Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-27-2008, 03:21   #5
Kullanıcı Adı
_Yeniden_
Standart 27 Nisan E-Muhtırası
Büyük devlet, gerçekten mevcudiyeti ve bütünlüğü tehdit edildiğinde bütün gücünü kullanan, ama kendi öz milletinin değerlerine saygı duyan devlettir; her farklılığı hemen tehdit olarak alıgılama paranoyasından uzak, soğukkanlılıkla toplumun farklı kesimlerinin taleplerine kulak veren devlettir...

Devletimizin Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanlığı, Yargı ve YÖK gibi anayasal kurumları onyıllardır, böylesi bir paranoyanın hakim olduğu bir zihniyet tarafından yönetiliyor... Silahlı Kuvvetlerin 27 Nisan bildirisi içeriği, üslubu ve zamanlaması açısından hem Hukuk Devleti ilkesine, hem de milletimizin geleneksel değerlerine karşı gerçekleştirilmiş bir saldırıdır...

Bildiride verilen somut örnekler içerisinde Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle düzenlenen programdaki küçük kızların kıyafetinin çağ-dışı olarak nitelendirilmesi, bu kıyafet şeklini dini bir vecibe olarak gören, bu ülkede yaşayan, vergi ve şehit veren milyonlarca insana yapılmış bir saygısızlıktır (elbette özel şahıslar tesettürü çağ dışı olarak görebilir ve bunu medyada da dile getirebilir, fakat böyle bir açıklama bu ülkenin Silahlı Kuvvetlerince hem de bir tehdit olarak beyan edilemez)...

Kendi milletinin iradesini kabul etmeyen, istediğinde darbe yapıp halkın çoğunluğunun seçtiği hükümetleri indiren, üstü kapalı darbe tehditlerinde bulunanlar, ordu müessesesini amacı dışına çıkartarak, Mehmetçik’e en büyük haksızlığı yapmaktadır...

Bu milletin önemli bir kısmının dini bir gereklilik olarak gördüğü bir kıyafet biçimini (27 Nisan muhtırasında olduğu gibi) çağ-dışı olarak adlandırma hakkı ve yetkisi yoktur. Bu, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi öz milletinin önemli bir kısmının inancına karşı yapmış olduğu müthiş bir saygısızlıktır... Kaldı ki, kurumlararası uyum ve uzlaşının çok sık vurgulandığı bir dönemde kurumlararası uyum, diğer bütün kurumların TSK'ya uyması anlamına gelmese gerek...

Velhasılı TSK bir kez daha aynı hatayı tekrarlamamalıdır!!

------------------

Asker artık siyasete karışmasın...Halkın iradesi ancak bu şekilde kendini gösterebilir...

Bugün "Laiklik tehlike altında" gerekçesiyle sivil yönetime müdahalelerde bulunan zihniyetin, Osmanlı zamanında durduk yere "Şeriat elden gidiyor" diye kazan kaldıran Yeniçeri zihniyetinden hiç bir farkı yoktur.. Zamanında askerin müdahaleleriyle yıpranmış olan Osmanlı yönetimi, Sultan IV. Murad'ın büyük bir kararlılık gösterip orduyu siyasetten tamamen arındırmasından sonra tekrar güçlenmiş ve Bağdat'ı fethetmiştir... Tarih kanıtlamaktadır ki, "en iyi ordu siyasetten en uzak olan ordudur..."
_Yeniden_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla