|
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın grupta yaptığı konuşma(01.07.2008)
Önceki hükümetler, bugünleri planlayabilseydi, bugün ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi üretecek projeleri geliştirebilseydiler, bugün elimiz daha güçlü olurdu, enerji arzında daha rahat bir noktada olurduk.
Biz, hem bugünkü ihtiyacımızı karşılayacak, hem de yarın ihtiyaç duyacağımız enerjiyi sağlayacak ciddi çalışmalar, yatırımlar yaptık, yapıyoruz. Göreve geldiğimizde kullanılamayan doğalgazın parasını ödeyen bir Türkiye vardı. Evet. Ama şu anda kullanılamayan değil, kendine doğalgaz yetmeyen bir Türkiye var.
Ve onun için yeni kaynaklar araştıran, arayan bir Türkiye var. Şu anda bu noktadayız.
Ve dünkü ihmallerin açıklarını kapatıyoruz, hem de Türkiye'nin yarınlarını planlıyoruz.
Burada tüm yaptıklarımızı anlatmanın imkanı yok.
Sadece bazı başlıkları dikkatinize sunmak istiyorum:
2002'de -değerli arkadaşlarım az önce ifade ettiğim gibi- 9 il iken bugün 59 ile gelen bu doğalgaz ağı inşAllah tüm ülkemizi saracak.
Ve 2002 yılına kadar 4 bin km doğal gaz boru hattı yapılmışken şu anda boru hattı uzunluğumuz 10.000 km'yi bulmuştur. Nereden nereye geldiğimizi görme bakımından çok önemli.
Türkiye'nin ilk yer altı doğalgaz deposunu Silivri'de biz yaptık. Sayın Baykal bir ziyaret ederseniz isabetli olur. Şu anda Tuzgölü yer altı gaz depolama projesini başlattık.
Bakü-Tiflis -Ceyhan projesinin inşaatı biz iktidara geldiğimizde durmuş gibiydi.
Bu Projeyi hamdolsun tamamladık ve hizmete açtık.
Şu ana kadar Ceyhan'da 507 tanker yüklendi ve ülkemizin kazancı 2,2 milyar doları buldu.
Şahdeniz doğalgazını Azerbaycan'dan ülkemize getiren doğalgaz boru hattı projesini başladık ve bitirdik.
Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projesinin şu anda hamdolsun proje çalışmaları hızla devam ediyor.
Bunun yanında Arap doğal gaz boru hattı projesi şu anda tamamlanma noktasına geldi.
Doğal gazın ülkemiz üzerinden Avrupa'ya nakli ile ilgili olarak ilk kez Yunanistan üzerinden dönemimizde bu adımı attık ve bu gerçekleşti. 2012 yılında inşAllah bu hat İtalya'ya kadar uzanacak.
Ülkemiz üzerinden Avrupa'ya gaz nakledecek olan Nabucco projesinde önemli mesafeler kat edildi.
Bir kaç ay içinde hükümetler arası anlaşma ve ev sahibi ülke anlaşmalarını imzalayacağız.
Ceyhan bölgemizin en önemli enerji merkezi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel bir doğal gaz merkezi olması için çalışmalarımız sürüyor.
Yürüttüğümüz etkin diplomasi neticesinde, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Irak'taki doğalgaz ve petrol arayacak şirketler listesine dahil edildi.
Bunlar, Türkiye'yi küresel ölçekte bir oyuncu haline getiren gelişmeler.
Türkiye'nin enerji kaynaklarını, enerji potansiyelini harekete geçirmek için çok sayıda girişimimiz var.
2002 sonunda, inşAllah biz gelinceye kadar, olmamış, yapılamamış bir çok şeylere şöyle bir baktığımızda, 80 yılda yapılanlarla halkımızın evinde değerli arkadaşlarım 5 ampül yanıyordu, son altı yılda biz buna 3 tane daha ekledik.
Gelişmişlik göstergesi olarak kabul edilen kişi başına enerji tüketiminde, gelişmiş ülkelerle yıllardır oluşmuş olan fark hızla kapanmaya başlamıştır.
Bu aynı zamanda şu anlama geliyor: 80 yılda Türkiye'nin elektrik tüketim ve üretiminde gelmiş olduğu seviyenin yarısından fazlasını biz, sadece şu son 5 buçuk yılda gerçekleştirdik.
Kayıp-kaçak oranını yüzde 25'e ve şimdi de yüzde 14'e kadar düşürüyoruz.
