Dostluk..
Dostluk
Yüz yüze dostluklar vardır; güneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela. Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayırmaz yüzünü güneşten...
Uzak dostluklar vardır; denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl, birbirlerinin uzak dostlarıdır. Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine...
Sessiz dostluklar vardır; dilsiz bir adamla, duymayan başka bir adamın arasında sessiz bir dostluk oluşur. Her şeyden konuşur sessizce bu eller...
Zorunlu dostluklar vardır; pazar ile pazartesinin dostluğu gibi. Pazar ağır bir gündür, pazartesi hızlı bir gün... Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama dost olmak, yan yana durmak zorundadırlar...
Uzun dostluklar vardır; ikindi güneşinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuşurlar ve uzun boylu bir dostluk oluşur aralarında...
Günün birinde ölen dostluklar vardır; bir bahçe içindeki ahşap ev ile yanı başında duran ceviz ağacının dostluğu gibi... Birgün kocaman elli adamlar ve kocaman gövdeli makineler o bahçeye gidip de, bir süre sonra evin ve ceviz ağacının yerine asık suratlı binalar diktiği zaman ölen dostluklar...
Vakitsiz dostluklar vardır; bir peçete, bir kağıt mendil vakitsizce dostu oluverir gözlerimizin... Ya da ayrılırken verilen bir dal karanfil, ellerimize o anda gelen dostluktur...
Bakımsız dostluklar vardır bir de... Zaten var, zaten dostuz deyip yıllarca bir telefonun, birkaç cümlelik mektubun bile çok görüldüğü dostluklar...
Hiçbir dostluğun bakımsız kalmaması dileğiyle
|