Dilin âfetleri çok ve kendini bunlardan korumak zor olduğu için, elden geldiği kadar susmak en iyi çaredir.
O hâlde insan, zaruret mikdarından fazla konuşmamalıdır.
Dediler ki abdallar, yani yüksek derecedeki veliler, konuşması, yemesi ve uyuması zaruret mikdarında olan kimselerdir.
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri buyurmuşdur:
- “Doğru söylemek, hayırla buyurmak ve insanların arasını bulmak hariç konuşmada hayır yokdur.” (Nisa 114)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
- “Karın, ferç ve dilini koruyan kimsenin her şeyi korunmuşdur”
Ömer radıyallahü anh buyurdu ki:
- Ebubekir’i gördüm, dilini parmağıyla tutmuş çekiyordu.
- Ey Resûlullahın halifesi! bunu ne için yapıyorsun, deye sordum.
- Bu beni ne işlere düşürmüşdür, dedi.
Haberde geldi ki: Uhud harbi günü bir genç şehid oldu.
Onu buldukları zaman açlıkdan karnına taş bağlamış olduğunu gördüler.
Annesi yüzündeki toz ve toprakları silip; “Cennet sana mübarek olsun” dedi.