04-24-2008, 21:30
|
#2
|
|
Atatürk uyarmıştı
Alıntı:
Axwell Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
_Yeniden_ Nickli Üyeden Alıntı
Ordunun siyaset üzerindeki etkisini olabildiğince azaltmak ve hatta sonlandırmak için AB'ye girmek istiyoruz.....
Bizi kabul etmeseler de kanunarımızı onların kanunlarına benzeterek yaşam standartlarımızı yükseltmek için, daha demokratik bir Türkiye için AB'ye girmek istiyoruz...
Kimisi diyor ki,
bunları AB'ye girmeden de yapamaz mıyız?
Yapardık elbette....Ama yaptırmadılar !!
Ben girebileceğimizi sanmıyorum ama bu çalışmalar ülkemizin ilerleyişinin önünü açıyor...Gerçi ordunun siyaset üzerindeki etkisini başka türlü sona erdiremeyiz...
|
Ordunun siyaset üzerinden ne gibi bir etkisi olabilir ki, etkisi olabilmesi için Bağımsız ekonomık gucu olmalı!! Bu ulkenın ekonomık gucu ıse IMF!! Kaldı kı bazı Genelkurmay Başkanları: Cevdat Sunay, Doğan Güreş, Kenan Evren bu gibi isimler zaten siyasette hizmet etmiş isimlerdir. Haklarını yemek lazım.
|
Bakalım nasıl karışıyormuş?
Büyük devlet, gerçekten mevcudiyeti ve bütünlüğü tehdit edildiğinde bütün gücünü kullanan, ama kendi öz milletinin değerlerine saygı duyan devlettir; her farklılığı hemen tehdit olarak alıgılama paranoyasından uzak, soğukkanlılıkla toplumun farklı kesimlerinin taleplerine kulak veren devlettir...
Devletimizin Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanlığı, Yargı ve YÖK gibi anayasal kurumları onyıllardır, böylesi bir paranoyanın hakim olduğu bir zihniyet tarafından yönetiliyor... Silahlı Kuvvetlerin 27 Nisan bildirisi içeriği, üslubu ve zamanlaması açısından hem Hukuk Devleti ilkesine, hem de milletimizin geleneksel değerlerine karşı gerçekleştirilmiş bir saldırıdır... Bildiride verilen somut örnekler içerisinde Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle düzenlenen programdaki küçük kızların kıyafetinin çağ-dışı olarak nitelendirilmesi, bu kıyafet şeklini dini bir vecibe olarak gören, bu ülkede yaşayan, vergi ve şehit veren milyonlarca insana yapılmış bir saygısızlıktır (elbette özel şahıslar tesettürü çağ dışı olarak görebilir ve bunu medyada da dile getirebilir, fakat böyle bir açıklama bu ülkenin Silahlı Kuvvetlerince hem de bir tehdit olarak beyan edilemez)...
Kendi milletinin iradesini kabul etmeyen, istediğinde darbe yapıp halkın çoğunluğunun seçtiği hükümetleri indiren, üstü kapalı darbe tehditlerinde bulunanlar, ordu müessesesini amacı dışına çıkartarak, Mehmetçik’e en büyük haksızlığı yapmaktadır...
Bu milletin önemli bir kısmının dini bir gereklilik olarak gördüğü bir kıyafet biçimini (27 Nisan muhtırasında olduğu gibi) çağ-dışı olarak adlandırma hakkı ve yetkisi yoktur. Bu, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi öz milletinin önemli bir kısmının inancına karşı yapmış olduğu müthiş bir saygısızlıktır... Kaldı ki, kurumlararası uyum ve uzlaşının çok sık vurgulandığı bir dönemde kurumlararası uyum, diğer bütün kurumların TSK’ya uyması anlamına gelmese gerek...
|
|
|