Alıntı:
gönülden Nickli Üyeden Alıntı
Yani hemşom aşağıdaki hatırlatmayı okumasam hemşom nasıl böyle bir hikayeyi dini bir hikaye olarak yazmış diyecektim....
Dediğin gibi batıl inanışlarla dolu bir hikaye..
Yaf şimdi zühre hanım bir dua okuyup göğe mi yükseldi..gece yıldızlara bakalım belki görürüz şu yıldızı ne dersiniz.. 
Paylaşımın için sağol arkadaşım..
|
"Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi." (Bakara 102)
Aslında hemşom, konuyu açarken, nereye açmam gerektiği konusunda bende ikilem içinde kaldım. En son buraya açmamın daha uygun olduğuna karar verdim. Harut ile Marut hikayesinin Kur'an'da yer alan şekli yukarıdaki gibi. Benim anlattığım İsrail kaynaklı bu hikayede zaman içinde çeşitli eklemeler çıkarmalar yapıldığı, hikayenin efsanevi motiflerle süslendiği çok açık. Daha sonra hristiyan kaynaklarında ve en son Kur'an-ı Kerim'de de bu hikaye yer aldı. Buna rağmen, İsrailiyyat kaynaklı olan "Venüs yıldızına dönüşen bayan ve Harut Marut hikayesi", islam alimleri tarafından oldukça önemsenmiştir. Tefsirlerde dahi bu rivayetin yer almasının asıl sebebi, Hz. Muhammed'in müjdelendiği ilk kaynaklardan biri olmasıyla alakalı. (Bu arada kadının göğe yükselmesi Harut ile Marut'un öğrettiği sihirden kaynaklandığı söylenmekte)