Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-26-2008, 06:06   #1
Kullanıcı Adı
Deniz.Feneri
Standart Yüzyılın en büyük davası Ergenekon
Yüzyılın en büyük davası
Ümraniye'de 27 el bombasının ele geçirilmesi üzerine 13 ay önce başlayan Ergenekon terör örgütüyle ilgili soruşturma dün davaya dönüştü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, savcıların hazırladığı iddianameyi kabul etti.



Cezaevindeki sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, ilk duruşmanın 20 Ekim tarihinde Silivri'deki adliye binasında yapılmasını kararlaştırdı. 2 bin 455 sayfadan oluşan davanın iddianamesinde 86 sanık var. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İstanbul Üniversitesi'nin eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması olaylarını azmettirmek'le suçlanıyor. Örgütün liderleri için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 500 yıl hapis cezası isteniyor. Danıştay saldırısına özel bölüm ayrılan iddianamede, 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin 'maktul' olarak yer alıyor. Suikast sırasında yaralanan Mustafa Birden, Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu da 'mağdurlar' olarak sıralanıyor.





Her sanık kendisine isnat edilen suçtan yargılanacak; ancak örgüt liderleri bütün eylemlerden sorumlu tutulacak. Emekli paşalar Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'la birlikte 1 Temmuz'daki son operasyonda gözaltına alınan kişilerle ilgili olarak ise ek iddianame hazırlanacak.

İddianamede, Ergenekon terör örgütünün Danıştay saldırısı ve birçok suikastı planlayarak gerçekleştirdiği vurgulanıyor. Bu eylemler için örgütün sabıkalı veya suça meyilli insanları Kuvvai Milliye derneklerine üye yaptırdığı, ardından da çeşitli rütbeler ve sözde askerî görevler verdiği ifade ediliyor. Örgütün amaçları doğrultusunda basın yayın kuruluşları, mafya ve terör örgütlerini kontrol altına almaya çalıştığına dikkat çekiliyor. Ele geçirilen belgeler, telefon dinlemeleri ve ifadelere atıf yapan savcılar, sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yönetimlerinde örgütlenen Ergenekon'un bu kuruluşları amaçları doğrultusunda sevk ve idare ettiğini anlatıyor. Hükümetleri devirip yönetimi ele geçirmeyi amaçlayan örgütün, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde gizlice yapılandığı, devletin birçok birimine de sızmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu dile getiriliyor.

İddianameye göre, Ergenekon terör örgütü, halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi cebir, şiddet kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren ortadan kaldırmaya da teşebbüs etti. Amacına ulaşmak için kontrolü altındaki medya ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştı. Gerginlik ortamından faydalanarak yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya çalıştı.

