Başörtüsü mağduru erkekler..!
Eğer “hademe”, “işçi”, “sıradan memur”, “etkisiz bir meslekte etkisiz bir eleman” olacaksanız ananızın-bacınızın örtüsünün, babanızın-dedenizin sakalının ehemmiyeti yoktur. Ama önemli bir noktada, önemli bir görevde bulunacaksanız bunlar “sistemin akredite kriterleri” olarak karşınıza çıkacaktır. “Sistemin bekçisi”, “laik-çi-liğin kalesi” kurumlarda bir şey olmaya adaysanız, yedi sülalenizin fotoğraflı bilgi formu istenir. Kapıcılardan sorulursunuz, takiplere maruz kalırsınız. Başörtülü ananızla, sakallı dedenizle çekilmiş fotoğraflar aleyhinize belge olur.
Türkiye'de başörtüsü bir turnusol kâğıdına, damgaya dönüştürülmüştür. Üniversite kapılarında yığılan genç kızlardan öte erkekleri etkilemektedir.
Peki, dün bir Fransızın eli uzandı diye Sütçü İmamı gayrete getiren ve kurtuluş savaşının fitilini ateşleyen başörtüsüne kafa kâğıdında “Türk” ve “Müslüman” yazanlar neden tahammül edemiyor? Neden kırmızı görmüş gibi çıldırıyorlar?
Hemen tamamının anası başörtülü olan er ve erbaşların şahadeti övünç vesilesi olurken, neden bir teğmenin, bir hâkimin, bir kaymakamın anasının-bacısının örtülü olması rahatsızlık veriyor?
Başörtüsü ve başörtülüler için bilemediğimiz zımni bir kırmızı çizgi mi var? Bu çizgi kimi kimden koruyor? Kimlerin saltanatına, ayrıcalıklarına sütre oluyor?
Bu gün başörtüsü, Beyaz Türklerin Kara Türkleri işaretleme ve imha aracı haline getirilmiştir. Kripto ecnebiler insanımızın önünü bununla kesmektedirler. Her Anadolu insanı bir şekilde başörtüsüyle, başörtülü biriyle ilintilidir. Bu nedenle, bu malzeme tespit ve tasfiye aracı olarak sürekli Beyaz Türklerin elinde tutulmalıdır!..
Memleketin beynine çöreklenmiş aristokratik azınlığın korkusu bir bez parçasından veya onu takan genç kızlardan kaynaklanma-maktadır. Kripto ecnebilerin asıl korkusu Kara Türklerin devletin-memleketin sinirlerine, beynine geri dönmesidir. Bu dönüşü engellemek için başörtüsü ideal bir engelleme aracı, kullanışlı bir ayıraçtır.
İstatistiklere göre kadınlarımızın %65-70'i başörtülüdür. İnsanımızın %82'si zorunlu din eğitimini yararlı görmektedir. Hukukun en temel ilkesi suçun şahsiliğidir. Başörtüsünü laikçi takıntılarınıza uyarak suç kabul etsek bile; siz, hangi mantıkla en temel hukuk kuralını ihlal ederek ülkede yaşayan nüfusun %80'ini teşkil eden Anadolu insanını Türk devletinin hayati kurumlarından uzak tutuyorsunuz?
Geride kalan %15-20 içinde kimler var?
Kripto ecnebiler, kontrol altında tuttuğunuz bazı heteredoks guruplar mı akredite bu ülkede?
Suriye tarzı (azınlığın yönetiminde) bir ülkede yaşıyoruz da biz mi farkında değiliz?
Bu ülkede en kritik güvenlik birimlerinde, istihbarat birimlerinde, önemli kurumlarda anası- bacısı örtülü insanlara rezerv konuluyor. Özel tespit ve takip heyetleri kuruluyor. Girebilmiş olanlar yükselemiyor. Dolayısıyla bu kurumlara başörtüsünü tasvip etmeyen, genel dokunun dışındaki kesimlerden kimseler alınıyor. Bu durum geniş bir kesimin devletten ve devletin stratejik birimlerinden dışlanmasını sonuç veriyor. Devletin önemli birimlerinin belirli kesimlere-guruplara dayanmasına neden oluyor ve sosyal barış zedeleniyor.
Bu ülkede kimler ve hangi güçler Çanakkale'de şehit olanların, Yemende telef olanların, Sütçü İmamların, Nene Hatunların, Kara Fatmaların, bebeğinin örtüsünü cephaneye örtüp cepheye taşıyan Elif Bacıların torunlarını devletten ve devletin imkânlarından dışlamak istiyor?
Anadolu'nun öz evlatlarına parya ve zenci muamelesi yapanlar kimler?
Bu hakkı ve gücü nereden alıyorlar?
Memleketin asıl sahipleri işgalci batının artıkları, beslemeleri oldu da haberimiz mi yok?
“Türk devleti” olarak bildiğimiz bu devlet, başkalarının elinde de farkında mı değiliz?
Y.Gezgin
|