Bir özlem ateşidir bütün bedeni saran
Alevi ayrı yanar közü ayrı yanıyor
Fırtınaya misildir yüreğimde bir boran
Yücesi ayrı yanar düzü ayrı yanıyor
Ey yâr diye seslenen lebimde hal tükenir
Goncası açılmadan gülşende al tükenir
Çiçekler matem tutar kovanda bal tükenir
Peteği ayrı yanar özü ayrı yanıyor
Hicranda yaşadıkça batı döner şark olur
Bir damla suya hasret çöller bana bark olur
Bedenin her zerresi acılara gark olur
Yarası ayrı yanar tuzu ayrı yanıyor
Bülbül gülün aşkından zar edip şakıdıkça
Gül dikene bürünür çevresin dokudukça
Deli gönül yâr diye nağmeler okudukça
Telleri ayrı yanar sazı ayrı yanıyor
Yüreğim steplerde mecnun gezene döner
Tahassür us oynatır yolum Fizan'a döner
Gül suyun özleminde mevsim hazana döner
Baharı ayrı yanar güzü ayrı yanıyor
Geri dönüşü var mı gönülde yay germişin
Canını sevgiliye post eyleyip sermişin
İştiyak dergâhında çile çeken Derviş'in
Eşiği ayrı yanar yüzü ayrı yanıyor
Şemsettin Dervişoğlu