05-23-2008, 02:39
|
#2
|
|
Son çare... ( SERDAR ARSEVEN )***
Alıntı:
1- Yargıtay Başkanı’ndan veya üyelerinden biri hakkında şikâyette bulunmak isteyen, Yargıtay Başkanlığı’na dilekçe verecek.
2- Yargıtay Başkanlığı aldığı dilekçeyi Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu’na havale edecek.
3- Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu soruşturma izni verebilir de vermeyebilir de.
4- Soruşturma izni vermediği takdirde şikâyet başvurusu işlemden kaldırılır. Bu karar kesindir. Yani itirazı yoktur.
5- Soruşturma izni verdiği takdirde, Ceza Dairesi Başkanlarından birini soruşturma için görevlendirir.
6- Görevlendirilen Yargıtay Ceza Dairesi Başkanı, dosyayı ikmal edip tekrar 1. Başkanlık Kurulu’na götürür.
7- Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu ya kişi hakkında son kovuşturma açılmasına karar verir ya da vermez.
8- Karar kesindir, vermezse iş biter. Yani şikâyet sonuçsuz kalır.
9- Kovuşturma açılmasına karar verirse dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderir...
10- Suç kişiselse, dava Yargıtay eza dairelerinden birinde açılır.
11- Suç, göreviyle ilgiliyse dava Anayasa Mahkemesi’nde açılır.
12- Görevle ilgili suçtan dolayı Anayasa Mahkemesi’nde açılan davada iddia makamı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ya da vekilidir.
13- Yüce Divan iddianameyi ya kabul ya da reddeder.
14- Reddederse başsavcı itiraz edebilir.
15- İddianamenin iadesi kararına itirazı inceleyecek merci bulunmamaktadır!.. (Burada bir kara delik vardır!..)
16- Yüce Divan iddianameyi iade etmezse davayı görmeye başlar...
|
Bir Yargıtay üyesinin yargılanabilmesi için, bu ka dar engelin aşılması gerekiyormuş. Yani; ''ölme eşşeğim ölme'' durumu...
Serdar Arseven' inde dediği gibi bu sefer meclis darbe yapmalı ve bu saltanata acilen son vermeli. Yoksa yine Arseven' in dediği gibi 28 Şubat süreci ve benzerlerini daha 1000 yıl görürüz bu memlekette...
|
|
|