|
ULUSA SESLENİŞ KONUŞMASI (NİSAN 2008)
Sevgili vatandaşlarım…
Bu yasayla getirilen en önemli yeniliklerden biri de Genel Sağlık Sigortası’dır.
Böylece Anayasamızda öngörülen Genel Sağlık Sigortası Sistemi, aradan geçen 26 yıldan sonra Hükümetimiz döneminde hayata geçirilmiş oluyor.
Buna göre, ülkemizde yaşayan herkes sağlık sigortası kapsamı içine alınıyor.
18 yaşını doldurmamış olan kişiler, bakıma muhtaç kişiler, acil haller, iş kazası ve meslek hastalığı halleri ile bulaşıcı hastalıklarda genel sağlık sigortalısının primine ve borcuna bakılmaksızın sağlık hizmetlerinden yararlanma imkanı getiriliyor.
Bakınız bu yasaya kadar bir çiftçimiz veya bir esnafımız, hastalanan çocuğunu doktora götürdüğü zaman, daha kapıdan girerken prim borcu olup olmadığına bakılıyordu.
Getirdiğimiz bu sistemle, milletimizin geleceği olan tüm çocuklarımızın 18 yaşına kadar, prim vb. hiçbir şart aranmaksızın sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanıyor.
Yeterli geliri bulunmayan vatandaşlarımız, sağlık primleri devlet tarafından ödenmek suretiyle Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınıyor.
Bugün bir işçimizin ailesi ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 120 gün süreyle sigortalı olarak çalışması gerekmektedir.
Çiftçilerimiz ve esnaflarımızın ise sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için 240 gün prim ödeyerek çalışmaları gereklidir.
Biz bu süreleri 30 güne indirerek; 1 ay çalışan herkesin kendileri ve ailelerinin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelerini sağlıyoruz.
İsteğe bağlı sigortalılıkta da önemli düzenlemeler getiriyoruz.
Artık dileyen her vatandaşımız, isteğe bağlı sigortalı olabilecek ve sigortalı olduğu sürece sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek.
Böylece, part-time çalışanlarla usta öğreticilere de eksik kalan günlerini isteğe bağlı olarak tamamlayabilme hakkı sağlanmaktadır.
Şimdiye kadar 10 yıldan az hizmeti bulunan memurların vefat etmeleri halinde yakınlarına aylık bağlanmıyordu.
Şimdi bu süreyi diğer çalışanlarda olduğu gibi 5 yıla düşürerek 20 bini aşkın ailemize aylık bağlanmasına imkan hazırlamış oluyoruz.
Sizlere yeni kanunun sadece bir kaç önemli maddesini aktardım.
Kanun uygulanmaya başlandığında sizler de göreceksiniz ki, Türkiye, çağdaş, kaliteli, hızlı, eşitlikçi ve adil bir sosyal güvenlik sistemine kavuşmaktadır.
Bu Kanun, devletin sosyal devlet olma gereklerini yerine getireceği gibi, Türkiye’nin yarınlarının bugünden daha müreffeh, daha güçlü olmasına da zemin hazırlayacaktır.
Değerli vatandaşlarım,
Şimdi bir başka önemli düzenlemeyi, bir başka devrim niteliğindeki reformu uygulamaya koymanın hazırlığı içindeyiz.
2002’den bu yana ülkemiz ekonomisinde atılan önemli adımlar, sağlanan önemli gelişmeler neticesinde enflasyon sorunu büyük ölçüde çözülmüş, Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş yüksek ve sürekli büyüme sağlanmıştır.
Ancak hala çözülmesi gereken sorunlar vardır; başta gelen sorunlardan biri de işsizliktir.
Geçmişten devraldığımız bu sıkıntıyı geleceğe taşımak lüksüne sahip değiliz, işsizlerimize iş bulmak, yeni istihdam üretmek mecburiyetimiz var.
Bu amaçla şimdi İstihdam Paketi adını verdiğimiz yeni düzenlemeyle tarihi bir adım atmaya hazırlanıyoruz.
İnanıyorum ki bu paket, Türkiye’de yeni bir dönemin başlamasını da sağlayacaktır.
Bu yeni paketle, işverenler üzerindeki idari ve mali yükleri azaltmayı, istihdamı arttırmayı, kayıtdışılığı azaltmayı hedefliyoruz.
Hedefimiz bu yeni uygulamalarla, hem mevcut istihdamı korumak, hem de yeni istihdama kapı açmaktır.
Bu paketle işverenlerimizin ödediği SSK prim oranını 5 puan azaltıyoruz.
Böylece işgücü maliyetlerinde ortaya çıkacak azalma, işverenlerimizin rekabet gücünü artıracak, ekonomimiz yeni yatırımlara ve yeni istihdam imkanlarına kavuşacaktır.
Yatırımcılarımızın, girişimcilerimizin uzun süredir bizden bu yönde bir talepleri vardı, şimdi onlara bu imkânı sunuyoruz ve onlardan yeni yatırım, yeni istihdam konularında yeni atılımlar bekliyoruz.
İstihdam paketimizde işverenlerimiz ve çalışanlarımız lehine bunun gibi bazı başka avantajlar da getiriyoruz.
