Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-21-2008, 17:02   #9
Kullanıcı Adı
Parantez
Standart İngiliz Basını: Türkler 120 dakika durdu 180 saniyede çoştu
[center]İngiliz Basını: Türkler 120 dakika durdu 180 saniyede çoştu

İngiltere basını Türk milli takımının 2008 Avrupa kupası çeyrek final maçında Hırvatistan karşısında aldığı galibiyeti yine göklere çıkarırken, milli takımın "son dakikada kaderine el koyan kararlılığını" hayretle karşıladı.


Türkiye'nin zaferi adeta "Hırvatistan'ın elinden kaptığını" yazan The
Daily Telegrnaph, "Türkler yenilgi bilmiyor. Uzatmaların ikinci
yarısında canları alınmışken bile, Fatih Terim'in yürekli çocukları
mücadeleye devam etti ve Semih Şentürk ile durumu eşitleyip,
penaltılarda da üstünlük sağlayarak Almanya karşısında yarı finale
yükseldi" dedi.
"Bu otomobil kazası gibi bir futboldu, gelişmeler inanılmaz bir hızla
yaşandı, özellikle de Slaven Biliç için korkutucu oldu, gömleği ter
içinde kaldı, takımı galibiyeti elinden kaçırırken, yüzü dehşetle
kaplandı" cümlelerine yer verilen yorumda, "daha bir dakika önce
Klasnic'in golüyle sahada dans eden Biliç, hemen ardından düdüğü geç
çaldığı gerekçesiyle hakeme saldırıyordu" denildi.
Bundan beş dakika sonra penaltı atışlarının ardından Biliç'in bu kez
kırılan hayalleriyle sahada dizlerinin üstüne çöküp kaldığı hatırlatılan
Telegraph'ın yorumunda, Biliç'in bu kaderinin döndüğü anlarda
yaşadıklarının üstesinden gelebilmesinin zaman alacağı kaydedildi.
Biliç için üzülürken, bütün zafer şarkılarının ise Fatih Terim ve onun
coşkulu oyuncularına yazılması gerektiği de belirtilen yorumda, 35
yaşındaki kaleci Rüştü'nün dün bütün yılları geri sarıp, son derece
güzel kurtarışlar yaptığı hatırlatıldı.
Tuncay'ın orta sahada hayatının maçını oynadığı, Hamit Altıntop'un da bu
maçta ülkesine büyük hizmet verdiği ve taraftarlarına büyük bir onur
yaşattığı bildirildi.

-MİLLİ ONUR, TAKIM RUHU-

5 yaralı, iki cezalı oyuncu bulunan Türk milli takımının "takım ruhunun
ise zayıflamadığını" kaydeden Telegraph, "Bunu onurları sağladı.
Taraftarları da azına razı olmadı. Terim'in tutkulu oyuncuları büyük
mücadele verdi, özellikle de orta sahada Biliç'in oyuncuları üzerinde
büyük baskı kurdular" dedi.
Terim'in Hırvatistan'ı durdurma taktikleri üzerinde de duran gazete,
bunların belki çok şık görünmediğini, ancak 118 dakika boyunca işe
yaradığını belirtirken, Hırvatistan'ın golünün ardından sevinçle sahaya
koşan Biliç'in sevincinin çok sürmediğini ifade etti. "Terim'in
Türkleri maça devam etti ve Semih durumu eşitledi" diyen gazete,
penaltılarda yaşanan heyecanı da uzun uzun okurlarına aktardı.

-SON DAKİKA ÇALIMI-

The Guardian gazetesi de "geri dönüşlerin kralı olan Türkiye, bu kez
tam bir son dakika çalımı attı" başlığıyla yayımladığı yorumda, dün
gece tarihin yazılmasının iyice zaman aldığını belirtti.
Maçın 119 dakikasının, böyle bir turnuvanın şanını temsil eder biçimde
gelişmediğini savunan Guardian, "Ama sonunda beklenen patlama oldu ve
dumanlar dağıldığında, ayakta kalan Türklerdi. Onlar, daha önceki 4
Avrupa Şampiyonası boyunca bu noktayı aşamayan ve bu maçın beklenen
galibi olmayan taraftı" dedi.

