KARDEŞ KATLİ ?
Osmanlı'da yöntimde en etkin kural, Türklerin daha Orta Asya'dan beri kullanmış oldukları "ülke hanedan üyelerinin ortak malıdır" anlayışıydı...
Hiç kimse de bu hakkı başkasına vermek istemediğinden kanlı iktidar savaşları oluyor, sonunda devlet zayıflıyor, bölünüyor veya yıkılıyordu... Orta Asya'da kurulmuş olan Türk devletlerinin kısa ömürlü olmalarının temel nedeni de budur...
İnsanlığın ilk cinayeti de kardeş katli ile başlar…
Amaç, tahtta hak iddia edecek kişi sayısını ortadan kaldırmak olduğu gibi, kardeşler arasında doğabilecek bir iç savaşta binlerce kişinin ölmesine ve devletin zayıflamasına yol açmayı da engellemektir... Çünkü Osmanlı yöneticileri, devleti yıkacak en önemli sorunun bu olduğunu görüyorlardı...
lll. Mehmet 19 kardeşini öldürmüştür. Bunlardan bazıları daha henüz çocuk yaştaydı. Bayazıt ile kardeşi Cem Sultan arasındaki mücadeleyi de çoğumuz biliyoruz... Savaşı kaybeden Cem Sultan, hayatını kurtarmak için Rodos şövalyelerine sığınır. Rodos şövalyeleri de onu Papaya satarlar... Böylece bir Osmanlı Şehzadesi, Avrupalıların Osmanlı’ya karşı kullandıkları bir koza dönüşmüş olur...
Kardeş katlini meşrulaştıran Fatih olmuştur. Fatih kanunnamesinde şöyle der: "Fukehanın ekserisi evlad ve ahfad-i ecdadımdan calis-i taht olacak olanlar ammenin selameti içün kardaşlarını öldürebilecelerini beyan etmişlerdir... Binaenaleyh onlar da böylece hareket etmelidirler." Fakat, aslında kardeş katlini Fatih getirmedi. Sadece var olan fiili bir uygulamayı meşrulaştırmış oldu...
Kardeş katlini kaldıran l. Ahmet oldu... l. Ahmet 14 yaşında padişah olmuştu. Padişah'ın yaşının küçük olması ve henüz çocuklarının olmaması nedeniyle devlet adamları kardeşlerini öldürmeyi doğru bulmadı... Her ihtimale karşı kafeste birkaç yedek Padişah adayları bekletildi... Padişah büyüyüp yetişkin çağına gelince de artık kardeşlerini öldürmeyi doğru bulmadı... Böylece kardeş katli fiilen ortadan kaldırılmış oldu...
Bunun yerine Ekberiyet (en büyük) ve Erşediyet (en akıllı) kişinin padişah olması kuralı getirildi... Kardeş katlini kaldırarak doğru bir uygulama başlatmasına rağmen, şehzadelerin sancağa çıkmalarını yasaklayarak geleceğin padişahlarının iyi bir eğitim almalarını engellemiş oldu...
Sancağı çıkmanın yasaklanması üzerine şehzadeler gerçekten altın kafeste yaşayan birer tutsağa dönüşmüşlerdi. Bu tutsaklıktan kurtulmanın tek bir yolu vardı. O da padişah olmaktı...
l. Murat Kosova savaşında şehit düşünce oğlu Yıldırım, kardeşi Yakup beyi öldürerek tahta geçmeyi garantilemiş olduğu gibi kardeş katli geleneğini de başlattı... Yıldırım, ani olarak Timur'a esir düşünce meşhur fetret devri başladı...11 yıllık bu süreçte Yıldırım'ın dört oğlu arasında yoğun bir taht kavgası yaşandı...
Osmanlı iktidar mücadelesine sadece Padişahlar ve devlet adamları değil, Padişahın anneleri veya eşleri de katılmışlardır... Onlar da bir anlamda Padişah üzerinden devleti yönetmişlerdir... Bir Kösem Sultan ve Turhan Sultan bunun en bariz örneğidir... Duraklama ve gerileme dönemlerinde çocuk yaşta kişilerin padişah yapılmasının arkasındaki temel neden kadınlarının (sultanın annesi) ve devlet adamlarının ülkeyi yönetme arzusudur... Çocuk yaştaki Padişahın yetkilerini kullanarak kendilerine ait bir saltanat kurmuş olmaktadırlar... Fakat bu durum da uzun sürmemekte genellikle başka bir komplo sonucu geldikleri gibi gittiler...
Halbuki kuruluş ve yükselme dönemlerinde olduğu gibi Şehzadeler sancağa gönderilseydi (illere vali yapılsaydı) Padişahlar bu kadar oyuncak hale getirilmez ve bürokrasinin elinde oyuncak olmazlardı... Osmanlı Padişahlarına yönelik en büyük eleştiri, iyi yetişmemiş olmalarıdır... Ama bu padişahların suçu değil... Çünkü, sarayda gayri meşru bir şekilde yönetim yetkisini kullananlar özellikle Şehzadelerin bilgisiz ve cahil kalmaları için uğraş verdiler.. Ayrıca, iktidara gelen her Padişah, Şehzadeleri kendilerinin potansiyel bir rakibi olarak gördüğünden iyi yetişmelerini arzulamadılar...
Tüm bu iktidar mücadeleleri o dönem şartlarında onları bunları yapmaya zorlamış olabilir...
Ama asla İslam'da bir açıklamasının olabileceğini düşünmüyorum...Ne kadar mücadele olursa olsun, devletin bekası, sağlam otorite gibi bahanelerle insan katli asla kabul edilemez...
|