olarak kullanılmaktadır. Bu etkileri sağlamak üzere eriğin taze ya da kurusunun bolca tüketilmesi öğütlenir.
|