04-02-2008, 18:07
|
#6
|
|
Düştüğü Yerden Kalkan Yiğit Başkan Tayyip Erdoğan
Alıntı:
facia Nickli Üyeden Alıntı
mahkeme acılınca aglarsınız bunlar laiklige aykırı sözler degilmi?
|
Atatürk şöyle diyor: “Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünseler, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklar. Dini örtünme, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal şekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine uygundur.”Kadının tarzı telebbüsünde (giyim kuşamında) teceddüt (yenileşme) yapmak meselesi mevzubahis değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri belletmek mecburiyeti karşısında değiliz. Fertler, her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkine, arzusuna, terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir."
M. Kemal Atatürk
(Ankara, 03/04/1923)
Yukarıdaki satırları dikkatle okuduğumuzda, Atatürk'ün parmak bastığı noktaları şu şekilde özetleyebiliriz:
1) Atatürk tesettürün şeriatın tavsiyesi ve dinin emri olduğunu kabul ediyor.
2) Tesettürün kadınların sosyal hayatını engellemeyecek şekilde basit olmasını tavsiye ediyor.
3) Kadınların erkeklerle teşrik-i faaliyet etmesini arzuluyor.
4) Açık saçık giyime de karşı olduğunu belirtiyor.
Mustafa Kemal'in kadınların nasıl giyinmesi gerektiğine dair tek sözü yok. Nasıl giyinmemeleri gerektiğine dair söyledikleri, günümüzün Atatürkçülerini pek de memnun edecek şeyler değil.
"Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır."
Giyim tarzımızda milletin ruhi ihtiyacını tatmin için, İslam ve Türk hayatını başlangıçtan bugüne kadar layıkıyla tetkik ve etrafiyle açıklamamız lazımdır.Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus âdetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır.
Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır. Bizim örtünme meselesinde nazarı itibara alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yandan hayatın icabatını düşünmektir. Örtünmedeki ifrat ve tefritten kurtulmakla bu iki ihtiyacı da temin etmiş olacağız. Bazı milletlerin zevk alemlerini memleketimizde tatbike kalkmak şüphesiz ki hatadır. Bu yol toplum hayatımızı feyz ve fazilete ulaştırmaz. Eğer kadınlarımız dinin tavsiye ve emrettiği bir kıyafetle, faziletin icap ettirdiği hareket tarzıyla içimizde bulunur; milletin ilim, sanat, içtimaiyat hareketlerine iştirak ederse bu hali, emin olunuz, milletin en mutaassıbı daha takdir etmekten geri duramaz. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karsı, belki onun müteşebbislerinden daha fazla savunucusu olur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 11. Cilt, s. 149-151)
Yaa bari bunlardan utanın azcık ya..Yazık..Sevdiğinizi söylediğiniz(aslında zerre sevginiz yok) Atatürk bile hanımların giyimlerinde bir değişiklik yapmalarının söz konusu olmadığını,aksine açık giyime karşı bile olduğunu açıklamış..!Aksini iddia edyorsanız kanıtıyla sundum..Hadi o zaman paşayıda çıkaralım yerinden onuda yargılayın..Baksanıza şeriatın gerektirdiği gibi olan giyimi savunmuş..Laikliğe aykırı değilmiydi şeriat..Hadi onada bir şey bulun bakalım.. ;)
Ben niye yazıyorum ki..Tas aynı hamam aynı..Canınız çıksa huyunuz çıkmaz sizin..
|
|
|