-Nerelisin ?
-Sivaslı...
-Alevi misin?
-Hayır, ama Ali'yi sevenlerdenim...
-Kürt müsün?
-Hayır ama can arkadaşım öyle...
-----
Tanışmalarımızda çoğunlukla böyleydi diyaloglar...Ayrılık-gayrılık, bölünmüşlük üzerine...Siz de sormuşsunuzdur aynı soruları, ya da size de sorulmuştur... Necisin?
Özetle Neciyim?
-Bu ülkenin bir tane çakıl taşını dahi kimseye vermemek kafatasçılıksa, evet ben
kafatasçıyım...
-Ramazanda oruç tutup, dinime küfüre izin vermemek, herkesin eğitim hakkını savunmak dincilikse ve şeriatçılıksa evet ben
şeriatçıyım.
-Sadece bunlarda değilim...Herkesin özgürce ticaret yapmasını, mal sahibi olmasını savunan bir
kapitalistim ben.
-Fakir için devlet olsun, sağlık-eğitim ücretsiz verilsin demek komünistlikse evet ben aynı zamanda
komünistim de...
Peki "Köşk'te eşi türbanlı cumhurbaşkanı istemiyoruz" demek değerlerimizi aşağılamak değil mi?
Hem de dik alasından...Yeter artık ya...
Bu ülke her türlü oyunu gördü.
Sağ-sol ayağına kardeş kardeşi vurdu.
Sünnisi, Alevi diye can yoldaşını yaktı...
Türk, Ermeni komşusu ile papaz oldu...
Yetmedi mi?
Hala neden bu ayrılık-gayrılık...
Şimdide laik- dinci….
Türk Milleti zekii(mi) dir.. İzleyin de görün....
http://www.youtube.com/watch?v=LEU4ambhE0E