-HİÇBİR ŞEYDEN VE KİMSEDEN KORKMALARI GEREKMİYOR-

Hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaları gerekmeyen Fatih Terim'in
takımının şimdi yarı finalde Almanya ile karşılaşmaya hazırlandığını de
yazan gazete, şimdiye kadar adının üzerinde tek bir leke bulunmayan
emektar kaleci Rüştü'nün yediği golün ardından, Semih Şentürk'ün attığı
golle "futbolun son anda kurtulma uzmanı" olan takımına beraberliği
sağladığını hatırlattı.
16 takımın katıldığı turnuvada hiçbir başka takımın Türkiye ve
Hırvatistan'ın sergilediği milli gurur tablosunu ortaya koyamadığını,
stadyumun bir kırmızı-beyaz okyanusuna dönüştüğünü, Hırvat izleyicilerin
Türkler'den çok daha kalabalık olduklarını, iki takımın 1996 buluşmasını
yaşayan ve dün sahada bulunan tek kişinin kaleci Rüştü olduğunu da
hatırlatan Guardian, yarı finalde Tuncay Şanlı, Emre Aşık ve Arda
Turan'ın sahada oynayamayacaklarını belirti. Guardian'ın yorumunda,
"Ancak Terim ve takımın geri kalanı bundan çok da endişelenmiyor gibi
görünüyor" denildi.
Bu Turnuvanın beklenmeyen kazananlarıyla bir tarih oluşturduğu da
belirtilen yorumda, "Eğer Joachim Löw önümüzdeki birkaç günü Terim'in
Türkiyesi'nin bir sonraki sürpriz paketinin ne olabileceğini düşünerek
geçirecekse, yalnız olmayacak" denildi.

-YENİLGİNİN ANLAMINI BİLMİYORLAR-

The Times gazetesi de maç yorumunda İngilizcedeki "defeat" kelimesinin
Türkçe'de "yenilgi" şeklinde bir karşılığı bulunduğunu, ancak Türk
Milli Takımı oyuncularının bu kelimenin anlamını bilmediklerini yazdı.
Türk milli takımının Avrupa kupasında uzatmalar ve sakatlıklar da dahil
toplam 414 dakika maç yaptığını, bu sürenin sadece toplam 9 dakikasını
"galip durumda" geçirdiğini hatırlatan Times, "aslında bütün bilmeniz
gereken bu gerçekten de. Biri Fatih Terim'in takımının ilerleyişini bir
şekilde izaha kalksa, mantıken yenilgiye uğrar" dedi.
Türkiye'nin oynadığı İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarının gidişat ve
sonuçlarını da hatırlatan Times, "dün akşamki sonuçla öbür maçları da
aştılar. Dünkü maçta hiç galip duruma geçmediler, ama penaltılarla
kazandılar" hatırlatmasında bulundu.
"Bu, büyük uluslararası şampiyonalarda ortaya konulmuş en olağanüstü
başarı serisi" diyen gazete, Hırvatistan'ın da cesur bir takım
olduğunu, bunu en iyi İngiltere'nin bileceğini belirtirken, "ama bu,
uzatmanın son iki dakikasında bir sinir savaşına dönüşünce ve penaltılar
atılırken, karşılarındaki sırt üstü düşmeyen, öldürülemeyen canavarla
yüzyüze gelince cesaretlerini yitirdiler" dedi.

-TÜRKİYE TAKIM DEĞİL FENOMEN-
Hiçbir takımın maçın son anında gol yedikten sonra toparlanamayacağını
da kaydeden Times gazetesi yazarı, "Türkiye hariç, onlar bu turnuvada
bir takım değil, bir fenomen, doğanın gücü. Bu adeta mitolojik bir
savaş" görüşünü vurguladı.
Biliç'in Türkiye'nin beraberlik golünün ardından hakeme itirazının da
bir işe yaramadığını kaydeden yazar, "Takımının damarlarından canı
çekiliyordu. Normalde güçlü, mücadeleci biri olan Biliç, belki de
olacakları anlamıştı ve adamlarının özgüvenlerinin damarlarından
çekildiğini hissetmişti. Gerçekten de Hırvatistan daha penaltılar
başlamamışken bile yenilmiş görünüyordu" dedi.
Penaltılarda ortaya çıkan manzarayı da özetleyen yazar, "Türkler hiç
kaçırmadı. Onların isteği daha büyüktü, bu kadar basit. Bazen futbol
taktik ve tekniğin ötesine geçer, Türkiye'nin penaltılarda yaptığı da
buydu" derken, maçın gerçekten farklı bir maç olduğunu vurguladı.

