Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-19-2008, 23:58   #3
Kullanıcı Adı
acizane44
Standart Evlenmeyi Düşünenlere;
Evlenecek gençlere mutluluk için 10 ipucu

Sağlıklı ve mutlu bir birlikteliğin dolayısıyla sağlıklı ve mutlu bir toplumun devamı açısından; evlilik kararını vermek çok önemli bir hadisedir. Bu da daha mantıklı ve uygun karalar verilerek sağlanabilir.
Aşağıda eşinizi seçerken nasıl davranmanız gerektiği konusunda kısa özlü tavsiyeler bulacaksınız. Bunlara dikkat etmeniz daha mutlu ve sağlıklı evlilikler kurmanız adına sizlere yardımcı olacaktır.
1- SADECE MUTLU OLMAYI DEĞİL, EŞİNİZİ DE MUTLU ETMEYİ DÜŞÜNÜN.
Evliliğe adım atacak çiftler her şeyi karşıdaki insandan beklemenin yanlış olduğunun farkında olmalı, mutlu edilmeyi beklediği kadar, eşini de mutlu etmesi gerektiğini idrak etmelidirler. Mutluluğa ancak iki tarafın karşılıklı fedakarlıkları ve çabaları ile ulaşılabilir. Tek taraflı çaba, karşılık görmediği takdirde bir anlam ifade etmez. Burada aklıma hemen Roy L. Smith’in şu sözü geliyor:“Mutlu olmak için değil, birbirinizi mutlu etmek için evlendiniz.” Sadece bencilce, kendi mutluluğunu düşünme varsa, o evlilikte sıkıntı vardır. Onun için evlenirken kendi mutluluğunuz kadar eşinizin de mutluluğunu düşünmelisiniz.
2- BÜYÜKLERE DANIŞIN.Evlilik insan hayatının en önemli kararlarından biridir. Bu kadar önemli bir kararı verirken çevremizdeki bizi seven ve iyiliğimizi isteyen büyüklerimize de danışmak çok yerinde bir davranış olacaktır.
İnsan bazen duygularının etkisi altında hatalı kararlar verebilir. Gençlik heyecanı ile karşısındaki kişiyi gözünde büyütebilir. Büyüklerimizin sahip olduğu hayat tecrübelerinin daha doğru karar vermede bize yardımcı kaynaklar olduğunu görelim. Onların tavsiye ve uyarılarına kulak verelim.
Araştırmalar göstermiştir ki, anne babanın izniyle olan evlenmelerde başarı şansı, anne babanın karşı koymasına rağmen olan evlenmelerden daha fazladır. Büyüklerinin şiddetli uyarılarına rağmen evlenen bir çok gencin sonra pişmanlık gözyaşları döktükleri oldukça sık rastlanan olaylardandır. En iyisi evlenirken baştan büyüklerin görüşlerini de alarak daha doğru bir karara varmaya çalışmaktır.

3- DUYGULARINIZA MANTIK SÜZGECİNDEN GEÇİRMEYİ İHMAL ETMEYİN.
Aşkla birlikte gelen evlilik anlamlı ve hoş duyguların hakim olduğu bir ortamı da beraberinde getirir. Aşk olmadan da evlilik yürütülür, fakat aşkın da mevcut olduğu evlilik çok daha anlamlı ve mutluluk verici olacaktır. Bazı uzmanlar mantık evliliğinin her zaman daha sağlıklı ve uzun süreli olacağını düşünürler, fakat bünyesinde aşkı barındırmayan bir evliliğin; insanlara ne derece mutluluk getireceği de ayrı bir tartışma konusudur.
Mantık çerçevesinde ve sevdiğimiz bir kişiyle evlenmek, birlikteliğimizin daha sağlıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır.Ancak yine de evlenecek çiftlere, evliliğin insanoğlunun hayatındaki en önemli dönüm noktası olduğunu ve onların evlilik kararını vermesiyle birlikte alışkın olduğu ortamdan çok daha farklı bir ortama geçiş yapacaklarını unutmamaları gerektiğini hatırlatırım. Bu durum bir çok sorumluluk ve yükü beraberinde getirecektir. Bu yükü taşımaya ne kadar hazır olduğunuzu bir kez daha düşünün!
4- SAĞLIKLI BİR BERABERLİK İÇİN EŞİNİZİ İYİ TANIYIN.
Evlenecek kişiler birbirini görmeli ve tanımalıdırlar.
Eş seçerken gençlerin bir kısmı ailelerinin uygun aday bulmasını istiyor. Görücü usulü olarak da bilinen böyle bir durumda tarafların birbirini tanıması adına çok kısa bir sürenin geçmesi ileride sorunlar yaşanmasına neden olabiliyor. Üniversite mezunu bir genç anlatıyor: “babamın eski bir arkadaşının kızıymış. Senin için uygun bir eş adayı. Birlikte gidelim bir tanışın dediler. Kız tarafının evine gittik. Babamın arkadaşının kızı sadece bir çay ikram edip çıktı. Sonra annem babam “Oğlum ne düşünüyorsun?” diye sordular, “Yüzünü dahi doğru dürüst görmediğim ve konuşmadığım bir kişi hakkında ne düşünebilirim?” diye cevap verdim. Böyle bir durumda; ya genç kendisi için uygun bir adayı baştan reddediyor yada her boyutuyla kendisine tamamen ters bir adayı tanımadan sadece ailesini memnun etmek için kabul ediyor. Maalesef sonradan birbirlerine hiçte uygun kişiler olmadıklarını fark ettiklerinde de artık çok geç kalmış oluyorlar. Halbuki yeterli tanışma ve birbirini tanıma ortamları sağlandığında yanlış adımların atılmasının da önü kesilmiş olacağı unutulmamalıdır.

Birbirinizi tanıma adına nişanlılık dönemi önemlidir.
Eş adayınızla birbirinizi daha iyi tanıma adına nişanlık dönemi çok önemlidir. Bundan dolayı nişanlık dönemini çok kısa tutmayın. Tavsiye edilen en az altı ay, bir yıl olmak üzere bir nişanlılık dönemi geçirilmesidir. Hatta psikiyatrist Ross Compbell; “Bir insanın karakterinin tam anlamıyla ortaya çıkabilmesi için en az iki yıla ihtiyaç vardır” demektedir. Yani çiftlerin birbirini her boyutuyla tanıması kolay değildir. Fakat çok uzun nişanlılık ve ilişkide kendi içinde yıpranmalara yol açabilir. Ayrıca içinde bulunduğumuz “başkası ne der” anlayışına sahip bir toplum içinde laf getirip götürmeler ilişkinizi zedeleyebilir. Bundan dolayı nişanlılığı çok uzun tutmanın da yayarı yoktur. İçinize yatacak düzeyde onu tanıdığınızda biran önce evliliği gerçekleştirmelisiniz.
Nişanlılık döneminde doğal davranmalısınız. Kusursuz ve onu memnun edici bir tutum içine girmeyin. Doğal olmayan hiçbir davranış uzun süre gizlenemez mutlaka bir gün ortaya çıkar ve bu durumda karşı tarafta hayal kırıklığı oluşturabilir. Onun için nişanlınıza olduğunuz gibi görünün ve onun yanında doğal yaşayın. Sizin doğallığınız onun da size doğal davranmasına sağlayacaktır. Böylece onu doğal haliyle görme fırsatı yakalamış olursunuz.
Eş adayınızda hangi özellikleri araştırmalısınız?

Sadece geçmişi hakkında bilgi edinmekle yetinmeyin!
Duygusal ve psikolojik bakımdan evliliğe hazır olup olmadığını anlamaya çalışın!
Asabi mizaçlı, sinirli olup olmadığını araştırın!
Farklı olaylar karşısında gösterdiği tepkinin nasıl olduğu öğrenin!
Sabırlı ve azimli olup olmadığını araştırın!
Kibar mı? Düşünceli mi? Saygılı mı? Anlayışlı mı? Bunları inceleyin!
Sosyal münasebetlerini sorun!
Anne babası, kardeşleri ve diğer akrabaları ile ilişkilerini araştırın!
Çocuklara düşkün mü, değil mi? Bunu araştırın!
Kişisel alışkanlıklarını, özel yanlarını fark etmeye çalışın!
Size nasıl bir hayat yaşatacağını, nerede oturacağınızı sorun!
Mala, mülke, paraya yaklaşımını tespit edin!
Evlilikten ne anladığını sorun!
Bir eş olarak sizden ne beklediğini anlayın!
Etkisinde kaldığı kişilerle beraberken nasıl bir tavır takındığını inceleyin!
Geleceğe ait düşüncelerinin neler olduğunu öğrenin!
Sizin duymanız gereken şeyleri mi, yoksa gerçekleri mi konuşuyor? Bundan emin olun! Çünkü evlilik öncesi parlak vaatlerin çoğu, evlilikten sonra unutulur.
İfade ettiğim bu boyutlarıyla birbirinizi yeterince tanıyor musunuz? “Evet tanıyorum ve her şeye rağmen kabul ediyorum” diyebiliyor musunuz?
Evliliğin dönüşü olmayan bir yol olduğunu iyi düşününüz mü?
Evet diyebiliyorsanız; hayat sizin hayatınız, mutluluklar sizinle olsun.
  Alıntı ile Cevapla