Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-15-2008, 23:02   #10
Kullanıcı Adı
narice
Standart Fethullah Gülen'den önemli uyarı
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Hiç kimse, ama hiç kimse Hoca efendinin dini boyutlardaki mülahazalarını kendi dünyalarına ve anlayışlarına göre anlam yükleme İşlemlerine girişmesin , bir meseleye dair söylemlerin bütününü görme yerine maksatına iç dünyasına yakın olan eteklerine tutunma bahtsızlığına ne olur düşmeyelim , günahına girdiğimiz insanların samimiyetleri karşısında ufacık dünyamızı başımıza bela etmeyelim inşaALLAH
Başörtüsü Dinin Açık Emridir

Tesettür, gerçi dinin esasını teşkil eden imanî meselelerden değildir; İslâm’ın beş şartı arasında da yer almaz. Fakat, Kur’an’ın açık emridir. Farziyeti, hem Kur’an’la, hem Sünnet-i sahiha ile, hem de on dört asırlık İslâm tarihindeki uygulamalarla sabittir. Nur Suresi’nin 31. âyetinde mü’min kadınların başlarını, boyunlarından ve göğüslerinden açık bir yer bırakmayacak şekilde örtmeleri emredilmektedir. Dinin bu konudaki emirleri mezkur ayetle de sınırlı kalmamıştır. Düşünün ki, Peygamber Efendimiz’in pak zevceleri, hükmen mü’minlerin anneleridir. Peygamberimizden sonra onlarla evlenmek mü’min erkeklere haram kılınmıştır. Böyle iken, Ahzab Suresi’nin 59. âyetinde, sadece mü’min kadınlara değil, Peygamber Efendimiz’in mualla zevcelerine de “Dış örtülerini, cilbablarını üzerlerine salsınlar” emri bildirilmiş; Sünnet-i sahihanın ve İslâm tarihindeki bütün uygulamaların ortaya koyduğu üzere, el, ayak ve -Hanefi Mezhebi’nde yüz dışında- bütün vücudun bol bir elbise ile örtülmesi emredilmiştir.

Arz edildiği gibi, başın tamamını içine alacak şekilde tesettür emri, yalnız Kur’an-ı Kerim’le değil, -aksine hiçbir ihtimal vermeyecek şekilde- Sünnet-i sahiha ve İslâm tarihindeki uygulamalarla da sabittir. Haddizatında, dinin her emri Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından bizzat gösterilmiş

Günümüzde -belki de bir kısım kimselere şirin görünmek ve fantastik düşüncelerle kendilerini ifade etmek için- başörtüsünün Kur’an’ın emri olmadığını iddia eden ilâhiyatçılar da vardır. Fakat, bu mevzuda Kur’an’ın beyanı o kadar açıktır ki, tarih boyunca hiçbir müfessir farklı mülâhazada bulunmamıştır. Binaenaleyh, Peygamber Efendimiz ve Sahabe-i Kiram başta olmak üzere, Din’i bugünlere kadar taşıyan ve meselenin mütehassısı olan, on binlerce müfessir, muhaddis ve fakihin yanında, on dört asırlık İslâm tarihinde bütün Müslüman nesillerce ittifakla uygulanabilmiş bir hükme, günümüz ilâhiyatçılarından birkaçının, bazı garezlere bağlı muhalefeti hiçbir değer ifade etmez


M FETHULLAH GÜLEN

yorum için Allah razı ols.
narice isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla