Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-22-2008, 03:21   #54
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
İBRAHİM A.S. VE TEVHİD


I. BÖLÜM: “İKRA” OKUMAK

1. Din, Her Durumda Okumayı Emreder :
Yoksullar, zekât veremezler. İmkân bulamayanlar, Hacca gidemezler. Hastalar da oruç tutamazlar. Fakat, hem yoksul, hem imkân bulamayan ve hem de hasta olan kimseler, namaz kılmakla sorumludur. Yani, dinin her hâlikârda bütün mükellefleri sorumlu tuttuğu tek ibâdet namazdır. Namazın hiçbir durumda asla değişmeyen tek vasfı ise “Kırâat” yâni “Okuma”dır. Dîni koruyan son kitabın adı da yine bu anlamda; “Kur’ân” yani “okuma”dır. Bu kitabın muhatabına yüklediği ilk görev de, yukarıda arzettiğimiz gibi, “Okuma” idi. Bütün bunların mânâsı şudur. İnanan kimsenin, sürekli okuyarak kulluk bilincini, sapmalara karşı canlı tutması gerekmektedir.

Fakat problem bununla bitmiyor. Çünkü bir kitap, hangi okuyuş biçimine göre okunursa öyle bir sonuç elde edilebilecektir. Okuyucunun yaşı, doğal ihtiyaçları, küçük evreni ve sosyal çevresi sonucu etkileyebilecektir. Nitekim, münezzel kitaplara yapılan okumalar, tarih boyunca şüpheci, maddeci, çoğalmacı ve yaratılışcı bakış açılarandan azâde kalmamıştır. Kitapların tefsir ve te’villeri de bunu örnekleriyle doludur. Çeşitli mezhep ve tarikatlarin de bu okuyuş biçimlerinin farklılığından kaynaklandığını söylemek abartılı olmayacaktır. Kur’ân, tarih boyunca sadece ne dediğini anlamak için değil, onu kullanarak bazı şeyleri anlatmak içinde okunmuştur. Bugün de ona ek olarak çağdaşlaşma sorunu karşısındaki problemleri gidermek için, Kur’ân tarihte görülmediği kadar farklı okuma yöntemlerine tabi tutulmaktadır.

Kitabı çoğalmacı okuyanın, taklidçiliği, maddeci okuyanın ise inkârı kamçılanacaktır. Hattâ denebilir ki, bugün yanlışı savunan bir din hâlini almış olan Yahudilik, maddeci okuyuşla, Hıristiyanlık ise çoğalmacı okuyuşla varlıklarını sürdürmektedir. Yahudilerin, varlığı düalist (çoğalmacı) okuyarak Hz.Musa’nın ilâhla diyaloğunu ağız ağıza konuşma olarak anlamaları, onları deizmden farksız bir sonuca vardırmıştır.[1] Hiristiyanların, Hz.İsa’nın varlığına ilişkin iddiaları ise az geliştirilmiş bir panteizm gibidir. Bütün bunlar göz önüne alındığında bizce; Yahudi ve Hıristiyanlık, İbrâhimî ve yaratılışçı okuyuştan uzaklıkları nisbetinde bâtıldırlar demek yanlış olmayacaktır. 1400 yıl önceki seslenişlerden oluşan bir metnin; sâdece geleneksel, dilbilimsel ve antropolojik çalışmalarla doğru okunup anlaşılabileceği savında bulunmak gülünç bir iddia olarak kalır.

Peki, hiçbir okuyucu zihnî bir ön kabulden âzâde değilse. İnsanın algıları ihtiyaçlarına bağlıysa, Herkes farklı ihtiyaçlar içinde yaşıyor, belli bir çevrede büyüyor, çeşitli eğitim ve kültür alıyorsa, İnanan insanın, her durum ve şartta mukaddes kitabını nasıl okuması gerekir?[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kur’an-ı Kerim: Şura, 42/51; “Oysa Allah beşer olan birisiyle ancak vahiyle, perde arkasından veya bir elçiyle konuşur.”

[2] Ahmet Baydar, İbrâhimi Okuyuş, Beyan Yayınları: s.129-130.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla