Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-10-2007, 04:50   #41
Kullanıcı Adı
Bîçâre
Standart Prof.Dr. Necmettin Erbakan
9-10 yaşlarında iken mitinglere gider, başımıza üzerinde Arapça; "Lâ ilahe illallah" yazan bandajlardan takar, siyasetten anlamayacak yaşta olmamıza rahmen feyz ile bayrak sallardık. O dönemler çatı birdi, siyasi iradede tecelli etmesi lazım yegane oluşumdu, ülkede muhafazakâr çizgide bu sayede yürüyordu.

Muhterem Erbakan Türkiye'ye '80 sonrası kaybettiği manevi havayı siyaset ile kazandıran faktörlerden biridir, Kıbrıs hususunda ki becerisi ve diğer hamleleri takdire şayandır. Eee o dönemlerde (İTÜ'yü) üniversiteyi 4.00 ile bitirmek her babayiğidin harcı değildir. Velhasıl bu oluşum sıklaşarak Refah Partisi adı altında zirve dönemini yaşadı, o dönemde yetişen siyasetçiler ülkemizi başarıyla yönetmekteler şu an, bunlarda emeği geçen biri her insanda olan (siyasette daha fazla olan) yanlışlar da olsa yaşarken dahi yâd edilmeye layıktır.

Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ardından Fazilet Partisi. İşte bu noktada nokta konulmuştur. Bazı çevrelerce bunca açılıp/kapanma Dep, Hadep, Dehap gibi bir kapanış sergüzeşti ile benzetilmeye başlanmıştır. Bunun milli görüşe ne denli zararı olduğu ortadadır. Milli görüş bir sistem değil, bir ufuktur. Bunun adı ne bir siyasi parti ile, ne bir birim ne de kurum ile konulamaz. Nasıl ki Müslümanlığı bir parti, halkçılığı öteki parti, ırkçılığı falanca parti üstlenemiyorsa milli görüşte üstlenemez. Bu anlamda şu an Saadet Partisi masal kitaplarının ön sözleri misalî sadece tartışmaların, haberlerde adı kısaca geçilen partilerin, bir sansasyon olmadıkça adı dillenmeyen oluşumun adı olmuştur. Tek hedeflerinde; kendi görüşlerine göre giden oylarının tamamını alan Ak Parti yer almaktadır. Eskiden inançsızlığa savaş açan bir görüşün, Ak Parti'ye cephe alması onların kaleleri sayılan Konya'da dahi Ak Parti'ye ilgi/alakayı artırmıştır.

(2002 seçimleri, Konya; Ak Parti %54.94, SP %4.78)

Hâlâ buna devam edilmesi ne kazandırır manidâr, Necmettin Hocamızı, Recai Hocamızı ve diğer bu işe gönül vermiş herkesi seviyoruz. Biz üvey evlat değiliz, sizler de değilsiniz. Bizim evlerimizde hâlâ aynı melodiler çalmakta, aynı iştahla manevi meyvaları tüketmekteyiz. Fakat üzülmekteyiz, Recep Tayyip Erdoğan gibi birini karalamanıza üzülüyoruz, Necip Fazıl Kısakürek'in, Necmettin Erbekan'ın talebelerini karalamanıza üzülüyoruz. İzmir gibi bir meydanda 150 bin kişiyi "Camiler kışlamız" dediği için hapis yatan bir adam topluyor, İzmir yani solun kalesi.. Biraz da iftihar edin, gerçekten birşeyler için uğraşıyor deyin. O vakit bizim için zaten önemli olan Necmettin Erbekan ve milli görüş saygınlığını kazanacaktır.

Bîçâre isimli Üye şimdilik offline konumundadır