07-08-2008, 17:31
|
#14
|
|
Yaşadıklarımızı ''Yaşattırdıklarını'' Bir Başlık Altında Topladım! İSTİFA!!!
Paf takım olayına kadar diyordum ki bu Demirören çalışıyor ama beceremiyor.
En azından iyi niyetli diye düşünüyordum.
Ama Sivas maçındaki o paf takım olayından sonra 0'ın altında 1500 oldu değeri.
Ayriyeten o sinan engin denen mafya bozuntusu.
Geldiği gün onca küfür ettim. Demirörene sövdüm klübe sövdüm. Ne işi vardı bu sinan engin'in bizim aramızda.
Konya maçında kapalıda açılan sinan engin aleyhi pankartlar beni çok mutlu etmişti. Gözlerim doldu helal olsun dedim kendi kendime.Sonra malum devre arası ne olduysa birden kavga çıktı. 2. yarı sırf kavga yaşandı tribünde.
Ve [bana kalırsa] sinan engin aleyhindeki pankartları açtıran Ferdi Arslan'ın ölümüne kadar gitti bu iş. Burda zaten kardeş kardeşi vurunca işler iyice kopma noktasına geldi. Abbasağalıların Alen abi ve yanındakilere tepkisi büyüktü.
Öyle ki uzun zamandır tribünde bağırılmayan [Ferdi abi koyu Müslümcüdür] Müslüm babanın şarkısından esinlenerek yapılan şu beste her maç öncesi söylenmeye başlamıştı ;
"Öyle bir sevgi ki görün de bakın,
Kartalım seninle uçmak çok yakın,
Unuttum desem de inanma sakın,
Silinmez yazıyla yazdım kalbime..."
Bu besteyi tüm tribünün değil de bir tribünün bir kısmının söylediği düşünülürse hatta ve hatta bir kısım grupların bu besteyi bastırmak için kendi kafalarına göre beste başlatması ve bu grubu susturmaya çalışması ortaya çıkan ayrılmışlığın kanıtıdır.
Demirören'in [bence] çArşı'nın kapanmasında da etkisi vardır. Kapalı Tribünün kutu tarafı istifa diye bağırmadı [veya bağırtılmadı] bu yüzden çArşı tepki topladı. Pek çok kesim [Haklı olarak ben de dahil] işin içine rant mı giriyor diye sormadan edemedik.
Özellikle yaşanan bir kaç olay (Manisa maçından önce www.forzabesiktas.com'un kapatılması) Beşiktaşlıların aklında soru işaretleri oluşmasına sebep oldu. Tribünde de istifa karşıtı bir tutum uygulandığı için millet iyice kuşkulandı [ben de dahil].
Tribünde durum böyleyken yönetim de boş durmuyordu tabi.
Şimdiye kadar hiç bir Beşiktaş başkanının yapmadığı ve bundan sonra da kesinlikle yapmayacağı saçmalıkları sevdamızın üzerinde kullandı Demirören ve arkadaşları.
Benim içimi acıtan ise hiç bir Beşiktaş Derneği'nin yönetime tepki koymamasıdır.
Yönetimin genel kurula gitmesi için 2000 adet kongre üyesinin imzası gerekirken Beşiktaş dernekleri imza toplamak yerine Demirören'e kendimi nasıl sevdireyim de beleş bilet alayım derdine düşmüştü.[içlerinde bu tip olmayan insanlar da var onları ayrı tutuyorum.]
İşte son Manisa maçında Kapalı Tribün "Dernekler İstifa" diye tempo tuttu. Ancak görülen o ki Dernekler akıllanmamış. Daha geçen gün Levent Erdoğan nezdinde toplanan dernekler hiç bir şekilde yönetim aleyhinde konuşmalarda bulunmamıştır.
Beşiktaş JK başkanlığı için Demirören'den başka aday yoktu geçen seçimlerde. Biz ne kadar istifa dersek diyelim aday çıkmadıktan sonra yine Demirören maalesef aday olursa başkan seçilecektir.
İşte bu yüzden 2010 seçimlerine kadar klübe üye olmayı düşünüyorum. Elime imkan geçtiği anda klübe üye olacağım.Yoksa bu kralcılar Demirören'i yine başkan seçecekler ve biz bir süre daha bu Demirörenle gideceğiz. Sonrası mı ? Sonra Beşiktaş diye bir şey kalmayacak. En azından bize anlatılan temiz beyaz Beşiktaş kalmayacak, torunlarımıza, çocuklarımıza anlatacağımız bir Beşiktaş kalmayabilir...
Beşiktaş JK kobay olarak kullanılacak bir klüp değildir. "Onu dene yok tutmadı bunu dene" mantığıyla hareket edilmez.Bir uygulama yaparsın ve o uygulama tutar ! Bunun aksi şimdiye kadar görülmemiştir.Ancak Demirören ve arkadaşları bunu anlamıyor ve anlamamakta.
İşte bu yüzden diyorum ki senin gittiğin gün benim 2. doğum günümdür Yıldırım Demirören...
Biraz uzun oldu umarım okurken sıkılmazsınız...
|
|
|