07-01-2008, 22:12
|
#4
|
|
Dumanlı, Yılmaz'a yaranabilir mi?
Eğer ben Hakk sözcülüğü yapıyorsam karşımdaki insan ne kadar düşmüş ise onun bazında kendisine cevap vermek İslam şiarına aykırıdr. Senin sövdüklerin onun değeri olabilir, her nekadar senin için değersiz dahi olsa. Benim değerime sövemesi onun değerini ve karakterini ortaya serer. Eğer şeref ve değer noktasında eksi bir insanın seviyesine inersem ben ne olurum acaba ... Ondan bir farkım kalmaz değil mi? Biz hak bilip hakkı tutup kaldırmayı şiar edindik. Benim misyonum hak sözcülüğü ise farkım olmalı. Farkım olmalı ki, gönüllere girebeleyim, murad akıtıvereyim. Ben farklı olmalıyım ki, bendeki güzelliğin inkişafı olsun. Bana bakıldığı zaman HAKK görünsün, O' nun nur zuhuru, Kelemetullah dökülsün dilimden. He, diyeceksiniz O söverken ben niçin kayıtsız kalıyorum. Ben de diyorum ki; söven kime sövmüş olur. değere söven Hakk a söver. Madem hocaefendi dediniz ben de diyorum ki bu sözcülük" sövene dilsiz, dövene gönülsüz "yapılır.
Hep söylüyorsun, ben de tekzip ediyorum. diyorum ki Nusret biz senin tabirinle" Bana dokonmayancı" değiliz. Biz farklı yazar farklı söyleriz. Farkımız farklı oluşumuzdur. Düşün ki Dünyayada Vakit tarzı bir şiar ile gittin Bugünkü başarılar elde edilebilirmiydi. Ben vakit okumaktan vazgeçtim. Bizim savunulmaya da ihtiyacımız yok. Vakit yazarlarını iyi seçmedikçe kesinliklede dönmeyeceğim.
Emin olabilirsin Zaman, vakit gibi yazdığında -Buraya yazıyorum.- Zaman ı da okumaktan vazgeçerim. Bana vereceği, okundukça okunası olan bir başka gazete bulur,okurum. Ben inandığım gibi yaşarım, ona haiz olanları da okurum. Okuduklarım çok zıt isimler de olabilir. Ama İSLAM sancağı altında Vakit olmayacaktır. Ta ki tavırlarından vazgeçene dek.
Hep söyledim yine söylüyorum. Bu bir tuzaktır. Vakit de bu tuzağa düşüyor maalesef. Biz BİRİZ, BİR BÜTÜNÜZ ... Sen yine beni LAİKÇİLER le aynı kefeye koyabilirsin. Bu da hiç önemli değil. Senin tabirinle gemileri yakalı çok oldu. 
|
|
|