Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-30-2008, 15:07   #28
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Ebu cehil ve ebu leheb torunları
İslam dini Hakk ve batıl mücadelesinin kıyamete kadar süreceğini bildirir. Bunun için her devirde Hakk`ı temsil edenlerin bulunması da, batılı savunanların bulunması da kaçınılmazdır. Rahmetli Arif Nihat Asya bir şiirinde “Ebu Cehil ölmedi Ya Resulallah / Ebu Lehep kıtalar dolaşıyor” diyerek her devrin Ebu cehilleri ve Ebu Lehepleri olacağına vurgu yapar.




Peygamberler Hakk`ın temsilcileridir. Peygamberlerin yolunda gidenler de onların varisidir. Varisler kendilerine miras olarak kalan hakikatleri kendi devirlerinde ulaşabilecekleri insanlara iletmişlerdir. Ebu Cehil ve Ebu Leheb de birer semboldür. Küfrün sembolü olan bu kişileri temsil edenler de onlardan miras kalan batıl fikirleri kendi çağlarında yaymaya çalışırlar. Bugün ülkemizde Peygamberlerin izinde gidenler de, Ebu Cehil ve Ebu Leheb’in izinde gidenler de mevcuttur. Çünkü başta da değindiğimiz gibi Hakk ve batıl mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir.

Son zamanlarda yeniden alevlenen Başörtüsü tartışmalarını hiçbir kıvırma ve saklanmaya ihtiyaç duymadan bu çerçevede değerlendiriyorum. Hakk`ı temsil edenler, Kur’an’ın emrine ve Peygamber Efendimizin (sav) pratikteki uygulamalarına uyarak tesettürün İslam’ın bir rüknü olduğuna inanırlar. Tesettür sadece kadınların örtünmesi değildir. Erkeklerin de tesettüre riayet etmeleri gerekir. Erkekler İslam dininin kendilerine çizdiği ölçüler içerisinde avret yerlerini örterken, Müslüman kadınlarda tesettürün ölçüsü de el, ayak ve yüz hariç vücudun bütün yerleridir. İslam hakkında biraz bilgisi olan herkes tesettür emrinin Kur’an ve sünnetten kaynaklandığını bilir. Ancak cehaletin babası anlamına gelen ismiyle Ebu Cehil’in torunları ise bu gerçeği bilmezden ve görmezden gelirler. Ebu Cehil’in torunu olmakla övünen bazı tipler, İslam dininin emri olan tesettüre dil uzatarak, tam anlamıyla torun olduklarını ispatlamaya çalışmaktadırlar.



Ebu Cehil’in torunlarından biri olmayı şeref sayanlardan biri Canan Arıtman isimli cehalet abidesi CHP’li bir milletvekilidir. Cehennem kütüğü olmaya aday (İlmiye Çığ isimli) bir başka ucubenin fikirlerini tekrar ederek “başörtüsünün Asurlarda fahişelerin elbisesi olduğunu” iddia etmektedir. Bu cahil kadının iddiaları aynen şöyledir: "Örtünme kadını aşağılayan, eşitsizleştiren bir olgu. Bu yolla kadına 'erkekle eşit değilsin' deniliyor. Örtünme Sümerlere, Asurlulara kadar dayanıyor. Sümerlerde fahişeler örtünmüş, Asurlularda evli kadınlar örtünmüş. Örtünme Mezopotamya'da da var, bütün semavi dinlerde de. Arap toplumunda da cahiliye döneminde kadın örtünmüş. Örtünmek İslamiyet'le ortaya çıkmış bir şey değil." Bu cahil karı hızını alamadan kadınlara da şöyle seslenmiş: "Atın örtülerinizi, özgürleşin."

Canan Arıtman isimli bu kara cahil, kendi açıklamasından birkaç gün önce açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamasını bile okumadan böyle bir hüküm vermesi, tam anlamıyla Ebu Cehil’in torunluğunu yaptığının bir göstergesi olmuştur. Eminim bu ifadeleri ile öbür âlemde temsil ettiği Ebu Cehil ve Ebu Leheb ile birlikte olacaktır.

Ebu Cehil ve Ebu Leheb’in torunu olmak hususunda yarışanlardan biri de her devrin karanlık adamı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’tir. Partisinin İzmir İl Örgütü tarafından düzenlenen yemeğine katılan Ebu Cehil torunu Perinçek, "Türban rahibe kıyafetidir. Siyasal maksatlı bir kara bayraktır. Amerika'nın BOP projesinin simgesidir. Müslümanlara ait bir giysi değildir. Türban, çalışma hayatında olamaz. Kadın, türbanla toplumdaki yerini alamaz." ifadelerini kullanmıştır.

Ebu Cehil ve Ebu Leheb’e tam anlamıyla torun olmayı hak eden Arıtman ve Perinçek’in iddialarının bu noktasında Arif Nihat Asya’ya hak vermemek elden gelmiyor. Biz de yazımızı başta aldığımız Arif Nihat Asya’nın şiiriyle bitirelim isterseniz:

“Ebu Cehil ölmedi Ya Resulallah / Ebu Leheb kıtalar dolaşıyor.”


Selim Çoraklı