Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-06-2008, 05:00   #5
Kullanıcı Adı
dildade
Standart KURAN-I KERİM MEALİ: KASAS SURESİ
41. Onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir.
42. Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
43. Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
44. (Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.

Hz.Musa’nın Tur dağında ilahi kelama mazhar olduğunu ana işaret edilmekte ve Hz. Peygamber’in o esnada Tur’da bizzat hazır bulunmadığı ve batı tarafında Hz. Musa’yı bekleyenler arasında olmadığı hatırlatılmakta; bütün bunların, kendisine vahiy yoluyla öğretildiği ifade edilmiş olmaktadır.


45. Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, âyetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
46. (Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerıne uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

Tefsirlerde, 44, 45 ve 46. Ayetlerde, “Sen... değildin” şeklinde işaret edilen olayların ayrı zamanlara ait ve Hz. Musa’nın hayatında ayrı ayrı mühim birer hadise olduğu belirtilmektedir.

Hz. Muhammed’den önce peygamber gönderilmemiş devreye “fetret” devri denmektedir. Ayette kastedilenin, Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasındaki 570 yıllık azaman parçası olduğu söylenmektedir. Hz. İsa ve Hz. Musa’nın davetleri İsrailoğulları ve onların havalisindekilere münhasır olduğundan, burada kastedilen devre, Hz. İsmail ile Hz. Muhammed arasındaki dönem şeklinde de açıklanmaktadır.

47. Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).
48. Fakat onlara tarafımızdan o hak (Peygamber) gelince: "Musa'ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli değil miydi?" dediler. Peki, daha önce Musa'ya verileni de inkâr etmemişler miydi? "Birbirini destekleyen iki sihir!" demişler ve şunu söylemişlerdi: Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz.

Buradaki manaya göre Kur’an ve Tevrat kastedilmiş olur. Diğer kıraatlere göre, “Yardımlaşan iki sihirbaz!” şeklinde manalandırmak gerekir. Bu taktirde Hz. Musa ile Hz. Harun ya da Hz Musa ile Hz. Muhammed kastedilmiş olabilir.


49. (Resûlüm!) De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!
50. Eğer sana cevap veremezlerse, bil ki onlar, sırf heveslerine uymaktadırlar. Allah'tan bir yol gösterici olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir! Elbette Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla