Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-28-2008, 22:48   #2
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart 2. lig maçı = A takımı --- B takımı
Yaşlı amcamın gözlerinden sevinç akıyordu: "Şu hökümet ne güzel etti de şu özel hastaneleri faaliyete geçirdi. İlk defa bir doktordan bu kadar güzel muamele gördüm. Somurtuk, hasta birşey dese de azarlasam gururundaki doktorların şerrinden kurtulduk Allah'a şükür..Dün dizime özel hastaneye gittim mest oldum doğrusu, bana beyfendi dediler, dizimi hiç görmediğim makinalardan geçirdiler, hiç bilmediğim tahliller yaptılar.Bunları da mı görecektik ? "

Haklısın sevgili amca...

Hızlı kalkınmanın günümüzdeki karşılığı, doğru işletim stretejisi, geniş ar ge çalışması, profesyonel işletmeciliktir.

Devlet sektörü ve özel sektör arasındaki bir kaç karşılaştırmayla başlayalım:

- Bir kere devlet sektörü, salt kamu yararını gözetip karlılığı esas almazlar. Amaç sözümona millete hizmettir ne var ki hizmet götürme amacındaki kamu personeli çoğu zaman devlet kurumlarını "hizmet alacakları" müesseseler olarak mütalaa eder.Bu da, özellikle ülkemizde çok rahat gözleneceği üzere, siyasetin kirli çarklarının da etkisiyle kurumların köhneleşmesine yol açmaktadır.

- Devlet sektörünün kar-zarar endişesi taşımaksızın, "devlete sırtını dayama" rehaveti hemen her zaman kurumları hizmet anlamında, gelişmişlik anlamında yerinde saydırır. Kamu sektöründen daha fazlasını beklemek isabetli olmaz zira onları karlılığa yöneltecek ne bir denetim mekanizması, ne kaynak, ne motivasyon araçları mevcut değildir.

- Devletin kaynaklarını ekonomik yatırımlara ayırması onun adalet, emniyet, güvenlik konularına eğilimini güçlendirecektir.

- Ayrıca dünyadaki gelişme konsepti özel sektörün ağır bastığı bir yapıya dönüşmektedir. Ab'yle müzakere aşamasında olan bir ülkenin dünyadaki ekonomik yapılanmalara yabancı kalması herhalde düşünülemez. Dünya ekonomileriyle entegrasyonun gereği bu.