ONLARIN NAMAZI BİR BAŞKAYDI (Adablara Dikkat Ederlerdi)
Ümm Rûmân şöyle anlatır:
"Namazda sağa sola bakınırken beni Ebu Bekir gördü ve bundan öyle şiddetle men etti ki, ben nerdeyse namazdan çıkacaktım. Sonra şöyle dedi:
"Ben Resulullah (sav)'in şöyle buyurduğunu işittim; Sizden biriniz namaza durduğu zaman, sağıyla soluyla oynamayı bıraksın ve yahudiler gibi, sağ sola meyledip durmasın (sallanmasın). Çünkü namazda organların huzura ermesi, namazın kemalindendir.” (El-Câmiü's Sağir)
Sehl b. Abdullah (ks) der ki: “Kul, farzları tam yerine getirebilmek için sünnetlere ihtiyaç duyar. Sünnetleri ifâ etmek için de, nafile ibadetlere muhtaçtır. Nafilelerin tekamülü de adaba riayete bağlıdır. Dünyayı terk etmek de adab cümlesindendir.
Hz. Ömer Efendimizin (ra) minberden söylediği şu sözü Sehl'in (ks) söylediği ile aynı manadadır:
- Adam müslüman olarak ihtiyarlamıştır, fakat Allah için kıldığı tam bir namazı yoktur. Sordular:
- Bu nasıl olur? Hz. Ömer (ra) efendimiz şöyle cevap verdi:
- Namazda ki huşu ve tevazusu tam olmayan ve her şeyi ile Allah'a yönelmeyenin hali, budur.
Ebu Said el-Harraz'a sordular:
- Namaza nasıl girilir? Şöyle cevap verdi.
- O'na Teveccühün kıyamet günündeki yönelişin gibi olsun. O'nun (cc) huzurunda duruşun öyle olsun ki, aranızda bir tercüman bir aracı olmadan, o seni karşılıyor, sen de kimin huzurunda bulunduğunu bilerek O'na minacaat ediyorsun. Çünkü O, en büyük MELİK'tir.
Ariflerden birine sordular:
- İlk tekbiri nasıl alıyorsun? Şöyle cevap verdi:
- Allah-u Ekber dediğin zaman, ismi celalinin ‘elif’ harfi ile birlikte tâ’zim, ‘lam’ harfi ile heybet, ‘ha’ harfi ile murakabe ve kurb duyguları taşıman gerekir.
Amir b. Abdullah'a (ks) sordular:
- Namazda dünya işlerine dair aklınıza bir şey geliyor mu? Şöyle cevap verdi:
- Bana göre mızrakların altında kalmak, sizin namazda hatırladıklarınızı hatırlamaktan daha hoştur.
Bir başka Sufi'ye de:
Namazda nefsin sana dünya işlerini hatırlatıyor mu? Sorulmuş, o da:
Ne namazda ne de namazın dışında böyle bir şey olmaz, dedi.
Rivayet olunduğuna göre Abdullah b. Abbas (ra) şöyle der:
"Namazda hûşuun ölçüsü, sağında ve solunda bulunanla ilgilenmemek, hatta onların kim olduğunu bile fark etmemektir."
(Kaynak: Avarifü’l Me’arif, Şehabüddin Sühreverdi)
|