Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-31-2008, 03:43   #12
Kullanıcı Adı
dildade
Standart KURAN-I KERİM MEALİ: EN'AM SURESİ
141. Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O'dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.
142. Hayvanlardan yük taşıyanı ve tüyünden döşek yapılanları yaratan O'dur. Allah'ın size verdiği rızıktan yeyin, şeytanın ardına düşmeyin; şüphesiz o sizin için apaçık bir düşmandır.

Ayette geçen “hamule”, yük taşıyan hayvan demektir; “ferş” ise henüz binilme çağına gelmemiş küçük hayvan veya yününden, kılından yaygı, sergi ve döşek yapılabilen hayvanlardır. Yatırılıp kesilen hayvan manasına da gelir.



Araplar, bazen hayvanların erkeklerini, bazen dişilerini, bazen de bunların yavrularını haram sayarlardı. Yüce Allah onların bu telakkilerini yererek şöyle buyurdu:


143. (Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin.
144. Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
145. De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.

Bu ayetin açıklanması için aynı suredeki 119. Ayetin açıklamasına bakınız.


146. Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezâdır. Biz elbette doğru söyleyeniz.

Ayette zikredilen “bağy” kelimesi, zulüm manasınadır. Yahudilerin, peygamberleri öldürmeleri, tefecilik ederek fakirleri ekonomik bakımdan ezmeleri, haramı helal, helali haram saymaları gibi zulümleri sebebiyle Yüce Allah, ayette zikredilen şeyleri onlara haram kılmıştır. Yoksa aslında bunların hepsi haram değildir.


147. Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.
148. Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.

Müşriklerin haram kıldıkları şeyler için bak: 138, 139. Ayetler.


149. De ki: Kesin delil, ancak Allah'ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.

Müşrikler “Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız...Hiçbir şeyi de haram kılmazdık” diyerek kafirliklerini Allah’ın iradesine bağlamak istiyorlardı. Yüce Allah bu ayet ile kendisinin delilinin daha üstün ve neticeye ulaştırıcı olduğunu bildirdi. Zira O dileseydi kullarını günaha meyletmeyecek özellikte yaratırdı. Ancak O bunu dilemedi, kullarını hem günah işlemeye hem de sevap kazanmaya kabiliyetli bir özellikte yarattı. Onlara irade verdi, kendi dilemesini de kulların iradeleri doğrultusunda yöneltti. Ancak hayra razı oldu, şerre razı olmadı. Allah dilese kuldaki kötülük yapma özelliğini ondan alır ve böylece bütün insanlar hidayete ermiş olurlardı. O zaman da imtihan hikmeti ortadan kalkar ve maksat hasıl olmazdı.


150. De ki: Allah şunu yasak etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; âyetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar.

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla