|
GENÇLİK BİR HASTALIK MI..?
Olgunluk Neyle Mümkün?
Cinnet mikrobunu öldürebilmek için temel beş usul vardır:
a- Tembel olarak boş kalmamak. Yani dimağı, hayalî ve vehmî istek ve arzularla çalıştırmamak.
Bu, üç hastalığı meydana getirir: Acizlik, başarısızlık, ümidsizlik. Öyle ise insan hayal denizine girdiyse, hayalî ve vehmî dalgalar, düşünceler, aklı alır, alabildiğine götürür, gençlik enerjisinin kuvvetini tahrik eder. Bir bakarsın asabî damarlarda zaafiyet meydana geldi. Ve artık bedenin kaptanı olan akıl, iradeyi kullanamaz olur.
Gemisinin kurtarılmasına çalışırken korkuya yakalanır. Ve sar'a… Hapishane... Hastahane... Ve İlâhî azab… Ne doktor tedavi edebilir ne de hoca… Öyleyse vakti ya kitapla, ya bedenî hareketle, ya herhangi bir sanatı öğrenmekle harcamak, gencin ilk vazifesidir. Vakit, en üstün ve değerli nakittir; boşa harcamak en büyük israftır.
b- Nefsin, işitilen, görülen ve gerekse düşünülen istek ve arzularını sarf-ı nazar etmek (dikkati dağıtmak) için, yirmi dört saatte, yataktan kalkıp tekrar yatağa girinceye kadar zikir ve dualarla ALLAH Teâlâ'ya sığınmak.
Bu sığınış, (a) şıkkında belirtmiş olduğumuz hastalıkların mikrobunu bertaraf ettiği gibi şeytanı da bedenden uzaklaştırır.
Nitekim ayet-i kerîmede: “İnsanlara bir zarar isabet etti mi Rabb'lerine, yalnız O'na dönerek dua ederler..." (6) buyurulmuştur.
İnsanı, özellikle genci, şehvet ve öfkenin zararlarından koruyan, zikir ve dualardır. Zikir ve dualarda tembellik, sar'a hastalığının kapısıdır.
Kötü Arkadaş, Zehirli Yılandan Daha Zehirlidir
c- Zinadan daha fazla zina edenden, kıtalden (öldürmek) daha fazla katilden, yalandan daha fazla yalancıdan kaçmak vazifesidir. Delilik şubesinin mikrobunu üreten, bunların telkinlerini dinlemek, huylarına bakmak ve fiillerini düşünmektir. Dolayısıyla "Kötü arkadaş, zehirli yılandan daha zehirlidir." denilmiştir.
d- En iyi arkadaşları seçmek, aramak, bulmak, onlarla beraber olmak vazifesidir. Aksi takdirde olgunluğa muvaffakiyet dahi vehmî bir hayal olur. İyi arkadaş kim? İyi arkadaş, hataya girmekten beni koruyan, günahtan uzaklaştıran, iyilikleri öğreten ve yardımcı olandır. Evet, insan tek başına ne iyiliklere ne kötülüklere muvaffak olamaz.
e- Beşer şaşar, kayar, düşer, amma tevbe eder. Daima tevbe ile ALLAH Teâlâ'ya sığınmak, beşinci vazifemizdir. Kötülükleri düşünme, işitme. Görme. Yanaşma. Yapma. Hadi gaflete girdinse, yaptınsa dön. Dönüş en üstün ve kuvvetli tedbirdir. Evet, nefsin İstek ve arzuları kuştur. Hayalî olarak onu tutsan havaya uçar; seni de uçurur. Yapıştığın takdirde elin yorulur; havada bırakırsın; düşersin. Uçma, düşme!
Zira her bir insan dört şeyden sorumludur:
1- Sıhhat ve boş vakitle nehir gibi akıp geçen ömür,
2- Baraj gibi enerjiyle dolup boşalan gençlik,
3- Bedenin kir ve yağı gibi birikip dağılan ve z******* bulan mal,
4- Altın yazıyla yazılıp silinen bir kitap gibi ilim ve sanat nimeti.
Bu dört nimetin kadrini bilmeye ve sorumluluğunu hissetmeye, Peygamber (sav) işaret ederek şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde ve ALLAH Teâlâ'nın huzurunda ademoğlu beş şeyden sorulmadıkça ayakları yerinden ayrılmaz:
a) Ömrünü ne ile geçirip yok ettiğinden,
b) Gençliğini ne ile çürüttüğünden,
c) Malını nerede kazanıp,
d) Ne gibi yerlerde harcadığından,
e) Bildiği ile ne gibi amel ettiğinden." (7)
Dipnotlar
1) Tirmizi, 2458.
2) Sünen-i Tirmizi, 2408.
3) ed-Durr-ul-Mensür c.2 s.692.
4) El-Muvatta’ c. s.906, 1624
5) El-İsrâ’; 36.
6) Er-Rûm; 33.
7) Tirmizi, 2416.
|