MARKA TESCİLİNİN İPTAL EDİLEREK NÜFUS KAYDININ SİLİNMESİNE!
Davanın aslında iki boyutu var; bir, manevi değerlerin tahrip edilmesine; iki, haksız rekabet yarattığına dava açılmış.
Birinci boyutuna katılıyorum. Bunun için dava açmaya da gerek yok. Birilerinin ağzında ya da bizzat kendi eylemlerimle kirlenme ihtimali varsa müesseseme bu ismi koymamalıyım. Tekbir ya da ihlas deyince insanların aklına başka şeyler gelmemeli...
Yine de yazınıza katılıyorum. Laik hukukun ne zamandan beri "dinin tahrif olmaması" gibi bir telaşı var? Muhtemelen mahkeme de öyle diyecektir.
İkinci boyuta, haksız rekabete katılmam. Mesela Cumhuriyet sucukları da kapatılsın o zaman. "Haksız rekabet" denilen olgunun sınırları nerde başlıyor, nerde bitiyor yani ?.. Mesela dükkanının ismini Barış Manço koyan insan Barış Manço severlerin ilgisini çektiği için haksız rekabet oluşturmuş mu diyeceğiz?
(bu ikinci gerekçenin ilahiyatçılar tarafından savunulması da manidar. "İlahiyat" fakültesinin haksız rekabet yaratmadığını nasıl söyleyecekler?)
Bunu da dikkate almazlar sanıyorum.
Paylaşım için teşekkürler, güzel bir bakış açısı sunmuşsunuz.
|