Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-23-2008, 04:53   #5
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti Yahya (a.s)
Tefsirlerden İktibaslar


Meryem’e Kefil Olan Zekeriyya: Meryem’in koruyuculuğunu üstlenen Hz. Zekeriyyâ (a.s.) büyük bir ihtimalle Hz. Meryem'in teyzesinin kocası idi ve Mâbed'in koruyucularından biri idi. O, Eski Ahid'e göre öldürülen Zekeriyyâ Peygamber'le (a.s.) aynı kişi değildir. (Mevdûdi, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 1/223)

Zekeriyya işte orada Rabbine dua etti. Dedi ki: “Rabbim, bana katından tertemiz bir zürriyet bağışla! Muhakkak ki sen duâyı hakkıyla işitensin.” (3/Âl-i İmrân, 38)

Hz. Zekeriyyâ (a.s.) o döneme kadar çocuksuzdu. Bu temiz genç kızı görünce bir çocuğu olsun istedi. O'nun Allah'ın özel koruması altında ve O'nun tükenmez kaynaklarından verilen nimetlerle nasıl büyüdüğünü görünce, bu ileri yaşında bile Allah'ın kendisine, eğer dilerse, bir çocuk verebileceğini ümit etmeye başladı. Zekeriyya Meryem’in yanında, mihrapta şöyle duâ etti: “Rabbim, bana katından Meryem gibi tertemiz, sâlih bir nesil bağışla! Muhakkak ki Sen ihlâslı kullarının duâlarını hakkıyla işiten ve duâya icâbet edensin.”

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır diyor ki: “Allah'tan bir kelimeyi (yani İsa'yı) tasdik edici”. Burada Hz. Yahya'nın, Hz. İsa'yı ilk tasdik eden kimse olduğu zikrediliyor. Bu tasdik, Yahyâ'nın ana karnına düşmesiyle başlamıştır. Çünkü "âkır", hayız ve nifastan kesilmiş çok ihtiyar bir kadının hâmile kalması da âdete aykırı bir şeydir. Şu halde Yahya, Cenab-ı Allah'ın âdete aykırı şeyler yaratabileceğine fiilen bir şâhittir. Ve onun vücuduyla esas tasdik ettiği de "Allah dilediğini yapar." kelâmıdır. Bu ise Meryem'in de, âdet dışı olarak, hâmile olabileceğini tasdiktir. Bu mânâ iledir ki, Yahya'nın anasının Hz. Meryem'e: "Benim karnımdaki, senin karnındakini tasdik ediyor." dediği rivâyet ediliyor.

“Bir efendi”: Kerim (cömert), halîm (yumuşak), bâtıla tenezzül etmeden güzel şekilde insanların rızâsını (hoşnutluğunu) alır, yaşıtlarına üstün, başkanlığa layık, gücü, kudreti varken, gerek kadın ve gerek diğer dünya şehvetlerinden nefsini son derece koruyan ve zapteden, mücerred (soyut), namuslu, zâhid, dünyayı terkeden. Bir nebevî hadiste varid olduğu üzere bir hata yapmamış, kelime (Hz. İsa)yi tasdik edici olan Yahya böyle bir efendi, böyle bir zâhid, böyle bir sâlih peygamber idi. Hz. Yahya'nın İsa'dan yaşça altı ay büyük olduğu çoğunlukla rivâyet edilmiştir. Bununla beraber üç yaş da denilmiştir. İşaret edilen (Yahya), İsa'nın göğe kaldırılmasından önce şehit edilmiştir. Bir hadis-i şerifte şöyle rivâyet edilmiştir: "Dünyanın Allah'a karşı değersizliğindendir ki, Zekeriyya'nın oğlu Yahya'yı bir kadın öldürmüştür." Meryem'in kefili, Yahya'nın babası olan, kin ve iftiralarla şehit edilen Hz. Zekeriyya da böyle nezih ve fevkalâde (olağanüstü) bir Rabbanî (ilâhî) mazhariyette bulunuyordu.

Hz. Zekeriya (a.s.) o döneme kadar çocuksuzdu. Bu temiz genç kızı görünce bir çocuğu olsun istedi. O'nun Allah'ın özel koruması altında ve O'nun tükenmez kaynaklarından verilen nimetlerle nasıl büyüdüğünü görünce, bu ileri yaşında bile Allah'ın kendisine, eğer dilerse, bir çocuk verebileceğini ümit etmeye başladı (Mevdûdi, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 1/223).

O, mihrapta durup namaz kılarken melekler ona seslendi: “Şüphesiz Allah sana Allah’tan olan bir kelimeyi tasdik edici, efendi, nefsine hâkim ve sâlihlerden bir nebî olan Yahyâ’yı müjdeliyor!” (3/Âl-i İmrân, 39)

Zekeriyya, mihrapta, mescitte durup namaz kılarken melekler ona seslendi: “Şüphesiz Allah sana Allah’ın ‘ol’ kelimesi ile babasız olarak meydana gelen İsa’yı ve Allah katından gelen kitapları tasdik edici, kavmine efendilik eden ve sözüne başvurulan, ilim ve takvâda ileri ve şerefli bir kişi, nefsine hâkim olup haramlardan uzak duran ve Allah’ın emirlerini yerine getiren, insanların haklarını veren sâlih kullarından bir nebi olan Yahya’yı müjdeliyor!” Yahya (a.s.) hiç evlenmemiştir. İsrailoğulları tarafından kafası kesilerek şehid edilmiştir.

Hz. Yahyâ Hakkında: Kitab-ı Mukaddes, Hz. Yahya'dan (a.s.) John the Babtist olarak bahseder. Matta, l/3, 11, 14; Markos, 1/6; Luka, 1/3. (Mevdûdi, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 1/223)

“Allah’tan Bir Kelime” Hakkında: "Allah'tan bir emir (kelime)" ile burada Hz. İsa (a.s.) kastediliyor. Kur'an-ı Kerim Onu "Allah'ın bir emri (kelimesi)" olarak anar; çünkü Onun doğumu mûcizevî olarak Allah'ın bir tek "Ol" emri ile meydana gelmiştir (Mevdûdi, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 1/223).

Dedi ki: “Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmışken eşim de kısırken benim nasıl oğlum olabilir?” Buyurdu ki: “İşte böyledir, Allah dilediğini yapar!” (3/Âl-i İmrân, 40)

Zekeriyya sevincin verdiği heyecanla bunun keyfiyetini merak ederek dedi ki: “Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmışken eşim de çocuk doğuramayacak yaştayken benim nasıl oğlum olabilir?” Allah buyurdu ki: “İşte böyledir, Allah size bu şekilde de çocuk vermeye kadirdir. Çünkü Allah dilediğini yapar! Hiçbir şey O’na ağır gelmez. Senin yaşlılığına ve karının kısırlığına rağmen Allah sana bir oğul bağışlayacak. Bu O’na göre kolaydır.” (Mevdûdi, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 1/223)

“Rabbim bana bir alâmet ver!” dedi. “Senin alametin insanlarla işaretleşmen dışında üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve sabah akşam tesbih et!” (3Âl-i İmrân, 41) buyurdu.

Zekeriyyâ sevinç ve heyecanla: “Rabbim Benim gibi yaşlı bir adamla, karım gibi kısır bir kadından bir oğul dünyaya geleceğinden emin olabilmem için bana bir işaret ver, bana çocuğumun ne zaman olacağına dair bir alâmet ver! Benim bunu öğrenmem mümkün değil.” dedi. Allah onun bu isteğini kabul etti ve sâkinleşmesi için ona: “Senin alâmetin insanlarla el, göz, dudak, kaş, baş vb. uzuvlarla işaretleşmen dışında üç gün üç gece konuşamamandır. Ancak zikir ve tesbih amacıyla konuşabilirsin. Bunun için Rabbini çokça zikret ve sabahın ilk saatleri ile akşamın ilk saatlerinde tesbih et, namaz kıl!” buyurdu. (Mevdûdi, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 1/223)


dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla