KURAN-I KERİM MEALİ: ENFAL SURESİ
61. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.
62. Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki, Allah sana kâfidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir.
63. Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.
Medineli Evs ve Hazrec kabileleri arasında sonu gelmeyen müthiş bir düşmanlık vardı. Aralarında kanlı savaşlar olmuş ve her iki tarafın ileri gelenlerinden birçoğu ölmüştü. Uzun zaman birbirlerinden intikam almak için uğraştılar. Allah onları İslam ile şereflendirince intikam alma duygusunu da onlardan kaldırdı, birleştiler, kucaklaştılar ve kaynaştılar. İşte yukarıdaki ayette bu ve benzeri kaynaşmalara işaret edilmektedir.
64. Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter.
65. Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
66. Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.
İlk zamanlarda müslümanların sayısı azdı, bir kişi on kişiye karşı savaşmak mecburiyetinde idi. Sayıları çoğalınca Allah Teala yüklerini hafifletti, bir müslümanın iki kafire karşı savaşması emrolundu ve sabır gösterdikleri takdirde galibiyetin kendileri için olacağı ifade edildi.
Bedir savaşında müslümanlar 70 kafiri esir almışlardı. Resulullah (s.a.) bu esirler hakkında ne gibi bir işlem yapılacağına dair arkadaşları ile görüştü. Neticede fidye alınarak serbest bırakılmalarına karar verildi. Bunun üzerine aşağıdaki ayet nazil oldu.
67. Yeryüzünde ağır basıncaya (küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
Savaşın hedefi zaferdir. Fidye karşılığı geri vermek maksadıyla düşman askerlerini esir almaya çalışmak zaferi olumsuz yönde etkileyecekse bununla meşgul olmamak gerekir.
68. Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.
Tefsircilere göre, ayette geçen ve hüküm manasına gelen “kitab” dan maksat, ictihadda hata eden müctehide azap edilmeyeceği hükmüdür.
69. Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin. Ve Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah bağışlayan, merhamet edendir.
70. Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere de ki: Eğer Allah kalplerinizde hayır olduğunu bilirse, sizden alınandan (fidyeden) daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Rivayete göre bu ayet, Hz. Peygamber’in amcası olup Bedir savaşından sonra müşrik esirler arasında bulunan Abbas hakkında inmiştir.
Hz. Peygamber, Abbas’a hem kendisi, hem de iki kardeşinin çocukları olan Akil ve Nevfel için fidye teklif etmiş; Abbas ise, fakir olduğunu söylemiş ve “Ömrüm boyunca Kureyş’e el açıp dileneyim mi?” demişti.
Hz.Peygamber, “Bedir savaşına katılırken Ümmü Fazıl’a emanet ettiğin altınlara ne demeli?” deyince Abbas, Hz. Peygamber’in bunu bilmesine hayret etmiş ve Resulullah’ın Peygamberliğini tasdik etmişti.
|