Davada 86 sanık var

Atilla Aksu, Nusret Senem, Halil Behiç Gürcihan, Salih Omacan, Hayrettin Ertekin, Ayşe Asuman Özdemir, Erdal İrten, Ergün Poyraz, Doğu Perinçek, Mehmet Nuri Aytekin, İlhan Selçuk, İsmail Yıldız, Habip Ümit Sayın, Kemal Şahin, Sedat Peker, Selim Akkurt, Abdulmuttalip Tonçer, Ali Yasak, Sami Hoştan, Mahmut Öztürk, Mehmet Zekeriya Öztürk, Ertaç Giray, Muzaffer Tekin, Osman Aydın, Şahin Zeki Yurdakul Çağman, Hüseyin Görüm, Şefik Çelik, Ümit Oğuztan, Aydın Gergin, Ferit İlsever, Raif Görüm, Muhammet Yüce, Melike Arslan, Vedat Yenerer, Tanju Okan, Muammer Karabulut, Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Ali Kutlu, İhsan Göktaş, Bekir Öztürk, Orhan Tunç, Serhan Bolluk, Murat Çağlar, Semih Tufan Gülaltay, Yaşar Ağsu, Mehmet Fikri Karadağ, Nevzat Çetin, Oğuz Alpaslan, Abdulkadir Sami Almaz, Veli Küçük, Erol Ölmez, Recep Gökhan Sipahioğlu, Mehmet Adnan Akfırat, Rasim Görüm, Feridun Refik Nuhoğlu, Mehmet Demirtaş, Yusuf Çolak, Ali Yiğit, Oktay Yıldırım, Ahmet Ülger, Emin Gürses, Rafet Arslan, Aydın Yüksek, Muzaffer Şenocak, Fikret Emek, Gazi Güder, İsmail Eksik, Hayrullah Mahmud Özgür, Hayati Özcan, Tuğrul Derme, Fuat Ermiş, Mehmet Murat Yücel, Şebnem Eriş, Murat Özkan, Yusuf Görüm, Tuncay Hacıbektaşoğlu, Mete Yalazangil, Asim Demir, Kahraman Şahin, İbrahim Benli, Güler Kömürcü, Hüseyin Gazi Oğuz, Satılmış Balkaş, Sevgi Erenerol, Emin Caner Yiğit, Ayhan Sarıoğlu, Serdar Bahadır Kurt, Erkut Ersoy, Yaşar Arslanköylü, Abdullah Arapoğulları, Vatan Bölükbaşı, Coşkun Çalık, Ayhan Çelik, Hikmet Çiçek, Yusuf Beşirik, Yusuf Tunçer, Mahir Çayan Güngör, Saipir Debzlelvidze, Fuat Turgut, Kemal Kerinçsiz.



Kim, neyle suçlanıyor?

Veli Küçük: Terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olaylarını azmettirmek, halkı silahlı isyana tahrik. İstenen ceza; 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 500 yıla kadar hapis.

Doğu Perinçek: Silahlı isyana teşvik, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, terör örgütü kurmak, yönetmek, açıklanması yasak belgeleri temin. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılmasını azmettirmek. İstenen ceza; 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 500 yıla kadar hapis.

İlhan Selçuk: Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasını azmettirmek ve silahlı isyana tahrik. İstenen ceza; 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 500 yıla kadar hapis.

Kemal Alemdaroğlu: Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, halkı hükümete karşı isyana tahrik. İstenen ceza; 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 501 yıla kadar hapis.

Muzaffer Tekin: Terör örgütü yöneticisi olmak ve hükümete karşı isyana teşvik, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri bulundurmak, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak, kasten öldürmeye azmettirmek. İstenen ceza; 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 500 yıla kadar hapis.

Sevgi Erenerol: Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, silahlı isyana tahrik, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olaylarını azmettirmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek. İstenen ceza; 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 500 yıla kadar hapis.

Kemal Kerinçsiz: Terör örgütüne üyelik, silahlı isyana teşvik, gizli belgeleri bulundurma ve hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek.

Ergün Poyraz: Silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı isyana tahrik, yasak belgeleri temin etme, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri çalma, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek.

Oktay Yıldırım: Terör örgütüne üye olma, silahlı isyana tahrik, terör örgütlerine silah sağlama, mala zarar verme, patlayıcı madde kullanmak.

Ferit İlsever: Terör örgütüne üye olmak ve hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek.

Emin Gürses: Silahlı terör örgütüne üye olmak ve hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek.

Mehmet Fikri Karadağ: Terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı isyana tahrik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek.

Hüseyin Görüm: Silahlı terör örgütüne üye olmak ve askerleri itaatsizliğe teşvik etmek.

Sami Hoştan, Güler Kömürcü, Sedat Peker, Ali Yasak: Silahlı terör örgütüne üye olmak.

Gelir kaynağı; uyuşturucu, insan kaçaklığı ve hacker

İddianamede Ergenekon'un faaliyet yapısı, örgütlenmesi, gelirleri ve eylemleri de yer aldı. Örgütün finansal kaynakları anlatılırken, ilginç bilgilere yer verildi. Mafya ve uyuşturucu ticaretini kontrol altına almaya yönelen Ergenekon, Hazine arazilerinin illegal olarak satılması, bankalardan hacker yoluyla para çalma, kimyasal silah ticareti, insan kaçakçılığı ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla yardım toplama gibi alanlara odaklanmış. Elde edilecek illegal gelirlerin aklanması için çok sayıda şirket, holding, banka kurulması, yeni organize sanayi alanları oluşturulması ve toplu konut işine girilmesi planlanmış.

Tekin'in eşi de tanık

Ergenekon iddianamesinde ilginç tanıklar var. Edirne İl Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, işadamı Ali Avni Balkaner ve organize suç örgütü liderleri Vedat-Nuri Ergin kardeşler davada tanık olarak dinlenecek. Dikkat çeken diğer iki önemli isim ise sanıklardan Muzaffer Tekin'in eşi Fatma Müge Tekin ve ağabeyi Ahmet Rıza Tekin.


İddianameden satır başları

Örgütün yönetici kadroları toplumda ve devlet kademelerinde önemli görev ve mevkilerde bulunmuş kişilerden oluşuyor.

Amaçlarına ulaşmak için her türlü kanundışı yolları kullanmayı prensip edinmişler.

Gerekli silah, mühimmat ve diğer malzemeleri kolaylıkla temin edebildikleri gibi, devletin çok gizli belgelerini de rahatlıkla ele geçirebildiler.

Sadece Danıştay saldırısını değil, birçok suikastı da onlar planladı.

Eylemlerde kullanabilmek için suça meyilli insanları Kuvvai Milliye derneklerine üye yaptırıp, onlara çeşitli rütbeler ve sözde askerî görevler verdiler.

Basın yayın kuruluşlarını, mafyayı ve terör örgütlerini kontrolleri altına almaya çalıştılar.

Sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yönetimlerinde örgütlenerek bu kuruluşları amaçları doğrultusunda sevk ve idare etmeye çalıştılar.

Mafya ve terör örgütlerini tasfiye etme yerine yeniden düzenleyip organize etmeye ve buraların yönetimlerine kendi amaçları doğrultusunda hareket edecek kişileri getirmeye çalıştılar.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanı sıra devletin birçok birimine sızmaya yönelik amaç ve faaliyetlerde bulundular.

Nihaî amaç kaos çıkarıp devleti ele geçirmek

Ergenekon iddianamesinin ilk 30 sayfasında 86 sanığın ismi ile haklarındaki sevk maddeleri yer alıyor. 31'inci sayfadan itibaren ise, örgütün genel tanımı, soruşturmanın başlangıcı, yaptığı ve yapacağı eylemler anlatılıyor. Ümraniye'de ele geçirilen bombaların ardından yakalanan sanıkların daha önce yaptıkları eylemlerin ortaya çıkması üzerine soruşturmanın genişletildiği belirtiliyor. Soruşturmada, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün her yıl güncellediği terör örgütü listesinde yer almayan, örgütlenme biçimi, amacı ve faaliyetleri açısından bilinen terör örgütlerinden önemli farklılıklar gösteren, daha önce bir ceza davasına konu olmamış Ergenekon isimli terör örgütüne ulaşıldığı aktarılıyor. Türk tarihinde önemli yeri olan ve Türk destanında geçen 'Ergenekon'un terör örgütü ile yan yana getirilmesinin savcılığın tercihiyle değil, sanıkların belgelere bu ismi vermesinden dolayı zorunluluk halinde kullanıldığı vurgulanıyor. Soruşturma kapsamında ele geçen 'İstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi' isimli dokümandaki bilgilere göre örgütün bu tarihten önce de kurulan gizli bir örgüt olduğu, yönetici ve üyelerinin örgütü 'Derin Devlet' kabul edip, dışa karşı da bu şekilde gösterdiklerinin anlaşıldığına işaret ediliyor.

Yasal dayanağı olmayan, esasen hukuk devletinde bulunması da mümkün olmayan bu örgütlü yapının Anayasal kurumların yetki ve sorumluluklarını hiçe sayarak sözde devlet adına, devlet ve millet yararına hareket ediyormuş görüntüsü vermeye çalıştığı belirtiliyor. Bu yöntemle kamu kurumlarını baskı altına alıp devlet ve yönetiminde etkili olmayı, sivil toplum kuruluşlarını da örgüt amaçları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçladığı dile getiriliyor.

Örgütün hem legal hem de illegal anlamda örgütlendiği, deşifre olan örgüt üyesinin öldürülmesi derecesinde katı hiyerarşik kurallarının bulunduğu ifade ediliyor. Askerî birimler dahil her türlü kamu kurumunun örgütün faaliyet alanında olduğu, bütün kamu kurumlarının kontrollerinin ele geçirilmesini amaçladığı, siyasal amaçları doğrultusunda da sözde devlet ve millet yararına olduğu kabulü ve hemen herkesçe itiraz edilmeyecek milli değerlerin istismarı propagandası ile kasten öldürme dahil yasalarda suç olarak tanımlanan her türlü eylemi gerçekleştirebileceği anlayışına sahip olduğu ve bu kapsamda birçok eylemi de gerçekleştirdiğinin anlaşıldığına vurgu yapılıyor. Örgütün yakın amacının ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp kamu düzenini bozacak kargaşa ortamı meydana getirmek, nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamı ile yönetime karşı yapılacak hukuk dışı bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ve haklılığını temin edip, hukuk dışı bir müdahale ile yönetimi ele geçirmek olduğunun tespit edildiği bildiriliyor.

Ergenekon'un silahları cephaneliği andırıyor

Ergenekon terör örgütünün değişik illerde ele geçirilen silahları cephaneliği andıracak nitelikte. Değişik hücrelerde gizlenen patlayıcı maddelere dikkat çekilen iddianamede, bunların yasal amaçlarla bulundurulmasının mümkün olmadığı vurgulanıyor. Örgütün, amaç ve faaliyetlerinde kullanmaya yetecek kadar silah ve mühimmata sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Yakalanan silahlar arasında uzun menzilli nişancı tüfeği Kanas bulunmasının da Ergenekon belgelerinde yer alan 'gerektiğinde suikast yoluna başvurulması' hedefiyle örtüştüğü belirtiliyor. Operasyonlarda ele geçirilen silahlar listesi şöyle: "39 el bombası, 11 kg C-3 patlayıcı, 1160 gr tahrip kalıbı, 1 gaz bombası, 10 fünye, 5 işaret fişeği, 3 sis bombası, 21 TNT kalıbı, 1 yangın bombası, 84 kapsül, 24 ateşleme çakmağı, 50 metre infilak fitili, 35 adet çeşitli boylarda infilak fitili, 1 eğitim bombası, 2 adet demir çubuk içerisinde patlayıcı, Emolite marka patlayıcı, 3 plastik tüp içerisinde hidrolik asit, uzun namlulu tüfek, 21 ruhsatsız tabanca, 3 kurusıkı tabanca, 34 şarjör, 1074 mermi, susturucu, içi boşaltılmış havan mermisi, 9 adet içi boşaltılmış uçaksavar mermisi, 2 kasatura, saniyeli fitil, çok sayıda demir bilye, bomba yapımında kullanılan malzemeler ve telsiz."

İddianamede Ergenekon'un amaçlarına ulaşmak için şiddet eylemlerini meşru gördüğü belirtiliyor. Psikolojik harp yöntemlerine özel önem veren örgüt, elde ettiği istihbari bilgileri de paraya dönüştürmeyi planlamış. Bir diğer faaliyet alanı ise dernek ve vakıflar. Bu kuruluşlar, üyelerden aidat toplamanın yanı sıra, istihbarat toplama, toplumsal hadiseler çıkarma ve silahlı militan yetiştirmede kullanılmış.


 

Deniz.Feneri isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder