Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrâhim as.’ın Sorguya Çekilmesi ve Kavminin tutumu :
İbrâhim as'ın kavme yaptığı oyunun sonucundaki seslenişi halkın geri kalanlarından bir kısmı duymuştu. Bu olayın ardından bu Nemrud'a kadar gitmiş ve bunu İbrâhim as'ın yaptığı anlatılmıştı. Nemrud ile kavmin Eşrafı, yapılanlara karşılık bir ceza vermek istiyorlar fakat bunu delilsiz olarak yapmak istemiyorlardı. Bunun üzerine İbrâhim as'ın suçunu, kendisine itiraf ettirmek için onu halkın önünde sorguya çekmeye karar verdiler.[1]
“Kavmi de kendisine karşı mücadele ve hafif görmek suretiyle delil yarışına kalkıştılar, üstün gelme fikrine düştüler. Cevap olarak İbrahim onların sözlü ve fiilî mücadele ve tehditlerini de hafife alarak ve sevgi açısından ve sonra korku açısından ilâh ve kul olmanın hükümlerini anlatarak tam üstünlüğünü temin eden şu delil ile dedi ki: "Allah beni doğru yola çıkarmışken, siz hâlâ benimle O'nun hakkında mı tartışıyorsunuz? Ben O'na ortak tanıdığınız şeylerden korkmam, Rabbim dilemedikçe onlar bana birşey yapamaz, Rabb'imin ilmi herşeyi kuşatmıştır, iyice bir düşünmez misiniz? Hem Allah'a eş koştuklarınızdan nasıl korkarım ben? Siz, hakkında Allah'ın bir delil indirmediği şeyi O'na ortak yapmaktan korkmazken! Şu halde iki taraftan hangisi güvenilmeye daha layık? Eğer biliyorsanız söyleyin. İman edip, inançlarına hiçbir haksızlık karıştırmamış olanlar, işte onlar güvenlik içindedirler, doğru yolda olanlar da onlardır. [2]"[3]
Fıtrat bozulmaya başladı mı sapıtır. Ardından bu sapıklığını giderek derinleştirir. Artık açı genişlemeye, başlangıç çizgisinden gittikçe uzaklaşmaya başlamıştır. Öyle ki, fıtratın bundan sonra doğru yola dönmesi son derece güçleşir. İbrahim'in (selâm üzerine olsun) kavmi putlara, gezegenlere ve yıldızlara kullukta bulunuyor. İbrahim'in gönlünde gerçekleşen bu dehşet verici yolculuğu düşünüp değerlendirmiyorlardı. Bu olay onları sırf düşünüp incelemeye bile yöneltememiştir. Üstelik düşünce ve sapıklıklarındaki gözle görülür çaresizliklerine rağmen, gelip onunla tartışmaya ve inkâra kalkışıyorlar.
Ancak, Allah'ı gönlünde, aklında ve çevresindeki varlık aleminde bulan mümin İbrahim (selâm üzerine olsun) onları, büyük bir güven ve kararlılıkla tiksinerek karşılıyor. [4]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Taberi-Tarih c.1, s.122; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.154.
[2] Kur’an-ı Kerim: En’am, 6/ 80-81.
[3] Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Azim Yayınları: 3/454.
[4] Seyyid Kutub, Fîzilâli’l-Kur’an, Dünya Yayınları: 4/88-89.
|