-120 DAKİKA DURDULAR, 180 SANİYE İNANILMAZ OYNADILAR-

The Independent gazetesi de Türk milli takımının 120 dakika durup, 180
saniye Avrupa Kupası 2008'de görülmüş en "inanılmaz futbolu"
sergilediğini, Biliç'in takımının sinirlerinin çökmesinden sonra
Türkiye'nin maçı penaltılarla kazandığını yazdı.
Hırvatlar'dan "sahanın her yerinde düşmüş askerler gibi yatıyorlardı,
bize de 'gerçekten bütün bunlar oldu mu' diye düşünmek kaldı" diye söz
eden yazar, "her şey sonunda başladı. Drama Hırvatistan'ın golüyle
bitmedi. Türkler İsviçre ve Çek maçlarından sonra üçüncü geç gelen golü
buldu. İngiltere fatihleri turnuva dışına gitti. Biliç çıldırdı, Türk
futbolcular ise Terim'in üstüne atlamış sevinç gösterileri yapıyordu.
Kimin inisiyatifi ele geçirdiği belliydi. Hırvatların donmuş yüzlerini
gören kimse penaltılarda onlara bir penilik bahis bile oynamazdı"
görüşünü vurguladı.
Stadyumdaki herkesin Türkiye'nin beraberlik golünün ardından
Hırvatistan'ın kaderinde galibiyetin bulunmadığını adeta hissettiğini de
vurgulayan Independent yazarı, "Ya Türkiye? Kendi ülkelerinin dışında
pek azı bilinen bir grup futbolcu kendilerini bir başka yarı finale
taşıdı, 2002'de de dünya kupasında aynısını yapmışlardı. Türkiye belki
Avrupa 2008'in son dördünde futboluyla ışıldamıyor, ama kimse son düdük
çalana kadar onların üstünü çizemez" dedi.

-FATİH TERİM'E İMPARATOR DİYORLARDI, ŞİMDİ NE DİYECEKLER?-

Daily Mail gazetesi de Türkiye'nin ilk kez Avrupa kupasında yarı finale
çıktığını hatırlatırken, Fatih Terim'in "imparator" lakabıyla
tanındığını belirtti ve "bu başarının ardından bakalım şimdi nasıl bir
onur unvanı bahşedilebilecek?" diye sordu.
Gazete, Türkiye'nin macerasının Basel'de Almanya karşısında sona
ereceğini de öne sürerken, "Çünkü cesaret adına sahip olduklarına,
gerçek yetenek adına sahip değiller. Onlar son sekiz takim içinde en
kötü olanı ve bir kez daha bu kadar şanslı olmaları düşünülemez.
Almanlar'a karşı değil, hele iş penaltılara kalırsa" iddiasında bulundu.
The Sun gazetesi de "Türkler dalgasını geçiyor" derken, "Nasıl olup
da bunu hep başarıyorlar?" sorusunu sordu. 2008 Avrupa Kupasında Türk
milli takımının üçüncü kez "ölüp dirildiğini" yazan gazete, "ama bu
kez gerçekten inanılmazdı" diye yazdı.
"Bu macera gerçekten de Almanya karşısında yarı finalde sona ermeli"
diye yazan Sun gazetesi, Terim'in pek çok sakat ve cezalı oyuncusu
olduğunu hatırlattı. İngiltere fatihi Hırvatların işi penaltılara
bırakmamış olması gerektiğini belirten ve "Türkleri penaltılara
kalmadan gömmüş olmalıydılar" görüşünü savunan gazete, yorumunu,
"Şimdi hepimiz biliyoruz ki, Türkiye söz konusuysa maç gerçekten bitene
dek, hiçbir şey bitmiş sayılamaz" diye tamamladı.


kartalhaber.com
Parantez isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla