Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-16-2008, 11:20   #5
Kullanıcı Adı
AKPLİGENÇ
Standart Çanakkale hakkında bilinmeyenler!
İngilizlerin tüm savaş boyunca hata üstüne hata yaptıklarını, aptalca
kararlar aldıklarını, emir-komuta zincirlerinde sürekli kopukluklar
olduğunu, verilen önemli emirlerin asla yerine ulaşmadığını, kimden
geldiği belli olmayan emirlerle önemli stratejik hatalar yaptıklarını,
mevzi ve can kaybının bu nedenle çok artığını, İngiliz savaş kaynaklarında,
askerlerin anılarında ve araştırma eserlerinde bunun gibi yüzlerce olay
yaşandığını



Gelibolu siper savaşlarının tarihin gördüğü en acıklı savaş olduğunu,
on binlerce askerin savaştığı düşman askerini bir kere bile göremeden can
verdiğini, İngilizlerin tokat üstüne tokat yedikçe Türk siperlerine kurşun
yağdırır gibi bombalar yağdırdıklarını, kolların bacakların havalarda uçtuğunu,
yerin altının ve üstünün sürekli yer değiştirdiğini, her defasına “Tamam
bu sefer canlı Türk bırakmadık” diyerek saldırıya geçtiklerini, her
defasında Allah’tan başka sığınacak hiçbir şeyleri kalmamış Mehmetlerin
kabus gibi tekrar tekrar karşılarına çıktığını



Savaş istatistiklerine göre bir m2’ye 6000 mermi düştüğünü, bu oranın dünya
savaş tarihinin en yüksek oranı olduğunu Havada iki merminin çarpışma
ihtimalinin 600 milyonda bir olduğunu, bu çarpışan mermilerden Çanakkale’de
onlarca bulunduğunu Savaş Gazilerinin “Cehennem diye bir yer vardır
Biz orayı gördük” dediklerini




Galatasaray Sultanisi (Lisesi) öğrencilerinin okul sıralarını bırakarak
cepheye koştuklarını, 15-16 yaşlarındaki bu fidanların hepsinin tek bir
saldırıda İngiliz makinelisi ile biçildiğini, Olayı
gören bir Türk askerinin yıllarca ağzını bıçak açmadığını ve ne zaman
Çanakkale’den bahsedilse hüngür hüngür ağladığını




Darü’l Fünun’un tüm son sınıf öğrencileri şehit olduğu için o sene hiç mezun
vermediğini




Gömülemeyen şehitlerin on binleri bulduğunu, ortalığın kokundan ve sineklerden
geçilmediği,hınzırın bile yaşamayacağı şartlarda askerlerin savaştığını,
ilk ateşkesin dostluk gösterisi değil, şartların her iki taraf için de
artık kaldırılamayacak kadar ağırlaştığı için zorunlu olarak alındığını
İki tarafın askerlerinin o gün arkadaşlık yaptıklarını, birbirlerine
cigara, yiyecek ve tespih, yüzük, rütbe gibi ufak tefek hediyeler
verdiklerini, bu manzarayı gören bir Türk Subayının “gören insanın
zalimleşeceğini, bir zaliminde insanlaşacağını” ifade ettiğini




Ortalığı basan sinekler yüzünden hiçbir yiyecek maddesinin birkaç tane
sinek yutmadan yenilemeyeceğini, Salgın hastalıkların da savaş kadar can
aldığını, bir İngiliz askerinin hasta arkadaşını büyük abdestini yapmak
için tuvalet çukuruna girerken gördüğünü, oradan çıkmayınca çukura
koştuğunu, hasta askerin bayılarak pisliklere batmış olduğunu,
arkadaşlarının ise onu yukarı çekemeyecek kadar güçsüz kalmış olduklarını,
bu hasta askerin kendi pisliğinde boğularak can verdiğini Çanakkale
savaşlarına daha önce hiç bilinmeyen zeka ürünü hileler ve aldatmacalara
başvurulduğunu, Türklerin soba borularından top bataryaları yaptığını ve bu
şaşırtmacanın işimize çok yaradığını, askerlerin Tahta düzenekler yaparak
siperden hiç çıkmadan tüfek atışı yapabildiklerini, bomba fırlatan düzenekler
yapıldığını, İngilizlerin Türk topçusunu yanıltmak ve zaten az olan mühimmatı boşa harcatmak için tahtadan kocaman gemiler inşa edip yüzdürdüklerini Toprağın
altında bile savaş olduğunu, her iki tarafın tüneller açarak düşman siperlerinin
altına kadar gelip patlayıcı yerleştirdiklerini, bu şekilde iki tarafın da çok kayıp
verdiğini





Çanakkale’de doktorların askerlerden daha çok yorulduğunu, binlerce
yaralıyla ilgilenmek zorunda kaldıklarını, Ümitsiz vakalarla hiç ilgilenilmediğini ve kurtulma şansı olanlara öncelik verildiğini, Bir Türk doktorun önüne kendi oğlunun getirildiğini, “Kurtulma şansı yok” diye oğlunu tedavi etmediğini, hemen bir sonraki yaralıyı istediğini, yaralılardan ancak ertesi gün başını alabildiğini ve o zaman oğlunun mezarına gidebildiğini



İngilizlerin kendi ifadelerine göre mükemmel bir geri çekilme planı
yaptıklarını, hiçbir kayıp vermeden çekip gittiklerini, onların ifadesine
göre Türklerin hiçbir şeyden haberinin olmadığını ama yine kendi
yalanlarını kendi kaynaklarından suratlarına tükürürcesine, ger çekilme
esnasında bizim siperlerden onların siperlerine üzerine kağıt sarılmış bir
taş fırlatıldığını, bu kağıtta düzgün bir İngilizceyle “Gittiğinize
üzülüyoruz, Süveyş Kanalında Görüşürüz” yazdığını Bu olayın, geri
çekilmeden Türklerin haberleri olduğunu ama artık savaşamayacak kadar
yıpranmış olduklarını ispatladığını Okuma yazma oranının yüzde beşlerde
olduğu bir dönemde bizim Çanakkale’ye hangi yetişmiş evlatlarımızı yolladığımızı
ve memleketin en az 100 yılını bozuk para harcar gibi harcadığımızı



Gelibolu topraklarına çıkıp, Marmara denizini görebilen sadece tek bir
İngiliz askeri olduğunu, bu askerin aslen İrlandalı olduğunu, Türk askerini
şaşırtmak için gece kumsala tek başına çıkıp bir sürü meşale yakarak
çıkarma sanki oraya yapılıyormuş gibi bir kandırmaca yapmaya çalıştığını,
bu askerin daha sonra yolunu kaybederek yarımadanın çok içerisine kadar
girdiğini, daha sonra bir şekilde dönerek kurtulduğunu, bu olayın yıllar
sonra askeri günlükler okununca öğrenildiğini
AKPLİGENÇ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla