Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-13-2008, 13:35   #5
Kullanıcı Adı
sümeyra
Standart Siz Cumayi Bilirmisiniz !?
Hz. Peygamber (s.a.s.), bir hadis-i şeriflerinde ölüyü (mezara kadar) ailesi, malı ve ameli olmak üzere üç şeyin takip edeceğini; bunlardan ailesiyle malı geri dönerken, amelinin ise baki kalacağını buyurmuştur. İnsan, kabirde sadece bu dünyada yaptığı amellerle başbaşa kalır. Ancak kabrinde amelleriyle başbaşa kalan mü'min, dünyada iken yaptığı bazı işlerden dolayı ölümünden sonra da sevap kazanacak ve onlardan istifade edecektir. Allah Resulü (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Mü'mine ölümünden sonra amel ve hasenatından (iyiliklerinden) gerekecek olanlar (faydası olanlar) şunlardır: Öğretip yaydığı ilim, geriye bıraktığı salih evlât, (yazıp) miras bıraktığı mushaf (kitap), yaptığı mescit, yolcular için yaptırdığı konaklama yeri (ev, misafirhane) ve sağlığında, sıhhatli zamanında malından ayırdığı (verdiği) sadaka. İşte bunların hepsi ölümünden sonra ona lâzım olur.” (İ. Mace, “Mukaddime”, 1/88-89).







Ölmüş birisine yapılabilecek iyiliklerden birisi de onun için dua edip istiğfarda bulunmaktadır. Nitekim daha önce geçen “Onlardan sonra gelenler şöyle derler: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla...” (Haşr, 59/10) âyet-i kerimesi ve “Ey Allah'ın Resûlü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye soran bir sahabiye Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.s): “Evet vardır. Onlara dua, onlar için Allah'tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep etmek, onlardan sonra -vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babasının dostlarına ikramda bulunmaktır.” buyurması; dua ve istiğfarın ölülere fayda vereceğini göstermektedir.


Rabbim arkamızdan hayır dua edecek kişiler bırakmayı nasip etsin.
Teşekkürler seleme +
  Alıntı ile Cevapla