Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-01-2008, 01:21   #2
Kullanıcı Adı
Sukut-u Hayal
Standart Başbakan Erdoğan Ulusa seslendi
2. bolum
Etkisini bundan 30 yıl, 40 yıl, hatta 50 yıl sonra tam olarak hissedeceğimiz bu düzenlemeler, Türkiye'nin yeni nesillerinin bahtını karartmamak için yapılmış düzenlemelerdir.''

Bu düzenlemelerin, mümkün olan en geniş katılımla, en geniş mutabakatla hayata geçirildiğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Sendikalarımızla, işçi ve işverenlerimizle uzun süren müzakerelerin ardından, talepler dikkate alınarak büyük ölçüde uzlaşma sağlanmış ve bu düzenlemeler yapılmıştır. İstiyoruz ki bugünün çocukları, yarının büyükleri bizleri hayırla yadetsinler, bizlere hayır duası etsinler'' diye konuştu.

Erdoğan, yasayla getirilen yeni düzenlemeler hakkında da şu bilgileri verdi: ''Öncelikle emeklilik yaşıyla ilgili bir yanlışı düzeltelim. Yeni kanunumuzda 2036 yılına kadar emeklilik yaşında bir değişiklik öngörülmüyor. 65 yaş uygulaması ise yalnızca çalışma süresi şartını 2048 yılından sonra dolduranlar için söz konusu olacak. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda, mevcut çalışanların prim gün sayılarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

Bağ-Kur'daki basamak sistemi nedeniyle çiftçi ve esnafımızın gelirleri artmadığı halde ödemeleri gereken prim artıyordu. Bu yasayla basamak sistemini kaldırıyoruz, beyan sistemini getiriyoruz. Böylece, çiftçimiz ve esnafımız, gelirleriyle orantılı prim ödeme imkanına kavuşacak.''

-BAĞ-KUR-

Halen Bağ-Kur'lular için yüzde 40 olan prim oranının yüzde 33,5'e kadar indirildiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Ayrıca çiftçilerimizin ve köy muhtarlarının, 15 günlük prim ödeyerek 30 gün sigortalı olmalarını sağlıyoruz. Bağ-Kur'a tabi çalışan çiftçilerimiz ve esnafımız için geçici iş göremezlik ödeneği, emzirme yardımı, çeyiz parası gibi haklar da ilk defa bu kanunla getiriliyor.

Böylece Bağ-Kur'lu vatandaşlarımızdan doğum yapan veya iş kazası geçirenlere istirahatleri süresince iş göremezlik ödeneği, çocuğu olanlara emzirme yardımı, kurumdan aylık almakta iken evlenen kız çocuklarına da 24 aylık tutarında çeyiz parası verilecektir. Mevcut uygulamada Bağ-Kur'luların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için hiç prim borcu bulunmaması şartı aranıyordu. Yeni kanunumuzda Bağ-Kur'luların 60 güne kadar prim borcu olsa bile sağlık yardımlarından yararlanmaları imkanı getiriliyor. Kadın sigortalıların doğumdan dolayı çalışamadıkları sürelerini borçlanma imkanı sağlanıyor. Ayrıca özürlü çocuğu bulunun kadınlara 5 yıla kadar erken emekli olabilme imkanı getiriliyor.

Bu kanunla gazilerimizin yeniden çalışmaları durumunda aylıklarının kesilmeyeceği de hükme bağlanıyor. Ayrıca şehit ve gazilerimizin çocuklarına her yıl için ödenmekte olan eğitim ve öğretim yardımı bu Kanunla yüzde 25 oranında artırılıyor.''

Bu yasayla zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlara, geldikleri ülkelerdeki çalışma sürelerini borçlanabilme imkanı getirdiklerini anımsatan Erdoğan, ''Örnek olarak yaklaşık 20 yıl önce Bulgaristan'dan göç eden soydaşlarımız, bu ülkedeki çalışma sürelerine ilişkin prim tutarlarını ödeyerek emekli olabilme imkanına kavuşacaklar'' dedi.

-GENEL SAĞLIK SİGORTASI-

Başbakan Erdoğan, bu yasayla getirilen en önemli yeniliklerden birinin de Genel Sağlık Sigortası olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Böylece Anayasamızda öngörülen Genel Sağlık Sigortası Sistemi, aradan geçen 26 yıldan sonra Hükümetimiz döneminde hayata geçirilmiş oluyor. Buna göre, ülkemizde yaşayan herkes sağlık sigortası kapsamı içine alınıyor.

18 yaşını doldurmamış olan kişiler, bakıma muhtaç kişiler, acil haller, iş kazası ve meslek hastalığı halleri ile bulaşıcı hastalıklarda genel sağlık sigortalısının primine ve borcuna bakılmaksızın sağlık hizmetlerinden yararlanma imkanı getiriliyor.

Bakınız bu yasaya kadar bir çiftçimiz veya bir esnafımız, hastalanan çocuğunu doktora götürdüğü zaman, daha kapıdan girerken prim borcu olup olmadığına bakılıyordu. Getirdiğimiz bu sistemle, milletimizin geleceği olan tüm çocuklarımızın 18 yaşına kadar, prim vb. hiçbir şart aranmaksızın sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanıyor.''

Yeterli geliri bulunmayan vatandaşların, sağlık primlerinin devlet tarafından ödenmek suretiyle Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındığını vurgulayan Erdoğan, ''Bugün bir işçimizin ailesi ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 120 gün süreyle sigortalı olarak çalışması gerekmektedir. Çiftçilerimiz ve esnafımızın ise sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için 240 gün prim ödeyerek çalışmaları gereklidir. Biz bu süreleri 30 güne indirerek, 1 ay çalışan herkesin kendileri ve ailelerinin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelerini sağlıyoruz'' diye konuştu.

-İSTEĞE BAĞLI SİGORTA-

Başbakan Erdoğan, isteğe bağlı sigortalılıkta da önemli düzenlemeler getirildiğini ifade ederek, artık dileyen her vatandaşın isteğe bağlı sigortalı olabileceğini ve sigortalı olduğu sürece sağlık hizmetlerinden yararlanabileceğini bildirdi. Erdoğan, böylece, part-time çalışanlarla usta öğreticilere de eksik kalan günlerini isteğe bağlı tamamlayabilme hakkı sağlandığını kaydetti.

Şimdiye kadar 10 yıldan az hizmeti bulunan memurların vefat etmeleri halinde yakınlarına aylık bağlanmadığını anımsatan Erdoğan, bu süreyi diğer çalışanlarda olduğu gibi 5 yıla düşürerek 20 bini aşkın aileye aylık bağlanmasına imkan hazırlandığını belirtti.

Erdoğan, ''Sizlere yeni kanunun sadece birkaç önemli maddesini aktardım. Kanun uygulanmaya başlandığında sizler de göreceksiniz ki Türkiye, çağdaş, kaliteli, hızlı, eşitlikçi ve adil bir sosyal güvenlik sistemine kavuşmaktadır. Bu Kanun, devletin sosyal devlet olma gereklerini yerine getireceği gibi, Türkiye'nin yarınlarının bugünden daha müreffeh, daha güçlü olmasına da zemin hazırlayacaktır'' dedi.

-İSTİHDAM PAKETİ-

Başbakan Erdoğan, ''şimdi bir başka önemli düzenlemeyi, bir başka devrim niteliğindeki reformu uygulamaya koymanın hazırlığı içinde'' olduklarını ifade ederek, şunları söyledi:

''2002'den bu yana ülkemiz ekonomisinde atılan önemli adımlar, sağlanan önemli gelişmeler neticesinde enflasyon sorunu büyük ölçüde çözülmüş, Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş yüksek ve sürekli büyüme sağlanmıştır.

Ancak hala çözülmesi gereken sorunlar vardır. Başta gelen sorunlardan biri de işsizliktir. Geçmişten devraldığımız bu sıkıntıyı geleceğe taşımak lüksüne sahip değiliz. İşsizlerimize iş bulmak, yeni istihdam üretmek mecburiyetimiz var. Bu amaçla şimdi İstihdam Paketi adını verdiğimiz yeni düzenlemeyle tarihi bir adım atmaya hazırlanıyoruz. İnanıyorum ki bu paket, Türkiye'de yeni bir dönemin başlamasını da sağlayacaktır. Bu yeni paketle, işverenler üzerindeki idari ve mali yükleri azaltmayı, istihdamı arttırmayı, kayıt dışılığı azaltmayı hedefliyoruz.''

Erdoğan, hedeflerinin, bu yeni uygulamalarla hem mevcut istihdamı korumak, hem de yeni istihdama kapı açmak olduğunu belirtti. Bu paketle işverenlerin ödediği SSK prim oranını 5 puan azalttıklarını, böylece iş gücü maliyetlerinde ortaya çıkacak azalmanın, işverenlerin rekabet gücünü artıracağını, ekonominin yeni yatırımlara ve yeni istihdam imkanlarına kavuşacağını anlattı.

Yatırımcıların, girişimcilerin uzun süredir kendilerinden bu yönde bir talepleri olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şimdi onlara bu imkanı sunduklarını ve onlardan yeni yatırım, yeni istihdam konularında yeni atılımlar beklediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, İstihdam Paketi'nde işverenler ve çalışanlar lehine bunun gibi bazı başka avantajlar da getirdiklerini kaydederek, şöyle konuştu:

''Bu paket kapsamındaki avantajlardan şimdilik birkaçını aktarmakla yetineceğim. Kadınların ve gençlerin istihdamını arttırmak amacıyla mevcut istihdama ilave olarak işe alınan kadınlar ile 18-29 yaş arası gençlere ait SSK işveren primi 5 yıl boyunca kademeli olarak İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak.

Böylece gençler ve kadınların istihdama katılımını önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar İşsizlik Sigortası Fonu'na aktarılan devlet payı ve nemasının 2008-2012 yılları arasındaki faizinin, Güneydoğu Anadolu Projesi başta olmak üzere ekonomik kalkınma, refah ve istihdam sağlayacak projelere kullanılabilmesinin önü açılıyor.

Özel sektörde 50 veya daha fazla işçi çalıştırılan iş yerlerindeki zorunlu istihdam yükümlülükleri konusunda önemli kolaylıklar getiriliyor.

Eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kaldırılıyor, eski hükümlülere mesleki eğitimlerde öncelik tanımak suretiyle bu sıkıntıyı gidereceğiz. Yine özel sektörden terör mağduru çalıştırma zorunluluğu da kaldırılıyor. Bu kapsamdaki vatandaşlarımızın kamuda istihdamı yoluna gidilecek.

Zorunlu olarak istihdam edilecek özürlüler için ödenmesi gereken yüzde 3 oranındaki işveren sigorta primleri devlet tarafından karşılanacak.

Yine 50'den fazla işçi çalıştıran işletmelerde, iş sağlığı, iş güvenliği, kreş, emzirme odası kurma yükümlülüklerinin hizmet alımı ya da ortak tesislerle karşılanabilmesine imkan sağlanıyor.''

-NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ-

Türkiye'de, işsizlik sorununun temelinde yatan en önemli konulardan birisinin de işverenlerin nitelikli iş gücü ihtiyacına cevap veremeyen iş gücü arzı olduğunu anlatan Erdoğan, ''Bu sorunu çözmek üzere İŞKUR'a kayıtlı tüm işsizlere yönelik mesleki eğitim faaliyetlerine ağırlık vereceğiz, bunun için de İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yılda 230 trilyona varan kaynak kullanılacaktır. Yine bu paketle İşsizlik Sigortası'ndan verilen işsizlik ödeneğinin miktarını yüzde 40 artırıyoruz'' diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, iş yeri açılışında verdiği 'kurma izni' uygulamasını da kaldırarak, bürokrasiyi azaltıklarını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Benzer başka düzenlemeleri de içeren bu paket, üretimin, yatırımın, ihracatın tarihi seviyede arttığı ülkemizde, istihdamın da daha yüksek seviyede artışını sağlayacak, işsizliğe kalıcı çözüm getirecektir.

Bu düzenlemeyi de yine geniş bir uzlaşma zemini oluşturarak gerçekleştiriyoruz. İşsizlik sorununun çözümünde çok önemli katkıları olacağına inandığımız bu düzenleme de Meclisimize gönderilmiştir, kısa sürede yasalaşarak yürürlüğe girmesini umut ediyoruz.

Bütün bu çalışmaların yanında; çalışma hayatını düzenleyen Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi ve Grev ve Lokavt Kanunu da sosyal taraflarla iş birliği içerisinde AB ve İLO normlarına uyumlulaştırma amacıyla yeniden gözden geçiriliyor. Çalışma hayatımızın yıllardan beri beklediği bu çalışmamız yasalaştığında, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması noktasında da önemli bir mesafe kat etmiş olacağız.''

-1 MAYIS-

Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs'ı, Bakanlar Kurulu kararıyla Emek ve Dayanışma Günü olarak ilan ettiklerini anımsatarak, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

''Başta işçilerimiz olmak üzere geniş çalışan kesimlerimizin Türkiye'nin kalkınmasında çok ağır rolleri, büyük emekleri var. Bütün çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Günü'nü ekranlar aracılığıyla şimdiden kutluyorum.

1 Mayıs'lar artık çatışmaların değil, emeğin, dayanışmanın, dostluğun, kardeşliğin yaşandığı günler olarak, layık olduğu şekilde kutlanmalıdır.

Biz işçilerimizle, emekçilerimizle bugünü bayram havasında kutlamak istiyoruz. İnşallah öyle de olacaktır. Bu umut ve beklentiler, sadece benim değil tüm milletimizindir.

Bildiğiniz gibi işçimizin, memurumuzun geçmişte birçok nema adı altında kesintileri vardı ve geldiğimizde bunu önümüzde gördük ve dedik ki 'işçimizin de memurumuzun da devletinden alacağı varsa bu bekletilemez. Devlet olarak biz bunu hemen ödemeliyiz' dedik ve üç yıl içerisinde 13.5 katrilyonluk bu borcu biz ödedik. Niçin? Çünkü işçimize karşı, memurumuza karşı emeğinin bedelini bu şekilde tehir ettiremezdik, erteleyemezdik. Biz böyle bir iktidarız. Dolayısıyla barışın üzerine 1 Mayıs'ta gölge düşmesin istiyoruz. Dayanışmanın üzerine gölge düşmesin istiyoruz.

Sözlerime bu anlayışla son veriyor, sizleri tekrar, tekrar saygıyla selamlıyorum.''

AA


Sukut-u Hayal isimli Üye şimdilik offline konumundadır