KIZILDERİLİ 'LER NASIL YOK EDİLDİ?
             
           
        
    
     
  GERONIMO     
 
Geronomi Gilla ırmağı kayağında doğan Geronimo'nun reis olma gibi bir beklentisi olmamasına rağmen olaylar onu önder olmaya itmiştir. Köy halkıyla kasabaya alışverişe inen Geronimo köyüne döndüğünde Karısı üç çocugu ve annesinde aralarında bulunduğu bir katliamla karşılaşır. ABD hükümeti ve Meksika hükümeti arasında bir antlaşma yapılır. Bu antlaşmaya göre Apaçileri takip eden Meksika ve ABD sınırı birbirlerine sormadan geçebilecekler ve Ünlü Apaçi lideri Geronimoyu yakalayacaklardı. Apaçiler hem Meksika hem de ABD ile savaşırken diğer bir düşmanlada savaşmak zorunda kalacaklardı ki o da kendilerini vahşi ve barbar yerine koyan gazetelerdi. Gazetelerde çıkan haberlerde yakılan köylerden göçe zorlanan öldürülen, işkence yapılan kızıl derilerden söz edilmiyor aksine kızıl derileri katleden askerlerin kahramanlıkları anlatılıyordu. Kızıl derilerin kurt adını taktıkları General Crook ile Geronimo arasında yapılan barış antlaşmasi bir yılını doldurduğunda bölgede ne şiddet ne de herhangibi bir yağma görülür, fakat Gazetelerin savaş çığlıkları akıl almaz boyutlara ulaşır. Çağrılar üzerine hükümet kızılderiler ile barış yapan generali görevden alarak yerine savaş yanlısı Nelson Miles'i atar ve savaş başlar. Katliamlar ve kaçışlara dayanamayan Geronimo teslim olur asılması beklenirken serbest bırakılır. Tek suçu canını ve malını korumak olan Geronimo 1909'da hayata gözlerini yumar.  
 
MANGAS     
 
Beyazlara karşı özgürlük savaşı veren Apache reisi Mangas yetmişi aşkın yaşına rağmen genç kızılderileri kıskandıracak ustalıkta ata biner. Mangas yada "Kırmızı yen" 1863 yılında kanın durması için beyaz adamla barış görüşmeye razı olur. Askerlerin kampına doğru yola koyulan Mangas'ı savaşçıları yalnız göndermeyi kabul etmediğinden yanına 15 adam verirler. Apaçiler kampa ulaşınca beyaz adamlar Mangas'i almak üzere yanlarına gelirler. Ama savaşçılar kampın direğine barışı simgeleyen beyaz bayrak çekilmeden reislerini göndermeyeceklerin söylerler Bayrak çekilir 15 yerli uzaklaşır uzaklaşmaz çalıların arkasına gizlenen askerler Mangas'i rehin alırlar. McLean kalesine getirilen Apaçi reisinin General West ile karşılaşmasını madenci Daniel Conner şöyle anlatır. "General Mangas'in mahpus beklediği yere yürüdü, çevresindekilerin arasinda görkemli bir heykel gibi duran ihtiyar reisin karşısında General cüce gibi kalmıştı.” O gece nöbetçi olan Daniel Conner'in tanık olduğu olaylar ise çok daha fazladır. Askerlerin Mangas'a bir şeyler yaptığı gören Conner karanlık bir köşeden olanları izlediğinde insanlığından utanır. Askerler ateşte kızardıkları süngülerini ihtiyar reisin ayaklarını ve bacaklarına sürterler. Mangas kendisinin oyun oynayacak bir çocuk olmadığını söylediğinde ise askerler, tüfeklerindeki bütün mermileri bedenine boşaltırlar. General West'in "Onu sabaha ölü istiyorum" emri yerine getirilmiştir. Tek suçu barış toplantısına katılmak olan Apaçi reisinin cansız bedenine tabancalarındaki mermileri boşaltırlar askerler. Bir asker Mangas'in kafa derisini yüzerken bir başkası frenoloji uzmanına satmak üzere başını keser ve kaynayan suda haşlarlar. Savaşın başından beri barışı kucaklamak isteyen Kırmızı Yen'in başsız gövdesi bir hendeğe atılıp yüzlerce kızılderili öldürdükten sonra resmi makamlara karşı rapor düzenlenir. "Kaçmaya çalışırken vuruldu" Aynen diger kızıl deriler gibi kaçarken  
 
CHEYENNE REİSİ "ÇILGIN AT"     
 
Diger bir Efsane savaşcı lideri ise "Halkın toprağı satılamaz" diyerek kara tepelerin beyaz adama satılmasına karşı çıkan Sioux direnişçisi Çılgın at 'tır. Asil adı "Tashunka Witko" olan Çılgın At, 23 Eylül 1875'te toprakları satmak üzere Robinson Kalesinde toplanan Kızılderili reislerine "Kara tepeleri satacak ilk resi burada öldürürüm" diye haber gönderir. Toprakları satma yanlısı reislerin planlarını altüst eden bu haberi getiren Çılgın Atın güvendiği yerlilerden olan Küçük Dev Adam olur. Antlaşmanın bozulması üzerine toplantındaki Siux yerlileri sevinç gösterileri yaparlar. Toprakları parayla alamayan Beyazlar her zamanki gibi yeni bir katliama girişirler. Başta satılma işini engelleyen Oturan Boga ve Çilgin At başına ödül konulur. Halklarının evleri ve arazileri yağmalanır.  
 
