Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-05-2008, 17:29   #51
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart 'Din dersi zorunluluğu hukuk dışı'
Bu konuda benim de düşüncem Danıştay' ın haklı olduğu yönündeydi. Devletin dinlere karşı olması gereken eşitliğinden dolayı, ama bugün Vakit' te Haan Karakaya' nın yazısını okuyunca, acaba dedim...


Alıntı:
Danıştay 8. Dairesi, Anayasa’nın din derslerinin zorunlu olduğuna ilişkin açık hükmüne rağmen, “ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriği ile zorunlu tutulması hukuka aykırıdır” şeklinde bir karar verdi.
Nerede veriliyor bu karar?..
Patagonya’da mı, Vatikan’da mı?..
Hayır!.. “Nüfusunun yüzde 99’unun Müslüman olduğu” bir ülkede, evet Türkiye’de veriliyor!..
Kararın daha iyi anlaşılabilmesi için, küçük bir ayrıntı verelim:
Danıştay’ın bu kararı;
“Alevi” kökenli bir velinin, ilköğretim okulu 4. sınıf öğrencisi olan çocuğunun, zorunlu din dersi eğitiminden muaf tutulması yönündeki 12 Temmuz 2005 tarihli başvurusu üzerine alınmış!..
Yani, demiş ki “Alevi” veli:
“Ben, çocuğumun din dersi görmesini istemiyorum... Bu mecburiyet kaldırılsın!..”
Uzuuun hukuki süreçlerden sonra, dâvâ Danıştay’a gelmiş!.. Danıştay 8. Dairesi de demiş ki;
“Bu içerikli din dersi zorunlu değildir!”
SüNNİ VELİ DE DER Kİ!
Bugünkü 1. sayfamızda da okuyacağınız gibi, Danıştay’ın bu kararının iler-tutar yanı yoktur... Zira, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 24. maddesinin “zorunlu” dediği din dersleri için, “hayır, zorunlu değildir” demek, “Anayasa’nın üstüne çıkmak!.. Anayasa’ya tecavüz etmek!.. Anayasa’yı yok saymak!.. Ben Danıştay’ım, bana ne Anayasa’dan?!?” demektir, biirrr!..
İkinci olarak da; “müfredatı belirleme” hakkı ve yetkisi Milli Eğitim Bakanlığı’na aittir... Danıştay, bu kararıyla, “MEB’in yetkisi”ne de “tecavüz” etmiştir!.. üstelik de, kararını “eski müfredat”a göre vermiş!..
Ama, bana göre bütün bunlar teknik konular... Benim için fazla önemi yok.. Benim için önemli olan, bu kararın yol açtığı “kaos!”
“Alevi”(!) dernekleri şimdiden konuşmaya başladı:
“Alevi dernekleri olarak, zorunlu din derslerinin Alevi çocuklarını asimile ettiğine yönelik topyekûn verdiğimiz mücadeleyi, Danıştay’ın emsal kararıyla birlikte daha rahat bir şekilde yürütebileceğiz. Danıştay’ın çok önemli bir karar aldığını düşünüyoruz. Hükümeti, Danıştay’ın aldığı kararlara uymaya ve zorunlu din dersi uygulamasına derhal son vermeye davet ediyoruz.”
Tamam, hay hay; “Aleviler” istiyor diye kaldırılsın “din” dersleri!..
Pekiii, yarın bir gün de, “Sünni”lerin aileleri ortaya çıkar da, “Biz de Milli Güvenlik dersinin, Müzik dersinin, Beden Eğitimi dersinin kaldırılmasını istiyoruz” diye müracaatta bulunursa, nasıl karar verecek Danıştay?..
Aynı kararı verebilecekler mi?..
Veremezlerse, çıkacak “kaos”un boyutunu hesap edebiliyorlar mı?..
Söylemeye çalıştığım şu:
“Ağızdan çıkan bir söz” veya “kalemden çıkan bir karar” tutarlı olmak zorundadır!..
Bir de, “ucunun nereye kadar gidebileceği” de hesap edilmek zorundadır!..
Yoksa, “beynin tatile mi çıktı?” diye soruverirler insana!..
  Alıntı ile Cevapla