Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-25-2008, 15:26   #36
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Taraf'tan kan donduran bir haber daha
Dağlıca baskınında şüphe uyandıran, cevaplanmayan sorulara devam edelim:


- Askeri birliğimize "250 PKK'lı"nın saldırdığı bildiriliyor... Peki, bu 250 kişilik PKK'lı grup sınırdan içeri girerken, askerlerimiz neredeydi?.. Askerî istihbarat uyudu mu ki, "uydu"lar ve "radar"lar devre dışı mı kaldı ki bunca insanın "sınırdan 6 kilometre içeri"ye gireceğini öğrenemedi?..
- Alçakça saldırı "sınır ötesi"nden gelenler tarafından yapılmış olsa da, olayın meydana geldiği bölge, sınırdan 6 kilometre içeride... Oysa, o bölgede "220 bin asker"imiz bulunuyor... "220 bin askere rağmen" PKK'lılar içeriye nasıl sızabildi ve nasıl kolayca kaçabildi?.. Hem de sırtlarındaki "ağır silah"lara ve "dağlık arazi"ye rağmen?..
- "Sınır ötesi operasyon"a onay veren "tezkere"den sonra böylesine "kanlı bir saldırı"nın düzenleneceği beklenmiyor muydu?.. Bekleniyor idiyse, niçin gerekli tedbir alınmadı?..
- Askerî birliğin geçtiği Avaşin Çayı üzerindeki köprü, 1994 yılında da benzeri bir saldırıya maruz kalmıştı... Bu bilindiği halde, 20 metrelik köprüye, "12 araçlık konvoy" niçin aynı anda sokuldu?..
- Şehit askerler arasında bir "astsubay çavuş" var... Böylesine büyük bir askerî birliğin başında niye bir "teğmen", "üsteğmen" veya "yüzbaşı" yok?
- Bu ülkede "bakan"lar ve "başbakan"lar için çeşitli suçlamalarda bulunuldu... Bakanlar ve başbakanlar, haklarındaki suçlamalar için "Yüce Divan"da hesap verdiler... Peki, bunca "şehit"in hesabının sorulacağı bir "komutan" yok mu?.. Siyasiler "Yüce Divan"larda yargılanırken, askerî sorumlular için, bugüne kadar niye "Divan-ı Harp"
kurulmadı?..
  Alıntı ile Cevapla