|
'Ulusa Sesleniş'te çeteler vurgusu
-KKTC'DEKİ EĞİTİM ALTYAPISI-
Başbakan Erdoğan, eğitimle ilgili yatırımlarda ise Kıbrıs'ta çok çok önemli adımlar atıldığını belirtti. 2002 yılında KKTC'de öğrenim gören çeşitli ülkelerden öğrenci sayısının 24 bin civarında olduğunu anımsatan Erdoğan, bugün KKTC'de öğrenim gören öğrenci sayısının 43 bine ulaştığını, bu sayının 60 bine taşınmasını istediklerini kaydetti. Erdoğan, 2003 yılında mevcut yurtların 8 bin yatak kapasitesine sahipken, bugün bu sayının 28 bini aştığını bildirdi.
Ortadaki tablonun son derece sevindirici olduğunu, KKTC'de gözle görülür biçimde gelişme kaydedildiğini ve güçlendiğini anlatan Başbakan Erdoğan, ''İftiharla söylemek isterim ki KKTC bizim dönemimizde hiçbir şey kaybetmemiş, tam aksine çok şey kazanmıştır'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Zorluklar, sıkıntılar, aşılması gereken engeller daima olacaktır; önemli olan, bu ülkenin insanlarının birbirlerine bağlılığını, ülkelerine sevgilerini, geleceğimize olan inançlarını kaybetmemeleridir'' dedi.
Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında ekonomideki gelişmelere değindi.
Dünya ekonomisinin bu günlerde zor bir dönemeçten geçtiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı dalgalanmanın az ya da çok dünyanın tüm ülkelerini etkilediğini kaydetti.
2002 yılında 25 Dolar olan petrolün varil fiyatının, geçen haftalarda tarihi rekor kırarak 147 Dolara kadar yükseldiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hemen tamamında, borsaların, faizlerin, özellikle de enflasyonun dalgalanmasına şahit oluyoruz. Bütün bu gelişmeler karşısında, Türkiye olarak, küresel dalgalanmayı en hafif şekilde atlatmak için gerekli önlemlerimizi aldık, almaya da devam ediyoruz.
Türkiye ekonomisi, geçmiş dönemlerde en küçük bir küresel ya da ulusal belirsizlikte krize sürüklenirken, bugün, hamdolsun her türlü sarsıntıyı göğüsleyebiliyor, her türlü şoka direnebiliyor.
5.5 yılda, ekonomimizi korunaklı hale getirmek, sağlam bir zemin üzerine inşa etmek için yoğun gayret sarf ettik.
Bir yandan makro ekonomik göstergelerde tarihi başarılar elde ederken bir yandan da yapısal reformlarımızı kararlılık ve cesaretle gerçekleştirdik.
Bugün Türkiye ekonomisi, dünyanın 17'inci, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi; bir o kadar da sağlam, sağlıklı bir ekonomi haline gelmiştir.''
-GİRİŞİMLER-
Ekonominin karşı karşıya olduğu şokların, sadece uluslararası dalgalanmalardan ibaret olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de geçmişte sıkça yaşandığı gibi istikrarsız bir ülke yapmaya yönelik girişimlere de zaman zaman şahit olunduğunu ifade etti.
Bütün bu girişimlere rağmen Türkiye'nin büyümeye, kalkınmaya, ilerlemeye devam etiğini ve devam edeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bakınız, 2008 yılının ilk çeyreğine ait büyüme rakamları açıklandı. Ekonomimiz, yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,6 oranında büyüme kaydetti. Bu büyüme oranlarıyla birlikte, Türkiye ekonomisi tam 25 çeyrek aralıksız büyüme rekorunu kırdı. Türkiye eşsiz bir kalkınma, eşsiz bir ilerleme fırsatına sahiptir. Türkiye’nin potansiyeli, Türkiye'nin zenginlikleri, Türkiye'nin dinamik, zeki ve girişimci iş gücü, bizim dünyada rekabet edebilmemiz için yeterli imkanlardır. Bu imkanları kullanarak 5 buçuk yılda Türkiye'yi büyüttük.
Bu büyümeyi sürdürecek, Türkiye'yi inşallah hak ettiği noktaya hep birlikte taşıyacağız. Bakınız, biz iktidara geldiğimizde Türkiye'nin toplam ihracatı sadece 36 milyar dolardı. Geçtiğimiz ay sonu itibariyle geriye dönük 12 aylık ihracatımız 124 milyar dolara ulaştı.
Dünyanın bütün ülkeleriyle komşularımızla yakındaki ülkelerle uzaktaki ülkelerle temas halindeyiz. Her fırsatta ilgililerle yetkili makamlarla görüşüyor, Türkiye'nin imkanlarını, ürünlerini oralarda pazarlamak için girişimlerde bulunuyoruz. Yapay gündem maddeleriyle vaktimizi heba etmiyoruz, Türkiye'yi dünyaya açmanın mücadelesini veriyoruz. Birileri hep engel çıkarma gayreti içerisine girebilir, hiç önemli değil. Bizim işimiz var.
Türkiye’yi büyütmek, soframızdaki ekmeği büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz, bizim asli gündemimizin ana maddesinde işte bu var.''
-''TOZLU RAFLARDAN KAYITLARI BULDUK''-
Erdoğan, hükümet olarak, en başından itibaren emeği ''en kutsal değer'' olarak gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Zorunlu Tasarruf hesabında, bildiğiniz gibi, biriken paralar 13 buçuk katrilyondu. Bunu tüm çalışanlarımıza hamdolsun ödedik ve bütün bunların yanında çalışanlardan ve işverenlerden kendi iradeleri dışında kesilen ancak amacı dışında kullanılan bir paraydı bu ve artık bu iş bitti. Tam 13 buçuk katrilyon... Hiç gündemde yokken adeta ümitler tükenmişken biliyorsunuz Konut Edindirme Yardımı kesintilerini gündeme taşıdık ve şimdi bunları da ödüyoruz. Dikkat ediniz; Ne zamandan itibaren bu kesinti başladı, 1987 yılından itibaren, ne zamana kadar, 1995 yılına kadar. Konut Edindirme Yardımı adı altında çalışanlardan bu kesinti yapılmış ve 1996 yılına kadar devam etmiş, 1995 son. Ancak ortada böyle bir para yok. Paranın kaydı dahi sağlıklı şekilde tutulmamış. Bankacılık teamüllerine uyulmamış. Depolardan, çuvalların içinden, tozlu raflardan kayıtları bulduk, tek tek evrakları incelettirdik ve 8 buçuk milyon çalışanımızı tespit ettik. Şimdi, hak sahibi bu 8 buçuk milyon vatandaşımıza, toplam 2 milyar 855 milyon YTL'yi ödemeye başladık. Yani yaklaşık 3 katrilyon. Devlet çalışanına borçlu olamaz dedik. Biz, 'hükümet olarak bunun vebalini taşıyamayız' dedik. Hiçbir dahlimiz, hiçbir sorumluluğumuz olmadığı halde bizden önceki yönetimlerin maalesef dahli sorumluluğu neticesinde böyle bir tablo ortada. İnanıyorum ki bu 8.5 milyon vatandaşımız belki de bundan tamamen ümidini kesmişti.''
-''2 MİLYONA YAKIN VATANDAŞIMIN PARASI ÖDENDİ''-
Devletin bu borçlarını hak sahiplerine ödemeye başladıklarını ifade eden Erdoğan, ''Şu ana kadar yaklaşık 2 milyona yakın vatandaşımız parasını tahsil etti. Bazı teknik arızalar yok değil, var. Bu teknik arızalar sebebiyle zaman zaman bazı sıkıntılar yaşanıyor. Ama lütfen, bir yüklenme, ciddi bir yüklenme, tabii bütün bu yüklenmeler sistemi de maalesef bozabiliyor. Bu konuda inanıyorum ki vatandaşlarımız bizleri mazur göreceklerdir. Ama bütün bu paralar er geç çok kısa bir zaman içerisinde, işte gördüğünüz gibi şurada birkaç gün içinde 2 milyona yakın vatandaşımın parası ödendi, diğerleri de ödenmeye devam edecek'' diye konuştu.
Erdoğan, kuraklık nedeniyle zor günler geçirdiklerini bildikleri çiftçileri de bu süreçte unutmadıklarını belirterek, kuraklığın etkisini azaltmak amacıyla önceki hafta Bakanlar Kurulu'nda bir kararnameyi imzaladıklarını ve yayımladıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, kuraklık sebebiyle ürünlerin zarar gördüğü 35 il ve bu illere ait 210 ilçede, Çiftçi Kayıt Sistemine dahil çiftçilere, dekar başına, buğday ve mercimek için 22 YTL, arpa için 13 YTL, nohut için 30 YTL, fiğ, burçak ve mürdümük için 24 YTL nakdi destek sağladıklarını hatırlattı.
-''MİLLETİMİZ GÜNGÖRMÜŞ BİR MİLLETTİR''-
Bu çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını da bir yıl süreyle ertelediklerini anlatan Erdoğan ''İnşallah ülkemiz bu kuraklık dönemlerini geride bırakır. Ancak her hal ve şart altında, hükümet olarak mağdur kesimleri, ihtiyaç sahiplerini kollamaya, gözetmeye devam edeceğiz. Sadece nimetleri değil, külfetleri de beraber olarak aynı güzel geleceğe yürümek suretiyle paylaşacağız, duyguda birleşen aynı duyguda birleşen 70 milyonluk bir bütün olarak bunları paylaşacağız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin aydınlık yarınlarını, güzel günlerini, mutlu ve müreffeh geleceğini hep birlikte inşa edeceklerini ifade ederek, şunları söyledi:
''Zorluklar, sıkıntılar, aşılması gereken engeller daima olacaktır; önemli olan, bu ülkenin insanlarının birbirlerine bağlılığını, ülkelerine sevgilerini, geleceğimize olan inançlarını kaybetmemeleridir. Sizlerden ricam, Türkiye'nin kısa vadeli gündemini işgal eden sıkıntılı durumlar sebebiyle umutlarınızı, bu ülkenin değişimine olan inancınızı asla kaybetmemenizdir.
Türkiye büyük bir ülkedir, milletimiz güngörmüş bir millettir, çok büyük bir medeniyet mirasının varisleriyiz, önümüze çıkacak her türlü güçlüğü aşarak hedeflerimize ulaşmaya muktediriz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi tarih boyunca gür bir ırmak olarak çağıldamış bu milletin, engin denizlere ulaşmasına kimse engel olamaz. Çocuklarımıza bizim yaşadığımızdan çok daha güzel, çok daha aydınlık, çok daha mutlu bir Türkiye armağan etmek boynumuzun borcudur. Ben millet olarak bu büyük medeniyet sınavından alnımızın akıyla çıkacağımıza bütün samimiyetimle inanıyorum. Sizler de bu ideale inanmakta bir an bile tereddüt etmeyiniz. Allah Türkiye'nin yolunu, bahtını, ufkunu açık etsin. Bu duygularla sözlerime son veriyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.''
AA
|