Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-26-2008, 18:31   #5
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Çıkmazdaki Batı
Alıntı:
En temel problem, dinin kanunlarla veya modernitenin sunduğu içi boş birtakım etik değerlerle karşı karşıya getirilmesidir. Bu süreç, kilisenin devlet otoritesiyle çatışmasıyla gelişmişse, bu İslâmiyet’te de böyledir mânâsına gelmez. İslâmiyet, getirdiği ahlâkî prensiplerle insanın temel problemlerini çözebileceğini, vicdan mekanizmasını rayına oturtarak, insan-ı kâmil hedefiyle ferdin maddî-mânevî mutlu olabileceğini vaat ediyor. Her fırsatta sâlih amel işlemeyi emrediyor. Müslüman kişi aynı zamanda kanunlardaki temel hak ve hürriyetlere en fazla riayet eden kişidir. Çünkü bir Müslüman, insana zarar vermek bir tarafa, bilerek karıncayı bile incitmez. Taşıdığı “kul hakkı düşüncesi” başka insanların hakkının kendine geçmesine rıza gösterme gibi bir kabule engel olur. Allah’tan kendisi, ailesi ve bütün inananlar için hep iyilik, güzellik ister. Kendi hatalarıyla birlikte başka insanların günahları için de af dilenir. Dolayısıyla İslâmiyet’in getirdiği prensiplerin anayasayla çatışması bir tarafa, tam aksine, ona bağlılığı destekleyen ve mükemmelleştiren mühim bir faktör olduğu görülür. Tarihte Osmanlı ve Endülüs gibi medeniyetlerin oluşmasında, bu prensiplerin bütünüyle hayata geçmesi ve ideal bir adalet anlayışı rol oynamıştır.
Bu kısmı afiş yapıp asalım Ne kadar anlatsak fayda vermiyor. O zaman okusunlar .Tabi okuduklarını anlayabiliyorlarsa...

Bir de bu batının İslamiyeti bu kadar hafife olması çok komik. Bu biraz bizden de kaynaklanıyor galiba. Var olan potansiyelimizin tamamını kullanamıyoruz ve bu boşluktan istifade etmeye çalışıyorlar. Unuttukları birşey var ki o gözlerini diktikleri Kuran-ı Kerim ' imimizi elimizden alamadılar. Buradan almaları gereken payı alırlar artık herhalde ;)

Teşekkürler paylaştığnız için . (+)
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla