Kurt’ta bahane, Savcı’da delil (!) bitmez!
Savcı beyden. Sırtını açarak Hz. Ukkaşe’den kırbacı vurmasını isteyen Efendimiz zamanında olsaydı belki alırdım hakkımı Savcı beyden. Ya da bir Rum vatandaşla olan davasında Kadı’nın kararına kolunu kesilmesi için uzatan Fatih zamanında olsaydı belki alırdım.
Fakat, Başsavcıdan bu dünyada hakkımı alamayacağımı biliyorum. Sizler de şahit olun ki ruz-ı mahşerde alacağım inşallah… İyi ki İlahi adalet var…”
[color=blue]Niyete girildimi, akıl dumura uğruyorsa; gerisi de teferruat kalıyor. Sizin niyetinizin ne olduğu açık Başsavcı... Reel olan hiçbirşey sizin kanıtınız olamaz. Olursa bu kadar da saçma olmaz... Sonra hak alacaklara nasıl gasp böyle olur dersi verirdiniz...?
Gasp edilenlerin kendi cebinden çıkmadığını zannedenlerin çocukları da bu ülkede yaşamayacaklarsa, istikballerini firar ederek yaşayacaklarsa; siz gaspe devam edin, bizde size serzenişe... Ama nereye kadar. Nerde kırılacak bu zihniyet.? kırılacak olan bişeyler varsa geleceğimize ettiğiniz ihanet çemberi... Çember daralıyor başsavcı, daralan çemberin sizi yutma olasılığı da yüksek. Velev ki yuttu; o zaman delillerinizle katlettiğiniz hukuk sizi -ergenekon gibi- nasıl kurtaracak bakalım. Savcıların emekli olduğunda açıklamaları, örümceklerin sarmış olduğu beyinlerini kusar açıklamalrı ile karşımızda...
Bir zamanlar halk ve hak adına verilen hukuk vesayetini bu beyinler icra etmiş...
Velhasılı kelam... Yenecekleri yiyene kadar; yenilen olmamak adına, elinizden geleni yapmalısınız ki; ergenekonun ucu sizi de dağlamasın... Bu sizin son şansınız... Şansa inanmasamda sizin adınıza, sizin inanmanız gerektiğine inanıyorum. ;)
Nusret minnet olsun +1 :-*
|