Enerjide altyapıyı oluşturduk, ve tamamlanmaya başlayan santrallerin açılışını peş peşe yapmaya başladık.
Değerli arkadaşlarım, şu ana kadar bizden önceki dönemlerde başlamış ama duraksama noktasına gelmiş olan dev hidroelektrik santrallerden bitme noktasına gelen var ve şu anda açılışını yapmaya hazır olduklarımız var.
Yine bunun yanında şu anda biliyorsunuz başlattığımız dev Ilısu Barajı var. Ve onu da hızlandırmanın gayreti içerisindeyiz.
2002-2008 yılları arasında toplam 9 bin 464 mega vat kurulu güçte yatırımı tamamladık ve devreye aldık.
EPDK tarafından bu dönemde verilen lisanslar 28 bin mega vatlık bir güce ulaştı.
Dikkat ediniz, bu projelerin yatırım tutarı 30 milyar dolardan fazladır.
Bu projelerden en az 15 milyar dolarlık 12 bin 600 mega vatlık yatırıma başlanmış durumda. 2013 yılına kadar bu projeler inşAllah tamamlanacaktır.
Ve şu anda Afşin Elbistan C ve D santrallerinin ihale hazırlıkları var. Ve bunun yanında B santrali dönemimizde tamamlandı ve açılışını da bizzat kendim yaptım.
Ve bunun yanında yine değerli arkadaşlarım tabi ki nükleer güçle ilgili olarak attığımız adım var ve hedefimiz bu yıl sonuna kadar gerek Akkuyu gerekse Sinop, nükleer enerjiyle alakalı bu ihalelerin bitirilmesidir.
Ve bu ihalelerin bitirilmesiyle birlikte inşAllah ülkemiz gelecek 7 yıl içerisinde de, 8 bin megavatlık bir enerjiye, nükleer enerji vasıtasıyla 10 bin megavatlık bir enerji gücüne sahip olacaktır.
Ve bütün bunlarla birlikte 510 mw gücündeki Boyabat hidroelektrik santralinin yapımına, Konya'da Mavi Tünel projesine bu dönemde başlanmıştır.
Değerli arkadaşlarım, bunlar yaptıklarımızın yalnızca bir kısmı.
Bu liste böyle uzayıp gidiyor.
Sadece 1500, -az önce söyledim ama- küçük biliyorsunuz hidroelektrik santraller var. Ve bunlar aslında, sularımızın başı boş akıp gitmesini engellemeye yönelik, bunları değerlendirmeye yönelik attığımız adımlardır.
Şimdi bütün bunları ortadan kaldırıyoruz. Ve “Su akar Türk bakar” yanlışı ortadan kalkıyor. Şimdi ne olacak bundan sonra? “Su akar Türk yapar” mantığı hakim olacak. Şimdi bunu yapıyoruz.
Ve çevremizdeki ülkelerle, gerek Rusya gerek İran, gerek Irak, gerek daha güneydeki ülkelerle çalışmalarımız petrol boru hatlarıyla devam ederken, bunun yanında tabi ki denizden de bağlantılarımızı kendileriyle kurmuş durumdayız.
Madencilik noktasında, petrol arama, petrol çıkarma noktasında, rüzgar, güneş enerjisi ve nükleer enerji noktasında bu tarihi adımlar atılmıştır, atılıyor. Bu projelerimizi gerçekleştiriyoruz.
Daha önce de ifade ettiğim gibi, bu yüzyılın en önemli hususlarından biri enerji ve Türkiye’nin bu alanda çok önemli avantajlara sahip olduğunun milletimize anlatılabilmesidir.
Hem kendi enerji kaynaklarını sağlamak, hem de küresel bir oyuncu olmak için Türkiye çok önemli yatırımları, çok önemli projeleri başlatmış ve bitirmiştir.
Enerji noktasında da durmak yok, duraklamak yok.
Projelerimizi tamamlayacak, enerji ihtiyacımızı inşAllah kesinlikle karşılayacak, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde doğacak enerji talebini de bir an önce giderecek hamlenin içerisindeyiz.
İşte KÖYDES’le, BELDES -biliyorsunuz daha önce yol ve su çalışması şimdi bu yeni dönemde de tamamen en ücra köşedeki köylerimize enerjide sağlıklı bir enerjinin ulaştırılmasında atılan bir adımdır- bunu da yine iktidarımız gerçekleştiriyor.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye İstatistik Kurumu dün, 2008 yılı ilk çeyrek, yani Ocak, Şubat, Mart dönemine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı.