Bu paket kapsamındaki avantajlardan şimdilik birkaçını aktarmakla yetineceğim.
Kadınların ve gençlerin istihdamını arttırmak amacıyla, mevcut istihdama ilave olarak işe alınan kadınlar ile 18-29 yaş arası gençlere ait SSK işveren primi 5 yıl boyunca kademeli olarak İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
Böylece gençler ve kadınların istihdama katılımını önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz.
Bugüne kadar İşsizlik Sigortası Fonu’na aktarılan devlet payı ve nemasının 2008-2012 yılları arasındaki faizinin, Güneydoğu Anadolu Projesi başta olmak üzere; ekonomik kalkınma, refah ve istihdam sağlayacak projelere kullanılabilmesinin önü açılıyor.
Özel sektörde 50 veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerindeki zorunlu istihdam yükümlülükleri konusunda önemli kolaylıklar getiriliyor.
Eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kaldırılıyor, eski hükümlülere mesleki eğitimlerde öncelik tanımak suretiyle bu sıkıntıyı gidereceğiz.
Yine özel sektörden terör mağduru çalıştırma zorunluluğu da kaldırılıyor, bu kapsamdaki vatandaşlarımızın kamuda istihdamı yoluna gidilecek.
Zorunlu olarak istihdam edilecek özürlüler için ödenmesi gereken % 3 oranındaki işveren sigorta primleri devlet tarafından karşılanacak.
Yine 50’den fazla işçi çalıştıran işletmelerde, iş sağlığı, iş güvenliği, kreş, emzirme odası kurma yükümlülüklerinin hizmet alımı ya da ortak tesislerle karşılanabilmesine imkan sağlanıyor.
Ülkemizde işsizlik sorununun temelinde yatan en önemli konulardan birisi de işverenlerin nitelikli işgücü ihtiyacına cevap veremeyen işgücü arzıdır.
Bu sorunu çözmek üzere İŞKUR’a kayıtlı tüm işsizlere yönelik mesleki eğitim faaliyetlerine ağırlık vereceğiz, bunun için de İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yılda 230 Trilyon’a varan kaynak kullanılacaktır.
Yine bu paketle İşsizlik Sigortası’ndan verilen işsizlik ödeneğinin miktarını % 40 artırıyoruz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız tarafından işyeri açılışında verilen “kurma izni” uygulamasını da kaldırarak bürokrasiyi azaltıyoruz.
Benzer başka düzenlemeleri de içeren bu paket, üretimin, yatırımın, ihracatın tarihi seviyede arttığı ülkemizde, istihdamın da daha yüksek seviyede artışını sağlayacak, işsizliğe kalıcı çözüm getirecektir.
Bu düzenlemeyi de yine geniş bir uzlaşma zemini oluşturarak gerçekleştiriyoruz.
İşsizlik sorununun çözümünde çok önemli katkıları olacağına inandığımız bu düzenleme de Meclisimize gönderilmiştir, kısa sürede yasalaşarak yürürlüğe girmesini umut ediyoruz.
Bütün bu çalışmaların yanında; çalışma hayatını düzenleyen Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi ve Grev ve Lokavt Kanunu da, sosyal taraflarla işbirliği içerisinde AB ve İLO normlarına uyumlulaştırma amacıyla yeniden gözden geçiriliyor.
Çalışma hayatımızın yıllardan beri beklediği bu çalışmamız yasalaştığında, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması noktasında da önemli bir mesafe kat etmiş olacağız.
Değerli vatandaşlarım...
Bildiğiniz gibi 1 Mayıs’ı Bakanlar Kurulu kararıyla Emek ve Dayanışma Günü olarak ilan ettik.
Başta işçilerimiz olmak üzere geniş çalışan kesimlerimizin Türkiye’nin kalkınmasında çok ağırlık rolleri, büyük emekleri var, bütün çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Günü’nü ekranlar aracılığıyla şimdiden kutluyorum.
1 Mayıs’lar artık çatışmaların değil, emeğin, dayanışmanın, dostluğun, kardeşliğin yaşandığı günler olarak, layık olduğu şekilde kutlanmalıdır.
Biz işçilerimizle, emekçilerimizle bugünü bayram havasında kutlamak istiyoruz.
İnşallah öyle de olacaktır.
Bu umut ve beklentiler sadece benim değil tüm milletimizindir.
Bildiğiniz gibi işçimizin, memurumuzun geçmişte birçok nema adı altında kesintileri vardı ve geldiğimizde bunu önümüzde gördük ve dedik ki işçimizin de, memurumuzun da devletinden alacağı varsa bu bekletilemez. Devlet olarak biz bunu hemen ödemeliyiz dedik ve üç yıl içerisinde 13.5 katrilyonluk bu borcu biz ödedik.
Niçin? Çünkü işçimize karşı, memurumuza karşı emeğinin bedelini bu şekilde tehir ettiremezdik, erteleyemezdik. Biz böyle bir iktidarız.
Dolayısıyla barışın üzerine 1 Mayıs'ta gölge düşmesin istiyoruz.
Dayanışmanın üzerine gölge düşmesin istiyoruz.
Sözlerime bu anlayışla son veriyor, sizleri tekrar, tekrar saygıyla selamlıyorum.
Kalın sağlıcakla.
|