17 Haziran 1876'da Çılgın At, askerlere karşı büyük bir zafer kazanır. Savaşlardan Zaferler ile çıkan yerlileri beyazlar bölmeye çalışırlar. Çılgın At, Büyük Baba olarak kastettiği ABD başkanıyla görüşmek üzere Washington'a giden reislerin geriye şişmanlamış ve gevşemiş olarak döndüklerin söyleyerek; beyazların tüm davetlerini red eder. Fakat Çılgın Atın çağrısına kulak asmayan birçok şef Beyaz adamla görüşüp toprağını satar.  
 
Çılgın at özelleştirmeye karşı direnen adamlarının onurlarını satmış olmalarına üzülür. ve kendisine sadık yoldaşlarını toplayarak yeni bir direnişi örgütlenmeye koyulur. Ama askerler Çılgın At'ı eski bir dostu olan "Başı bulutlara eren"'in yanında tutuklarlar. Robinson Kalesi'ne getirildiğinde kendisini beyaz adamın satın aldığı bir Kızılderili tarafından karşılanır. Bölge polisi kılığındaki kızılderili iki yıl önce Robinson Kalesi’ndeki Kara tepeler'in satılmasıyla ilgili toplantıda Çılgın At'ın elçiliğini yapan "Küçük Dev Adam" dan başkası değildi. Kaçmak isteyen Çılgın Atı'n üstüne atlayan Küçük Dev adam engeller. Koşarak gelen bir asker Küçük Dev Adam'in tuttuğu Çılgın At'ın karnına saplar süngüsünü. Çıkarıp bir daha, bir daha, saplar süngü kırılır yüzlerce kez. gögsüne aldığı süngülerle savunmasız bir şekilde katledilir . 5 Eylül 1877 günü öldürülen Çılgın At 35 yaşında kızılderiler arasında bir Efsane olur.  
 
VE LION KATLIAMI     
 
28 Kasım 1864 günü 1000 yakın askerle kaleden çıkan Albay Chivington'un kesin emir almıştı ne pahasına olursa olsun kızılderiler bertaraf edilecekti. Cheyenne ve Araphelar kabilesine doğru yönelen askerler kendilerini karşılamaya gelen ilk yerliyi kurşunlarıyla yere sererler. Ölümle tehdit edilerek Kızıl derilerin köyünü göstermeye zorlanan Çiftçi Robert Bent'den gelişen olayları dinleyelim. "Kampın iyice yakınına geldiğimizde Amerikan bayrağının dalgalandığını gördüm. Kızılderili reisi Kara kazan'ın etrafınan toplanan halkına kızılderili bayrağın çevresinde durmalarını söylediğini işittim. Gerçekten'de kadını erkeği çocuğu bayrağın çevresinde toplanmışlardı. Kızılderilerle aramızda 50-60 metre vardı. Aynı zamanda bir de beyaz bayrağın yükseldiğini gördüm. Bu iki bayrak da o kadar ortalıkta bir yerdeydiler ki görülmemeleri imkansızdı. Askerler birden tüfeklerindeki binlerce mermileri silahsız kızılderilerin üzerine boşaltmaya başladılar. Bazı erkekler silahlarını almak için çadırlarına daldılar. Kanımca hepsi 600 kişi civarinda idi. Ama bunların içinde 35 kadar savaşçı bir o kadar da ihtiyar bulunuyordu. öteki erkekler kampın uzağında Ava gitmişlerdi ". Albay Chivington katliam sonrası verdiği resmi raporda 9 askerin öldüğünü, bunun karşılığında 400 ile 500 arasında yerlinin yok edildiğini yazıyordu Gerçeğin yine olayın tanığı Robert Bent'den öğreniyoruz.  
 
"Bacağından aldığı yarayla yerde yatan bir kadına takıldı gözüm, askerlerden biri kılıcını çekerek kadının yanına geldi. Kadın kendini korumak için kolunu kaldırdı ama asker kılıcıyla vurarak kolunu kesti. Bu kez öbür kolunu kaldırdı, asker kılıcıyla onu da kesti. sonra öldürmeden öylece bırakıp gitti “.  
 
Köyde "Squaw" denilen, bir kızılderili kadınla evlenip kabileler arasında yaşayan beyaz erkekler de bulunuyordu. Ama onların da sonu farklı olmaz "Otuz kırk kadar Squaw korunmak için bir çukura sığınmışlardı., 6 yaşındaki küçük bir kızın eline bir sopaya bağlanmış bir beyaz bayrak vererek ortaya saldılar; kızcağız daha birkaç adım atmıştı ki alnında giren bir kurşunla yere düşer. Daha sonra o çukurdaki bütün Squaw'lar ve dışarda kalanlar hep öldürülürler. Squaw'lar en ufak bir direnme göstermezler. Gördüğüm bütün ölülerin kafa derileri yüzülmüştü. Karnı ortadan yarılmış bir Squaw kadını, yanı başında henüz doğmamış bir çoçuguyla yerde yatıyordu”. Robert Bent'in sözleri Teğmen James Conner'de doğrular. "ertesi Gün savaş meydanında dolaştığımda, kafa derileri yüzülmemiş tek bir kadın, erkek yada çocuk ölüsüne rastlamadım; çogunun gövdesi en korkunç işkencelere uğratılmıştı. erkeklerin kadınların ve çocukların cinsel organları kesilmişti. Kara kazan'in kurtulduğu katliamda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 133 kızılderili öldürüldü. Ardından Wounded Knee katliamında da 300 Kızılderili barış antlaşması yapılacak vadiyle silahsizlandırılarak katledilirler.  
 
  
  
          
        
  
        
        
    
     |