Yılın ilk çeyreğinden, milletçe hepimizi sevindiren bir büyüme oranını yakaladık.
Gayri safi yurt içi hasılamız, yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,6 oranında büyüme kaydetti.
Büyümede özellikle iki sektör dikkati çekiyor:
Tarım sektörümüz yüzde 5,6, imalat sanayii de yüzde 7 oranında büyüme kaydetmiş durumda.
Her iki sektörde de, geçtiğimiz seneye nazaran ilk çeyrekte çok olumlu, çok sevindirici bir ilerleme kaydetmiş durumdayız.
Bu rakamlar neyi ifade ediyor?
Bu rakamlar, Türkiye'nin Ak Parti iktidarı döneminde girdiği büyüme sürecinin hız kesmeden devam ettiğini ifade ediyor.
Bu rakamlar, bunu özellikle belirtmek istiyorum, tüm belirsizliklere rağmen, küresel ve ulusal tüm dalgalanmalara rağmen, oluşturulmak istenen o kötümser havaya rağmen Türkiye'nin ısrarla, inatla, kararlılıkla geleceğe doğru emin adımlarla yürüdüğünü ifade ediyor.
Umuyorum ve inanıyorum ki, bu büyüme eğilimi yıl boyunca da devam edecek ve Türkiye inşAllah yıl sonunda belirlenen hedefleri yakalayacaktır.
Bu son rakamlar, kararlılığımızın, iyi niyetimizin, samimiyetimizin en bariz göstergesidir.
Biz hep işimize baktık, işimize bakmaya da devam ediyoruz.
Değerli kardeşlerim,
Dün, sağlık sistemimizi ve eczacıları ilgilendiren önemli kararlar aldık.
Bakanlar Kurulumuz’da bunu enine boyuna görüştükten sonra, gerek Çalışma Bakanımız, gerek Sağlık Bakanımız, gerek Maliye Bakanımız üçlü olarak bu çalışmaları devam ettirip ondan sonra neticesi açıklandı.
Tabi bir kısım çevrelerin olumsuz beklentilerine rağmen, yapılan bu çalışmayla, hamdolsun Türk Eczacılar Birliği davet edilerek, onlarla da görüşmeler yapıldı ve belli bir mutabakata vardılar.
Özellikle alt gelir grubundaki eczaneler için çok önemli bir adım attık. Yıllık en düşük gelir matrahı 240 bin YTL'den 350 bin YTL'ye çıkarılıp, iskonto oranı yüzde 3'ten yüzde 1'e düşürüldü.
İkinci alt gelir grubundaki eczaneler için matrah 480 bin YTL'den 600 bin YTL'ye çıkarılıp iskonto oranı yüzde 3.5'dan yüzde 2'ye düşürüldü.
Böylece eczacı kardeşlerimiz için ortalama yüzde 3 gibi bir yük getiren kurum iskontolarını yeniden düzenlemiş, eczanelerimizi rahatlatmış olduk.
Bu düzenlemelerle, bugünden itibaren tüm vatandaşlarımız eskiden olduğu gibi yaklaşık 24 bin eczaneden ilaçlarını almaya karşılamaya devam edecekler.
Değerli arkadaşlarım,
Ak Parti iktidarı, her zaman çözümden yanadır, bunu geldiğimizden bu yana hep söyledik, uzlaşmadan yanadır, işte bunu dün yine ispatladık, vatandaşlarımızın daha kaliteli hizmet almasından yanadır.
Bunu bir kez daha göstermiş olduk.
Ve şimdi de inşAllah bugün bu toplantıyı müteakiben Zonguldak’a gideceğiz. Ve Zonguldak’taki kömür işçisi kardeşlerimizin, madende çalışan kardeşlerimizin de talepleriyle bugün kömür madenine inip oradaki kardeşlerimizle kucaklaşacağız, buluşacağız ve daha sonra da işçilerimizle birlikte oradan ülkemize tekrar sesleneceğiz.
Ve ben bu duygu, düşüncelerle sözlerimi tamamlıyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlarken tüm misafirlerimize tekrar hoş geldiniz diyorum, tüm misafirlerimize tekrar hoş geldiniz diyorum, sevgi ve saygılar sunuyorum.
Ak Parti Genel Başbanı ve Başbakan
R. Tayyip ERDOĞAN
|